Güncelleme Tarihi:
Algül ile Haziran başında Bodrum’a giden Casalini, Temmuz ayı ortasında sevgilisiyle ayrılık kararı almış; Algül İstanbul’a döndükten iki hafta sonra da “Tahsin Abi” dediği ortak arkadaşları Tahsin Berk ile evlenmişti. Moda fotoğrafçısı olan Raşit Algül’ü Hummel firmasının katolog çekimi sırasında yakaladık ve konuşmaya ikna ettik. Fotoğrafçı
Algül durumun fotoğrafını çekti
* Zeynep Casalini ile birlikteliğiniz ve fotoğrafçı olmanız dışında sizinle ilgili pek bir şey bilmiyoruz. Siz anlatın bize kendinizi?
- Moda ve kampanya fotoğrafçılığı yapıyorum. Yurtdışı kampanyalarında çalışıyorum, mesela en son Amerikalı aktör James Belushi’yi çektim. Ama Zeynep ile birlikte olduğumdan beri işlerimi biraz geri plana almıştım çünkü çoğunlukla Zeynep’in işleriyle ilgileniyordum.
* Ne kadar zamandır birlikteydiniz?
- Üç yıldır, tam üç yıl.
* Yazları hep Bodrum’da mıydınız?
- Geçen sene Zeynep orada sahneye çıkmaya başladı. Geçen yaz da bu yaz da birlikte gittik ama ben işlerim nedeniyle ara ara dönüyordum. Bu sene haziran başında gittik, ben temmuzda döndüm. 14’üydü sanırım...
* Ayrılıp da mı döndünüz, ne oldu orada?
- Can Dündar ‘Veda Acısı’ yazısında Dostoyevski’den bir alıntı yapmış, “İnsanların birbirini tanıması için en iyi zaman, ayrılmalarına en yakın zamandır” demiş ve eklemiş: “Sonra gelsin uykusuz geceler. Bir türlü karar verememeler. Ruhen gidip gelmeler. ‘Hele biraz daha zaman geçsin’ diye nikah ertelemeler. Birlikteymiş gibi yaparken, sevecek başka yüzler, yüzecek başka denizler kollamalar...” çok severim bu yazıyı.
* Kim istedi ayrılmayı?
- Ben karar verdim ve dönüp İstanbul’a geldim çünkü Zeynep bunu bana söyleyemiyordu.
* Gerçekten ayrılmayı mı tercih etmiştiniz yoksa blöf müydü?
- Yakın çevrem çok iyi bilir ki ben çok düşünür bir kere konuşurum. Biz hiç kavga etmedik. Konuştum, cevabını bekledim, aldığım cevap bana “Bitti bu ilişki” dedirtti. Yani ayrılmaya Zeynep karar verdi ama ben söyledim ona.
BEN DE “ABİ” DERDİM
* Tanışıyor muydunuz şimdiki eşiyle? Bodrum’da aynı arkadaş grubunda mıydınız?
- Tanışıyorduk evet ama öyle bir grubumuz yoktu. Onun lokantasında yemek yiyorduk. İlişkimi sonsuz bir güven içinde yaşadığım ve yaşattığım için bu yaza kadar hiçbir soru işareti belirmemişti kafamda.
* Siz de “Abi” mi derdiniz kendisine?
- Tabii ‘Bodrum’un ağabeyidir’ kendisi. Bu konuda konuşmak istemiyorum, kendisi tamamen bu konunun dışında.
* Peki bu yaz ne hissettiniz de soru işareti belirdi kafanızda?
- Hissettim bir şey ama isim koyamadım. Zeynep ile konuştuk bu konuyu aramızda. Bir şey görürsünüz, anlamlandırmaya çalışırsınız, inanmak istemezseniz ya, öyleydi. Üç kere sordum Zeynep’e, benim duymak istediğim cevabı verdi.
* Reddetti yani...
- Tabii ki.
* Evlendiklerini nasıl öğrendiniz?
- Bir yakın arkadaşımın oğlu söyledi. İki gün geçmişti üzerinden. Zaten birlikteliklerini biliyordum. Kendime çok kızmakla beraber kahkahalarla güldüm.
* Sinirden mi?
- Sinirden mi, rahatlamadan mı, artık kesin olarak bu ilişkinin bittiğini görmemden mi bilmiyorum... Zeynep’le ayrılma kararını aldığımın ertesi günü Bodrum Marina’da yürüdüm. Tanrı’ya ve evrene, “Bu durumu benden çabucak alın beni çabucak kurtarın” dedim, üç haftada kurtuldum. Aklıma bu geldi, onun için güldüm. Birini evlendiğini duymak bitti anlamına gelir ya. O yüzden teşekkür ettim evrene bana bunu yaşattı diye.
* Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
- Bazen üzülüyorum, bazen kendime geliyorum. Kendimi tamamen işe verdim. Bu ilişkide, kariyerimde bir sendeleme yaşadım. Tekrar hayata dönmeye, fotoğraf çekmeye, mutlu olmaya çalışıyorum. Acı çekmiyorum ama dumura uğrama durumu vardır ya onu yaşıyorum.
* Bir fotoğrafçı gözüyle durumun fotoğrafını çeker misiniz?
- Ben çekilmiş bir fotoğrafın yorumunu yapayım size: O fotoğrafın dününde bir ihanet, bugününde bir trajedi, yarınında da pişmanlık var.
ATIL DURUMA DÜŞTÜM
* Genelde kadınlar yapar bunu ama siz de ilişkiniz süresince kendi mesleğinizi geri plana atmışsınız. Şimdi pişman mısınız?
Pişmanlık değil de kendi kendime kızgınlık var. Ben kendi hayatımı rafa kaldırmıştım, sonra nasılsa tozunu silip devam ederim diye düşünüyordum. Bunda Zeynep’in hiç suçu yok. Onun yanında olmayı, onun işlerine destek olmayı ben istedim. Kendi yaşam enerjimi karşıya aktardım ve belki de atıl durumda bir erkek konumuna düştüm onun gözünde. 1.5 aydır o kaybettiğim enerjimi yeniden topluyorum.
ÖNCELİK EV, BAHÇE, KÖPEK
* Sizin de evlilik fikriniz var mıydı?
- Evet ama zamana ihtiyaç vardı.
* Belki de sadece evlenmek istiyordu, olamaz mı? Üç yıldır birliktesiniz ve evlenmemişsiniz.
- Belki de, bilemiyorum ki...
* Hiç konuşmuş muydunuz evliliği?
- Tabii ki konuşmuştuk. Bazı planlarımız vardı.
* Uzun ilişkiden çıkan kadınların hayatlarına giren ilk erkekle apar topar evlenmesi ilk değil. Sizce bunun altında nasıl bir psikoloji yatıyor?
- Bütün bu olan bitenin karşılığı yok bende, anlamlandıramıyorum, aslında ama bildiğim tek bir şey var o da Zeynep geçen yıldan beri Bodrum’a yerleşme hayalleri kuruyordu.
* Arkadaşlarınız ne diyor bu evliliğe?
- Bunun bir şaka olduğunu düşünüyorlar. Bana bunun reklam amaçlı olup olmadığını, Zeynep’in bir dizi filme başlayıp başlamadığını soran oldu. “Gördüğünüz budur” diyorum çünkü ben de bilmiyorum ki, şaka mı gerçek mi... Çevremiz de beni tahrik ediyor ama bu durumun üzerine gitmek beni daha çok üzer. O üç yıl bana aitti. Ne yapayım anı olarak kalmasından başka? Artık Zeynep’i ne rüyamda görüyorum ne de aklıma getiriyorum. Zeynep Bodrum’da yaşamak istiyordu ve oraya yerleşti, konu bu kadar basit.
* Bir ortak arkadaşınıza artık Bodrum’da yaşayacağı için mutlu olduğunu söylemiş galiba.
- Evet, “Bir evim, bir bahçem ve Golden Retriver köpeğim var artık” diye bir mesaj yollamış. Öncelik bunlardaı herhalde. Hayırlısı olsun da demiyorum olmasın da demiyorum.
* Birlikte mi yaşıyordunuz?
- Evet.
* Evi ne yaptınız?
- Dağılıyor.
* Daha önce geldi mi başınıza böyle bir şey?
- Bu camianın içinde çok rastlanılan olaylar aslında. Duyup da garipsediğim çok olmuştu ama başıma geldi. Kötü mü, kötü... Bırakın aşkı, sevgiyi, insansanız ve biraz duygunuz varsa kötü tabii. Neyi isterseniz onu çekiyorsunuz. Belki ben çektim bunu kendime. Belki ben bunu çok istedim, belki Zeynep istedi.
* Kadınlar hakkında fikriniz değişti mi?
- Yok niye etkilesin ki? Zaten ben çok tecrübeli değilim böyle konularda. İlk aşık olduğum kadınla evlendim. 2002 yılında bitti, sonrasında doğru dürüst bir şey yaşamadım. İkinci aşık olduğum kadın da Zeynep’ti.
İKİ TELEFON BİR MESAJ
* Nikaha ortak arkadaşlarınız katıldı mı?
- Benim tanıdığım bir tek manikürcüsü vardı.
* Ayrıldıktan sonra konuştunuz mu hiç?
- Bir buçuk ay oldu ben İstanbul’a döneli. İki kez telefonla konuştuk. Birincisinde bu olayın doğru olup olmadığını sordum. İkincisinde, “Bana anlat başka bir yerden duymamayım” dedim sonra da bu olanları öğrendim.
* Nikahı duyunca hiç mi bir şey yapmadınız?
- Bir mesaj çektim. Benim için artık herhangi biri o. Nötrüm.