Bu film Osmanlı’nın Musul ve Kerkük mirasını yeniden tartışmaya açacak
Güncelleme Tarihi:
Gülden AYDIN
Oluşturulma Tarihi: Mart 01, 2008 08:00
Padişah II. Abdülhamid’in Musul ve Kerkük’teki toprakları sinema filmi oldu. "Miras", 14 Mart’ta Türkiye’de ve Avrupa’da gösterime giriyor. Film, büyük rastlantı sonucu Kuzey Irak’a yapılan kara harekatının gündemimizin birinci sırasında olduğu günlere denk düştü. Miras’ın yapımcısı, ünlü oyuncu Kaan Girgin. Yönetmen ise Avustralya sinemasının Türk yönetmenleri Tarkan ve Cem Özel Kardeşler.
Girgin, "Hem bütün dünyayı ilgilendirecek, gündemi yakalayacak hem de bizden olan bir kurmaca çekelim istedik. Miras adlı senaryomuzu hazırladık. Aksiyon ve özel efektli olmazsa sıradan bir film olacaktı. Tam bu sırada Tarkan ve Cem Özel Kardeşler’le karşılaştık" diyor. Filme Özel Kardeşler’in ellerinin değdiği, özel efektli aksiyon sahnelerinde anlaşılıyor. Değme Hollywood filmlerine taş çıkarıyor.
Miras, Musul ve Kerkük’te dünden bugünlere ertelenen, uluslararası diplomatik ayak oyunlarını ve uyanmayı bekleyen sorunları anlatıyor. Filmin çıkış noktası, tarihi bir gerçekle başlıyor: Sultan II. Abdülhamid’in Musul ve Kerkük’teki şahsi arazileri...
Gerçekten de bugün, Abdülhamid’in, ayrıca Neftçi ve Doğramacı ailelerinin Musul ve Kerkük’teki büyük topraklarıyla ilgili açılan hak sahipliği davalarının kararları, doğacak siyasi krizleri önlemek için uluslararası üst mahkemelerde bekletiliyor.
Miras filmi, Abdülhamid’in 1901’de Alman ve Türk mühendislere hazırlattığı meşhur petrol haritasını da gündeme getirecek. Haritada yer alan Mardin, Bitlis ve Hakkari il sınırlarındaki zengin petrol yataklarının, yüzyıldır neden işletilmediğini de soracak.
GERÇEKLE KURMACA İÇ İÇE İNGİLİZ MI5’LA MİT SAVAŞI
1900’lerin başı. Osmanlı Devleti, en zayıf günlerini yaşıyor. Yahudiler, Filistin’de toprak satın almak için Sultan II. Abdülhamid’e elçiler gönderiyor. Toprakların karşılığında Osmanlı’nın dış borcu ödenecek, hazine dolup taşacak. Abdülhamid, meşhur cevabını verir: Kanla kazanılmış topraklar, ancak kanla verilir!![/images/100/0x0/55eaa0d8f018fbb8f88c74b2]()
Buradan itibaren film kurgusu başlıyor: Sultan, yaklaşan felaketin farkındadır. O bölgedeki kendi arazilerini, İngiliz işgalinden korumak için çok sevdiği ve güvendiği nüfuz sahibi bir Hintli olan Gururaja’ya devreder ve zamanı geldiğinde bu arazileri Osmanlı’ya geri vermesini şart koşar. O sırada bir İngiliz petrol şirketi, arazilerin devrinin sahte satış olduğunu öğrenir. Ama Hindistan’daki İngiliz çıkarları yüzünden bir şey yapamaz.
Şirket yetkilileri ve İngiliz diplomatlar, Gururaja’ya durumu bildiklerini, bu topraklardan ancak kendilerinin petrol çıkarabileceklerini söylerler. Gururaja, toprakları elinde tutabilmek için 99 yıllığına İngiliz şirketle anlaşmak zorunda kalır. Parayı Türkiye’deki bir şirkete aktarır, şirket de Teşkilatı Mahsusa’ya. Gururaja, oğluna vasiyet eder, toprakları zamanı geldiğinde Abdülhamid’in soyuna devredeceksin, diye.
Yıl 2008. Anlaşmanın süresi dolmak üzeredir. Hintli mirasçılar, toprakları gerçek sahiplerine geri vermek için İstanbul’a gelirler. Ancak várislerden birinin eşi İngiliz’dir ve İngiliz istihbaratı MI5’la işbirliği içindedir. Hintli mirasçılar İstanbul’da birer birer öldürülmektedir. Türk istihbaratı devreye girer. İngiliz ve Türk istihbaratıyla amansız bir savaş başlar. Sağ kalan son Hintli váris, bir kadındır. Mutlaka İngiliz ajanlarından kaçırılıp toprakların Türklere devrinin sağlanması gerekmektedir.
AVUSTRALYALI TÜRK YÖNETMENLER
Filmin yönetmeni Tarkan ve Cem Özel Kardeşler, 1 yaşından beri Avustralya’da yaşıyorlardı. On yıl önce Türkiye’ye döndüler. Avustralya’dayken 14 yaşında 8 mm’lik kameralarıyla ilk filmlerini çektiler. Hem çalışıp hem okudular.![/images/100/0x0/55eaa0d8f018fbb8f88c74b4]()
Mad Max 2’nin setinde çalıştılar. Melbourne’daki Avustralya Film ve Televizyon Bölümü’nde Tarkan yönetmenlik, Cem ise özel efekt okudu. Türkiye’de ve özel efektli reklam filmleri yaparken Kaan Girgin’le tanıştılar ve ilk sinema filmi "Miras"ı yönettiler. Bunda Girgin’in bir yapımcı olarak cesaretinin çok etkili olduğunu söylüyorlar. Girgin, "Film piyasasında öncelik para olsa da Miras için ilk görüşmede öne çıkan ortak heyecanımız oldu" diyor. Miras’taki özel efektli aksiyon sahneleriyle Hollywood usulü bir iş çıkardıklarını söylüyor.
2.5 MİLYON DOLARLIK FİLM
Türkiye için 100, Avrupa sinemaları için 45 kopyası çıkarılan Miras, 2.5 milyon dolar bütçeli. 95 dakika ve üç yönetmenli: Aksiyon Yönetmeni Tarkan Özel, Özel Efekt Yönetmeni Cem Özel, Drama Yönetmeni Aydın Sayman.
Yapımcı: Kaan Girgin ve Cengizhan Atakul’un ortak olduğu Güneş Doğudan Yükselir (GDY)
Senaryo: Ayşegül Karaköse
Görüntü Yönetmeni: Aşkın Sağıroğlu
Yapım Koordinatörü: Mustafa Karadiş
Müzik: Murat Özdemir
Oyuncular: Suniel Shetty, Shweta Aggarwal, James Baroon, Gökhan Mumcu, Levent Özdilek, Altan Erkekli, Kaan Girgin, Yıldız Çağrı Atiksoy, Süavi Eren, Haldun Boysan, Kaya Akarsu, Yusuf Azuz, Gürsel Yanadöner.
ALTAN ERKEKLİ ABDÜLHAMİD OLDU
Miras’ın İstanbul çekimleri, sekiz hafta sürdü. Mumbai’de (Bombay) çekilmiş birkaç sahne de var. Hintli, Kanadalı ve İngiliz oyuncuların da rol aldığı filmde Altan Erkekli, Abdülhamid’i canlandırıyor. Yapımcı Kaan Girgin ise kötü adam İngiliz diplomat rolünde. Bollywood starlarından Suniel Shetty ve Shweta Aggarwal, Miras’ın önemli oyuncularından.
Yapımcı Kaan Girgin, "Türkiye yıllarca Rambo’ları, İlk Kan’ları seyretti. Sürekli para aktı o tarafa. Yeter artık. Sahnede biz de varız, demenin zamanı geldi. Biz de bu sorumlulukla hareket etmeye çalışıyoruz. Miras, varan bir. Devamı gelecek" diyor. "Derin tarih ve derin konseptle yurtdışına açılmayı hedefliyoruz. Hollywood’a giden yoldaki en önemli dönemeçlerden Bollywood’la işbirliği yaptık. Ünlü starlarına Miras’ta rol verdik. Aslında tipik bir Bollywood filmi düşünmüştük. Hintli kıza aşık olan Türk gencinin müzik ve danslarla bezeli hikayesi olacaktı. Ama Osman Aysu’nun romanı Miras’ı senaryolaştırmıştık. Miras’ta karar kıldık."
Miras, Musul ve Kerkük’te dünden bugünlere ertelenen, uluslararası diplomatik ayak oyunlarını ve uyanmayı bekleyen sorunları anlatıyor. Filmin çıkış noktası, tarihi bir gerçekle başlıyor: Sultan II. Abdülhamid’in Musul ve Kerkük’teki şahsi arazileri...
Gerçekten de bugün, Abdülhamid’in, ayrıca Neftçi ve Doğramacı ailelerinin Musul ve Kerkük’teki büyük topraklarıyla ilgili açılan hak sahipliği davalarının kararları, doğacak siyasi krizleri önlemek için uluslararası üst mahkemelerde bekletiliyor.
Miras filmi, Abdülhamid’in 1901’de Alman ve Türk mühendislere hazırlattığı meşhur petrol haritasını da gündeme getirecek. Haritada yer alan Mardin, Bitlis ve Hakkari il sınırlarındaki zengin petrol yataklarının, yüzyıldır neden işletilmediğini de soracak.
GERÇEKLE KURMACA İÇ İÇE İNGİLİZ MI5’LA MİT SAVAŞI
1900’lerin başı. Osmanlı Devleti, en zayıf günlerini yaşıyor. Yahudiler, Filistin’de toprak satın almak için Sultan II. Abdülhamid’e elçiler gönderiyor. Toprakların karşılığında Osmanlı’nın dış borcu ödenecek, hazine dolup taşacak. Abdülhamid, meşhur cevabını verir: Kanla kazanılmış topraklar, ancak kanla verilir!
Buradan itibaren film kurgusu başlıyor: Sultan, yaklaşan felaketin farkındadır. O bölgedeki kendi arazilerini, İngiliz işgalinden korumak için çok sevdiği ve güvendiği nüfuz sahibi bir Hintli olan Gururaja’ya devreder ve zamanı geldiğinde bu arazileri Osmanlı’ya geri vermesini şart koşar. O sırada bir İngiliz petrol şirketi, arazilerin devrinin sahte satış olduğunu öğrenir. Ama Hindistan’daki İngiliz çıkarları yüzünden bir şey yapamaz.
Şirket yetkilileri ve İngiliz diplomatlar, Gururaja’ya durumu bildiklerini, bu topraklardan ancak kendilerinin petrol çıkarabileceklerini söylerler. Gururaja, toprakları elinde tutabilmek için 99 yıllığına İngiliz şirketle anlaşmak zorunda kalır. Parayı Türkiye’deki bir şirkete aktarır, şirket de Teşkilatı Mahsusa’ya. Gururaja, oğluna vasiyet eder, toprakları zamanı geldiğinde Abdülhamid’in soyuna devredeceksin, diye.
Yıl 2008. Anlaşmanın süresi dolmak üzeredir. Hintli mirasçılar, toprakları gerçek sahiplerine geri vermek için İstanbul’a gelirler. Ancak várislerden birinin eşi İngiliz’dir ve İngiliz istihbaratı MI5’la işbirliği içindedir. Hintli mirasçılar İstanbul’da birer birer öldürülmektedir. Türk istihbaratı devreye girer. İngiliz ve Türk istihbaratıyla amansız bir savaş başlar. Sağ kalan son Hintli váris, bir kadındır. Mutlaka İngiliz ajanlarından kaçırılıp toprakların Türklere devrinin sağlanması gerekmektedir.
AVUSTRALYALI TÜRK YÖNETMENLER
Filmin yönetmeni Tarkan ve Cem Özel Kardeşler, 1 yaşından beri Avustralya’da yaşıyorlardı. On yıl önce Türkiye’ye döndüler. Avustralya’dayken 14 yaşında 8 mm’lik kameralarıyla ilk filmlerini çektiler. Hem çalışıp hem okudular.
2.5 MİLYON DOLARLIK FİLM
Türkiye için 100, Avrupa sinemaları için 45 kopyası çıkarılan Miras, 2.5 milyon dolar bütçeli. 95 dakika ve üç yönetmenli: Aksiyon Yönetmeni Tarkan Özel, Özel Efekt Yönetmeni Cem Özel, Drama Yönetmeni Aydın Sayman.
Yapımcı: Kaan Girgin ve Cengizhan Atakul’un ortak olduğu Güneş Doğudan Yükselir (GDY)
Senaryo: Ayşegül Karaköse
Görüntü Yönetmeni: Aşkın Sağıroğlu
Yapım Koordinatörü: Mustafa Karadiş
Müzik: Murat Özdemir
Oyuncular: Suniel Shetty, Shweta Aggarwal, James Baroon, Gökhan Mumcu, Levent Özdilek, Altan Erkekli, Kaan Girgin, Yıldız Çağrı Atiksoy, Süavi Eren, Haldun Boysan, Kaya Akarsu, Yusuf Azuz, Gürsel Yanadöner.
ALTAN ERKEKLİ ABDÜLHAMİD OLDU
Miras’ın İstanbul çekimleri, sekiz hafta sürdü. Mumbai’de (Bombay) çekilmiş birkaç sahne de var. Hintli, Kanadalı ve İngiliz oyuncuların da rol aldığı filmde Altan Erkekli, Abdülhamid’i canlandırıyor. Yapımcı Kaan Girgin ise kötü adam İngiliz diplomat rolünde. Bollywood starlarından Suniel Shetty ve Shweta Aggarwal, Miras’ın önemli oyuncularından.
Yapımcı Kaan Girgin, "Türkiye yıllarca Rambo’ları, İlk Kan’ları seyretti. Sürekli para aktı o tarafa. Yeter artık. Sahnede biz de varız, demenin zamanı geldi. Biz de bu sorumlulukla hareket etmeye çalışıyoruz. Miras, varan bir. Devamı gelecek" diyor. "Derin tarih ve derin konseptle yurtdışına açılmayı hedefliyoruz. Hollywood’a giden yoldaki en önemli dönemeçlerden Bollywood’la işbirliği yaptık. Ünlü starlarına Miras’ta rol verdik. Aslında tipik bir Bollywood filmi düşünmüştük. Hintli kıza aşık olan Türk gencinin müzik ve danslarla bezeli hikayesi olacaktı. Ama Osman Aysu’nun romanı Miras’ı senaryolaştırmıştık. Miras’ta karar kıldık."