Güncelleme Tarihi:
Filmin yapımcısı sizsiniz. Aynı zamanda bağımsız sinemanın da destekçisisiniz. Bağımsızların geleceğini nasıl görüyorsunuz?
- Her geçen gün daha az bağımsız film yapılıyor. Stüdyolar finansal getirisinin garanti olduğu projelere yatırım yapıyor. Kendilerini sağlama alıyor. Büyük ihtimalle bu filmi 1970’lerde yapsaydım daha fazla finansal destek bulurdum.
Başrolde olmasaydınız yine bu iş ortaya çıkar mıydı?
- Durum çok farklı olmazdı. Çünkü filmi oldukça düşük bir bütçeyle çektik.
Filmin ana temalarından biri, ebeveyn olmak. Baba olmak filmlere bakışınızı nasıl etkiledi?
- Aile kurduğumda henüz 20’lerimdeydim. New York’taydık ve gerçekten büyük bir mücadeleydi. Hâlâ okuldaydım. Herkes aktörlük ve aileyi bir arada yürütemeyeceğimi, imkânsız olduğunu söylüyordu. Kariyer sahibi olmanın ancak kendinizi ön planda tutarsanız mümkün olduğunu defalarca dile getirdiler. Bunu meydan okuma olarak kabul ettim. Yapılabileceğini göstermek istedim ve başarılı oldum.
Zor bir mücadele miydi?
- Evet. Bir filme başladığınızda zamanınızın tamamını oraya ayırmak, filmin çekildiği yere gitmek ve ailenizden ayrı olmak zorundasınız. Çocuklarınız okula başladığında sizinle seyahat edemiyor. Büyüdükçe daha da zor. Ama ailece bibirimize yakındık.
Buna rağmen boşandınız.
- Evet, bir kez boşandım ve sonra tekrar evlendim. Bunun yapılabileceğini kanıtlamak istedim. Bu filmde de bu yaşadıklarımın etkisi oldu. Canlandırdığım karaktere bakarsanız onun için en önemli şey kızına duyduğu sevgi. Geçmişte yaptığı bütün hatalar, karşısına çıkıyor. Buna, farklı bir kimlikle yaşamak zorunda olması da dahil. Suçlu olduğu düşünülmesine rağmen masum olan ve bu yüzden hayatı tehlikeye giren bir insan haline geliyor. Adını temizlemek ve iyi bir baba olabilmek için polisten kaçıyor. Bunu başarma ihtimali çok düşük olmasına karşın, kızına olan sevgisinden ötürü umutsuzca çabalıyor.
Eski bir gazeteci olarak hikâyenin gazetecilikle ilgili kısmını da derinlikli işlemişsiniz. Günümüz gazeteciliğini nasıl buluyorsunuz?
- Gazetecilik beni büyülüyor. Daha önceki filmlerimde de gazetecilik konusuna değindim. Arada bir eleştirel bir bakış açım olabiliyor ama genelde gazeteciliği destekliyorum.
Peki, sizce gazetecilik nasıl bir noktaya geldi?
- Günümüzde bilginin demokratikleşmesi sayesinde gazetecilik çok değişti. Herkes dilediği hakkında bir şey yayımlayabiliyor. Herkes tweet atabiliyor. Bu yüzden gerçeği bulmak çok zorlaştı. İnsanlar televizyona çıkıp kendi fikirlerini gerçekmiş gibi söyleyebiliyor ve bunu düzenleyecek kurallar yok. Eskiden geçerli olan gazetecilik kuralları artık geçerli değil. Bunun sebebi aşırı rekabetçi yapı.
Shia LaBeouf’un canlandırdığı acımasız bir gazeteci var. Bugünün gazetecilerine bir örnek mi?
- Evet. Acımasız, çok zeki, kalifiye, ama hilekâr. Bu hikâyenin peşine kendini büyütmek, egosunu tatmin etmek için mi düşüyor, yoksa gerçeği ortaya çıkarmak için mi? Bence ikisinden de biraz. Zaten hikayenin ana noktası haber. Biz neredeydik, bizde bu haber niye yok? Bu sorular editörleri baskı altına sokuyor. Patronları ondan hesap soruyor. Gazetenin para kazanmasını istiyorlar, ama bu her zaman mümkün olmuyor. Bu da editörü daha sinirli ve huysuz yapıyor. Üzerindeki baskılardan ötürü karakter bu hale geliyor.
Filmde zaten herkes baskı altında değil mi?
- Evet. Bazıları benim canlandırdığım karakteri görmek istemiyor, bazıları şok oluyor. Arada bir “Biz eski dostuz, sana yardım edeceğim” diyen birileri çıkıyor. Bütün bunlar filmi ilginç bir hale getiriyor.
VİZYON FİLMLERİ
Geçmişin Sırları
The Company You Keep
Yön: Robert Redford Oyn: Robert Redford, Shia LaBeouf, Julie Christie Tür: Dram
Eşini kaybetmiş olan avukat Grant, küçük kızıyla yaşamaktadır. Geçmişte savaş karşıtı bir militan grubunda aktif olarak görev aldığından cinayet ve soygun suçlamasıyla FBI tarafından 30 yıldır aranmaktadır. Yıllarca saklanmayı başaran Grant’ın kimliği ifşa olunca bir kez daha kurtulmak için mücadele etmeye başlar.
Bu Aşk Fazla Sürmez
I Give It a Year
Yön: Dan Mazer Oyn: Rose Byrne, Anna Faris, Rafe Spall Tür: Komedi
Nat ve Josh’un evliliğinde cicim ayları çabuk bitmiş, pembe bulutlar dağılmıştır. Evliliklerinde ilk yıl dolarken iyice gün yüzüne çıkan sorunlar, zaten pek uyumlu olmayan çifti birbirinden uzaklaştırır. Resmin içine bir de Josh’ın eski kız arkadaşı Chloe ve çekici bir işadamı olan Guy’ın da girmesiyle her şey daha da karmaşık bir hal alır.
Büyükler 2
Grown Ups 2
Yön: Dennis Dugan Oyn: Adam Sandler, Kevin James, Chris Rock Tür: Komedi
Arkadaşları ve onların çocuklarıyla birlikte olmak için ailesiyle birlikte memleketine taşınan Lenny, kabadayılar, çılgın otobüs şoförleri, ayyaş polisler ve partiye dalan kostümlü 400 kişi sayesinde ilk filmdeki deliliğin hâlâ peşini bırakmadığını anlar.
Uçaklar
Planes
Yön: Klay Hall Oyn: Val Kilmer, Julia Louis Dreyfus Tür: Animasyon
Bir kasaba uçağı olan Dusty, hava yarışçısı olarak mücadele etme hayalleri kurar. Ancak Dusty yarış uçağı değildir ve yüksekten de korkmaktadır. Bunun için donanma pilotu Skipper’dan yardım alır ve yarış parkurunun son şampiyonu Ripslinger’la boy ölçüşecek seviyeye gelir. Dusty’nin cesareti büyük bir sınavdan geçer ve izleyenlere uçmak için ilham verir.
Şeytan Tohumu
The Possession
Yön: Ole Bornedal Oyn: Jeffrey Dean Morgan, Kyra Sedgwick, Madison Davenport Tür: Korku
Eşinden yeni boşanan Clyde, küçük kızı Em’le birlikte yaşar. Bir gün Em, eve bir ahşap kutuyla gelir. Ancak o günden sonra ailenin başına tuhaf şeyler gelmeye başlar. Çünkü Yahudi geleneklerinde sözü geçen Dibbuk Kutusu’nu açmışlardır. İçine hapsedilmiş cin, içine girdiği insanı yiyip bitirmek istemektedir.
Eleştirmenler zirvesi
En iyi sinema yorumcuları haftanın filmlerini değerlendiriyor
Ömür Gedik
GEÇMİŞİN SIRLARI 3.5
Bağımsız sinemaya katkısı en büyük isimlerden biri olan Robert Redford yine politik bir konu ve müthiş bir kadroyla karşımızda. Hem oynuyor hem de yönetiyor. Redford, konusu ve finali pek tatmin etmese de bu uyarlama politik dramada üç ayrı kuşağın en önemli oyuncularını biraraya getirerek zoru başarmış.
BU AŞK FAZLA SÜRMEZ 2.5
Sarkastik ve komik bir romantik komedi. Başroller arasındaki kimya pek tutmasa ve film o kadar romantik olamasa da komik bir film. Pek çok ilişki ve evlilikte benzer şeyler yaşandığından bazı olay ve sahneler tanıdık gelebilir.
BÜYÜKLER 2 (2)
Karşımızdaki bu ucuz ve utanmaz komedinin elle tutulur bir senaryosu yok. İşeyen geyikle başlayan film gaz çıkarmalar, kusmalar, belaltı esprilerle devam ediyor. Kimi zaman sinirden de olsa güldüren ama bir o kadar da ruhsuz, amaçsız ve üzerinde çalışılmamış, tembel, zorlama bir film Büyükler 2. Sonbahara girerken hasret kaldığımız kaliteli filmlere olan özlemimizi daha da arttırıyor.
Nil Kural
GEÇMİŞİN SIRLARI 2.5
Robert Redford’un her zamanki keskin görüşlerinden uzak olmasına rağmen, belli bir seviyenin üzerinde bir politik gerilim.
UÇAKLAR 2
‘Cars’ın kötü bir benzeri olmanın ötesine geçemeyen film, bir tek çocuk izleyicileri memnun edebilir.
BU AŞK FAZLA SÜRMEZ 2.5
Borat’ın senaristinden romantik komedi kalıplarını birazcık büken bir filmden fazlasını beklemek hakkımızdı.
Berke Göl
GEÇMİŞİN SIRLARI 3
Robert Redford’dan 70’ler Hollywood’unun politik filmlerinden izler taşıyan sağlam bir gerilim filmi. Açtığı tartışmaları çok kuvvetli biz çözüme ulaştırmasa da, özellikle eski toprak oyuncularının performansları sayesinde heyecanı hep diri tutuyor.
Olkan Özyurt
GEÇMİŞİN SIRLARI 3
Robert Redford, Amerikan toplumunun bir zamanlar dünya meselelerine duyarlı olduğunu, radikal fikirleri tartışabildiğini hatırlatıyor. Lakin politik polisiyenin, polisiye kısmına ağırlık verince film hedefini tam vuramıyor.
UÇAKLAR 2
‘Arabalar’ animasyon filminin uçak versiyonu. Ama öyküleme, karakter yaratma konusundaysa onun kadar başarılı değil. Ama yine de takdir çocukların!
Gülhan Düzgün
BU AŞK FAZLA SÜRMEZ 3.5
Bir kadın için evlilik bir Ferrari’nin mi yoksa bir Volvo’nun direksiyonunda olmak mıdır? Evlenmeden önce mutlaka izlenmesi gereken filmlerden.
UÇAKLAR 3.5
Küçük Kara Balık kitabının alt metnine benzeyen öyküsüyle küçük tarım uçağı Dusty; yaratılış amacından fazlasını isteyenlerin, ezilenlerin ve alt sınıfların simgesi olur. Filmin tek eksik yönü: Dusty’nin bir üçüncü dünya ülkesinden değil, ABD’den yarışa katılıyor olması.
Murat Erşahin
GEÇMİŞİN SIRLARI 3
11 Eylül sonrası yeni dünyada yaşanan cadı avı ve Guantanamo ‘vaziyetlerine’ göndermeler yapan yapım, politik yönünü, geçmişte düzenlenen Vietnam savaşı karşıtı eylemleri, günümüze taşıyarak parlatıyor. Robert Redford, 70’lerin politik gerilimlerine göz kırpıyor!
ŞEYTAN TOHUMU 2
‘The Exorcist/Şeytan’ın açtığı güvenli yoldan ilerleyen korku-gerilim, formüllere sıkı sıkıya bağlı olmasına, fazla tanıdık, bildik anlara karşın, finale dek izletiyor kendini.
BÜYÜKLER 2 (2)
İlk filmin pırıltısı yanında biraz sönük kalan ama daha fazla aksiyon içerip, özellikle genç izleyicinin kalbini çalmak üzere ayarlanmış komedi, yaz eğlenceliği görevini görüyor. ‘Beraber olmanın değil her zaman beraber kalmanın’ önemi!
Esin Küçüktepepınar
GEÇMİŞİN SIRLARI 2.5
Redford un politik gerilimi maalesef tarih yazmaktan uzak.
BU AŞK FAZLA SÜRMEZ 2.5
Şahane Simon Baker ve bağımsız havasına rağmen formüle çark eden vasat bir romantik komedi.
UÇAKLAR 2.5 yıldız
Bu muhis animasyon çağında kimseyi uçuramayacak kadar sıradan.
Şenay Aydemir
GEÇMİŞİN SIRLARI 2
Robert Redford’un hem yönetip hem oynadığı film, güçlü oyuncu kadrosuna rağmen vurucu bir etki bırakamıyor. Eski bir siyasi hareketin bugüne uzanan hikâyesinde polisiyenin politikaya galebe çalması belki de filmin en büyük problemi.
UÇAKLAR 2
‘Arabalar’ adlı animasyonu yaratan ekibin yeni sürümü ‘Uçaklar’ maalesef aynı duyguyu vermekten uzak. Filmin rekabetçiliği azdırması, alttan alta militarizme yaptığı güzellemeler bir yana ‘animasyon samimiyeti’ diye uyduracağım tanımdan da uzak.
Uğur Vardan
GEÇMİŞİN SIRLARI 3
Biraz polisiye, biraz hukuk, biraz basın ilkeleri, biraz ‘Kırık bir aşk hikâyesi’ ve çokça siyasi geçmiş dolu bu Robert Redford filmini kaçırmayın derim. Çünkü artık kimse bu türden öyküler anlatmıyor.
BÜYÜKLER 2 (2.5)
‘80’ler nostaljisi’ estiren, umulandan fazla güldüren, skeçlerin birbirine rahatsız etmeden bağlandığı orta karar bir komedi. Hepsi olmasa da filmdeki bazı espriler çok iyi.