Güncelleme Tarihi:
- Nasıl tanıştınız?
MUSTAFA AVKIRAN: 20 yıl önce Viyana’dan yeni dönmüştüm. Herkesin oynadığı ‘Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz’a ben de dahil oldum. İşte orada güzel bir kız vardı. Gözüm kaydı. İki ay sonra çıkmaya başladık ve bir yıl sonra da evlendik.
- Çocuğunuz var mı?
ÖVÜL AVKIRAN: Çocuğumuz yok... Hâlâ eşikte duruyoruz.
- Romantik bir çift misiniz?
ÖVÜL AVKIRAN: Mustafa aklıyla hareket eder. Ama bir o kadar da duygusaldır ve romantizmi sever.
- Yani Mustafa Bey televizyonda canlandırdığı karakterler kadar sert değil...
ÖVÜL AVKIRAN: Çok merhametli biri. ‘Kınalı Kar’ dizisinde ‘Cabbar Ağa’ isimli kötü bir karakteri canlandıracaktı. Hiç kötü bakabilen biri değildir. “Sana inanamam, kötü adam olamazsın” demiştim. Ama üç bölüm sonra bir baktı ve iş oldu.
- 20 yıllık evlilikte birbirinizde neleri değiştirdiniz?
MUSTAFA AVKIRAN: Ben babama bir şeyi değiştirmesini söylesem bana “Bir git” derdi. Ben 50, Övül 40 yaşında. Hâlâ nasıl değişebiliriz diye çalışıyoruz. Birbirimizi de tabii etkiliyoruz. Övül bağlamanın sesinden nefret ederdi ama ben ona bağlamayı sevdirdim. Modayla hiç ilişkim yoktur. Onun sayesinde bütün genç modacıların arkadaşı oldum ve takip etmeye başladım.
ÖVÜL AVKIRAN: Acayip bir çiftiz. Burası bizim için oyun alanı ama dünyanın en önemli işini yapsak da aniden çadırımızı alıp yurtdışına kaçabiliyoruz.
- Aşk işlere ne kadar yansıyor?
ÖVÜL AVKIRAN: Her zaman aşk değil, bazen nefret de yansıyabilir (Gülüyor). Sanat ille de sevgiden üremiyor. Birbirimize hırslanıp hangimiz daha parlak fikir bulacağız diye rekabet de edebiliyoruz.
- Eşinizle birlikte çalışmak sıkıyor mu?
ÖVÜL AVKIRAN: O kadar beraber değiliz, ikimizin de çekimleri oluyor. Ama 20 yılda toplasan iki ay ayrı kalmışızdır! Genç yaşta bir araya geldik. Başka türlüsünü de bilmiyoruz.
- Aranızdaki görev dağılımı?
ÖVÜL AVKIRAN: Bu çok da konuşmadan gelişiyor. Ben para bulmayı beceririm ama Mustafa’nın kafası mali işlere daha yatkındır. Organizasyon konusunda da ben daha iyi olabiliyorum.
HERKES BU SAHNEDEN GEÇTİ
‘Kuzey Güney’ dizisinin reji asistanı, “Mustafa Abi senin Garajİstanbul’la alakan ne?” diye sordu. Beşinci yılımız bitiyor. Türkiye’de tiyatro ve dans adına aklınıza gelen herkes bu sahneden geçti. Burada iş yapmak prestij oldu ve mekân vitrin haline geldi. 14 Eylül 2011’de ‘The Guardian’ tarafından İstanbul’un en iyi mekânı seçildi. Çağdaş tiyatro, dans ve müzik mekânı olduk. Şimdi müziği ön plana çekiyoruz. Yerli yabancı DJ’lerin katıldığı partiler düzenleyeceğiz. Amacımız Beyoğlu’nun göbeğinde mutfağı, barı ve servisi olan,
en büyük ve konforlu konser alanı da olabilmek.
Özgü Namal 15 dakika ağladı
MUSTAFA AVKIRAN
- Kötü adam oynamak daha mı zor?
- Bu rollerden çok memnunum. Hiç tanımadığım denizlerde yüzüyor ve hiç yapmayacağım şeyleri yapıyorum. Karşı çıktığım şiddeti yaşıyorum. Aslında bu yüzden kırılmalar yaşadım.
- Ne gibi?
- Burada namus üzerine bir festival yapıyorduk. Kadına yönelik şiddetle ilgili 12 şehir dolaşmıştım. O sırada ‘Mutluluk’ filminde kıza tecavüz eden amca rolü geldi. Günlerce uyumadım ve kendimle hesaplaştım. Sonra bunun o meseleye hizmet edecek bir şans olduğunu düşündüm. “Herkes canlandırdığım karakterden nefret etmeli” diye düşündüm. Özgü Namal o sahnenin çekimlerinden sonra çok etkilendi ve 15 dakika ağladı.
- Kötü adam rollerinin nedeni de fiziğiniz mi?
- 20’li yaşlarımdan beri hiç jön olmadım. Olmak da istemedim. Kendimi seviyorum ama saçlarım erken döküldü, yüzümde sivilce izleri vardı ve biraz kiloluydum. Bıyık da bırakınca öyle oldum.
- Mekânınızı maddi olarak döndürmek için mi dizilerde oynuyorsunuz?
- Dizi yapmaktan utanmıyorum ve para için yapmıyorum. İçinde olduğum projeden çok mutluyum.
KIVANÇ EN İYİ STARLARDAN
Canlandırdığım ‘Sami’ Türkiye’deki bazı erkekleri temsil ediyor: Sevgisini göstermiyor ve bunu statü göstergesi yapıyor. Ben de babamın bana sarıldığını hatırlamıyorum. Kıvanç Tatlıtuğ ve Buğra Gülsoy’la baba-oğul ilişkimiz var. Kıvanç, nazik, saygılı ve işine sahip çıkan biri. Tanıdığım iyi starlardan.