Bu filmde çıtanın Mutluluk’tan aşağı düşmemesi gerekiyor

Güncelleme Tarihi:

Bu filmde çıtanın Mutluluk’tan aşağı düşmemesi gerekiyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2008 01:54

Sıcak, yönetmen ve yapımcı Abdullah Oğuz’un üçlemesinde Mutluluk’un ardından merakla beklenen ikinci film. Abdullah Oğuz film galasından bir gün önce oyunculara ve basından tanıdıklarına bir yemek verdi. Onlarla bir arada filmi izledik.

Heyecanı gözlerinden okunuyordu. Mutluluk’tan sonra çıtayı yükseltmek istiyordu doğal olarak. Filmi seyrettikten sonra, herkesin fikirlerini sordu ısrarla. Bozcaada’da çekilen Sıcak, tam bir atmosfer filmi. Yavaş yavaş sizi içine alıyor, bir süre sonra adaya sıkıştırıyor. Bazen geriyor, bazen sinirlendiriyor, bazen de yavaş akıyor. Ama bu duyguları veren diyaloglar veya müzikten çok, Ebru Akel, Cem Özer ve Hazım Körmükçü’nün performansları. Zaten Abdullah Oğuz da filmine bu açıdan çok güveniyor ve "Bir aktör filmi yaptım" diyor.Bu üçlemenin her filminde Meryem adlı bir kadının hikayesini izleyeceğimizi söylediniz. Filmlerdeki bu Meryem karakterlerini birbirine bağlayan ortak bir nokta var mı?- Tek ortak noktaları üç ayrı kadın hikayesi olması ve bu kadınların isimlerinin Meryem olması. Mutluluk’taki Meryem, töre kurbanı bir köylü kızıydı. Sıcak’ı okuduğumda kahramanın Meryem adında şehirli bir kadın olduğunu gördüm. Seneye çekmeyi düşündüğüm üçüncü filmde de varoş kesimden bir Meryem’i anlatacağım. Üçüncü Meryem’i oynayacak bir isim var mı kafanızda? Özgü Namal veya Ebru Akel’i tekrar perdede görebilir miyiz?- Bunu hiç düşünmedim ama olabilir. Mutluluk Zülfü Livaneli’nin romanından uyarlanmıştı. Bu projede İbrahim Altun’un kitabından yola çıktınız. Kitabı ve yazarı nasıl keşfettiniz?- Aralık ayında orman evinde kütüphanemde sakladığım yüzlerce senaryoyu karıştırırken yedi sene önce verilmiş bir metin buldum. Başlığı İhanet’ti. İbrahim Altun, televizyona yaptığımız bir işte yazar grubumuzda çalışıyormuş. Ama yüzünü bile hatırlamıyordum. Günlerce kendisini aradım. İzini bulduğumuzda hikayenin 2004’te roman olduğunu ve Sıcak ismiyle basıldığını gördük. Çok fazla satmamış ve fark edilmemiş bir kitaptı. Metni okuduğunuzda sizi en çok ne etkiledi?- Önce romandaki karakterin isminin de Meryem olması dikkatimi çekti. Sonra üç günde biten bir hikayenin insanı zorlayan bir çekiciliği vardı. Olay da beni çok etkiledi. Bu hikayeden iyi bir film çıkacağını düşündüm.Kitaba ne derece bağlı kaldınız?- Kitaptan çok uzaklaştık. 26 farklı versiyon yazıldı. Senaryo beni farklı bir yöne götürmeye başladı. Giderek çok soğuk ve sert bir film çekmek istediğimi düşündüm. Temelde neler değişti?- Romanda hikaye yine üç günde geçiyordu. Karakterlerde farklılıklar oldu. Örneğin, Cem Özer’in oynadığı Niko genç ve yakışıklı bir çocuktu. Ayrıca başlarından geçen olay karakterleri bu kadar da etkilemiyordu. Soğuk bir film olduğunu düşünüyorsunuz o zaman ismini neden Sıcak koydunuz?- Romanın adı Sıcak’tı. Sonra heryerde çektiğim filmin adının Sıcak olduğu duyuldu. Aslında güzel bir tezat. İlgi çekeceğini düşündüm. Bence olaylar ve ilişkiler sıcak.Sert ve soğuk bir film yapma isteği o dönemki ruh halinizle mi ilgiliydi?- Sert film yapma derdim yoktu. Ben suç ve vicdan üzerine bir film yapmayı istedim. Öyle bir filmi de ne kadar sert yaparsanız karakterlerin iç dünyalarına derin bir yolculuk yapıyorsunuz. Tabii burada sertlikten kastedilen aksiyon değil...- Aynen öyle; burada duygusal bir sertlik var. Önce bu üç karaktere benim inanmam gerekiyordu, sonra seyirciyi inandırabilirsem bu iş başarılı olur diye düşündüm.SICAK, MUTLULUK’TAN DAHA ZOR BİR FİLMDİİçinde çok aksiyon, efekt ve söz olmadan duyguları izleyiciye aktarmak daha mı zor?-Bu benim için Mutluluk’tan daha zor bir filmdi. İddasız gibi görünen aslında çok iddalı olan.Mutluluk’un başarısından sonra Sıcak’ın onu aşması gerektiğini düşünüyor musunuz? Bu sizi ürkütüyor mu?- Evet, bu duyguyu çok yaşadım. Hala da yaşıyorum. Çünkü burada çıtanın hiç olmazsa Mutluluk’un altında kalmaması gerekiyor. Mutluluk’a kadar geçen sürede ticari filmler yaptığınız için eleştirildiniz...- O Şimdi Mahkum’un burada hakkını yemeyelim. Gişede ıskalanmış ama çok övgü almış iyi bir filmdi. Asmalı Konak ise özgün değil, bir dizinin devamıydı. Geriye zaten üç iş kalıyor. O Şimdi Mahkum, Mutluluk ve Sıcak. Bence üçü de ayrı tarzları olan filmler. Sıcak için bir sanat filmi demek doğru mu?-Sanatsal veya ticari diye ayrım yapmak istemiyorum. Ama Mutluluk 600 bin kişilik gişe başarısı elde etmiş bir sanat filmiydi. Bir sanat filminin insanlarla buluşabileceğini gösterdi. Sıcak’ı da böyle görüyorum. Gerçekten mi ticari kaygınız yok?- Bir sinema filmi yaparken gerçekten öyle bir kaygı içinde olmuyorum. Tabii bu cümleden de kendi paramı riske ettiğim düşünülmesin. Sıcak iş yapacak ki, bir film daha çekeyim. Ama önce hikayeyi seviyorum, içime sinen oyuncularla çalışıyorum. Bundan sonra da sizden Sıcak gibi filmler mi izleyeceğiz yoksa bir komedi filmi de çekebilir misiniz?- Tabi komedide yapabilirim. 4 milyon kişi gelmesin de 2 milyon kişi gelsin ama belli bir düzeyde olsun isterim.MÜZİĞİ ATMOSFERİ DESTEKLEYECEK HAFİF BİR UNSUR OLARAK KULLANDIMSıcak filminin müziklerinde şarkıcı Cem Adrian ile Hazım Körmükçü imzası var. Abdullah Oğuz, müziği atmosferi destekleyecek hafif bir unsur olarak kullanmayı planladığını söylüyor. Hazım Körmükçü ile müzik konusundaki işbirliğini de şöyle anlatıyor: "Hazım’ın film müziğinde ilk deneyimiydi. İlk başta bu konuda onu çok ciddiye almadım çünkü oyunculuğa konsantre olmasını istiyordum. Sonra bir baktım, kaldığı yere bir home stüdyo kurmuş. Sürekli müzik yapıyor. Bana dinlettiğinde bir tema müziğini tam "damardan" buldum ve kullandım."1.9 TRİLYON HARCADIM, 400 BİN KİŞİ İZLERSE MALİYETİ ÇIKARFilme ne kadar harcadınız?- 1.9 trilyon.Sizce Sıcak maliyetini çıkarabilecek mi?- 400 bin seyirci gelirse çıkartır. Kriz döneminde gişe başarısı kazanması ihtimali az filmler yapmak riskli değil mi?-İşte, bir filmin hem yapımcısı hem yönetmeni olmak dünyanın en kötü şeyi. Başımda bana dur diyen bir yapımcı olsa, belki de o kadar para harcayamam. Sinemaya gidip arka koltuktan filmlerinizi izler misiniz?- Evet. Galalarda film seyretmekten çok daha heyecanlı. Çünkü galaya gelenlerin motivasyonu daha çok alkışlamak üzerine. Zaten çoğu yakınınız. Sinema salonları daha objektif, Hanya’yı Konya’yı orada anlıyorsunuz.Son dönem en beğendiniz filmler hangileri?-Üç Maymun’u sevdim. Hatice Arslan’ın oyunculuğunu çok beğenmedim. Issız Adam genelinde hoşuma gitti.Bir çok yönetmen ilk taşı Recep İvedik’e atıyor. Siz nasıl buldunuz? -Bence hepsinin bir izleyici kitlesi var. Şahan’ı çok severim ve yetenekli buluyorum. Eğer ben Recep İvedik’in yapımcısı olsam filme biraz daha fark getirebilirdim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!