Güncelleme Tarihi:
MUHTEŞEM BİR DÜĞÜNLE EVLENDİLER - Foto - galeri
Bazıları sivri dilli açıklamaları nedeniyle onu patavatsız bulsa da, şarkı sözlerine kayıtsız kalamıyor. Demet Akalın, iki yıl aradan sonra bu hafta yeni albümünü çıkardı. Adı Zirve. Remiks versiyonlarla toplam 16 şarkı var. İki yıllık arada magazin gündeminden düşmedi. Yeni evliliği, giydiği çıkardığı, her lafı haber oldu. Dün girdiği yeni yaşıyla birlikte, müzikal ve ruhsal değişimini de kutladığını iddia ediyor. Söylediğine göre artık şımarıklıklarından arınmış. Bu arada eşi Önder Bekensir’le kendi organizasyon şirketini kurmuş. “Yerden ayaklarım kesilmiş gibi. Mutlu bir dönemdeyim” diyen Demet Akalın, albümünden geçmişine kadar her konuda yine iddialı konuşuyor.
Albümün adı Zirve. Bu isimle piyasaya vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
- Albümde Zirve diye bir şarkı var. Ağzıma da yakışan bir laf. Herkes bunu “en üstteyim” anlamında söylediğimi zannediyor ama asla mesleki bir ukalalık yapmıyorum.
Kariyerinizde bir zirve durumu yok mu?
- Var da bunu ben söyleyince pek bir manası olmuyor. Artık bu tarz söylemleri aştığımı düşünüyorum. Beni kabul etmek istemeyenler bile takdir ve tebrik durumuna geçtiler.
Sizi neden kabul etmek istemiyorlardı?
- Hem güzel kadın, yaşına rağmen taş gibi, hem de patlayan şarkılar ona gidiyor diye düşünüyorlar. Ben pop söylüyorum ve bundan gocunmuyorum.
Konserlerimde 10 yıl önceki şarkılarım da isteniyor. Popsa popun, bakkal şarkılarsa bakkalın Allah’ını yaptım.
Bu albümde bakkal şarkılar var mı?
- Dibine kadar. Bundan da gocunmuyorum.
Anladığım kadarıyla epey rahatlamışsınız. Nasıl oldu bu?
- Affedersin isimli şarkımdan sonra bir şımarıklık dönemine girdim. Mankenlik yaparken birden bire hayal bile edemeyeceğim yerlere geldim. Siz de olsanız şımarırdınız. Birincisinde hadi şans diyelim, ikincisinde kura^, üçüncüsünde tura diyemeyiz. Haklı bir başarı var ortada. O zamanlar bu yaz benim yazım, en iyi şarkı benim diyordum ama artık o konulara değil, müzikal kaliteye takılıyorum.
BİR ÇIT OLGUNLAŞTIM
Geçen iki yıl sizi olgunlaştırmış o zaman.
- Çok olmasa da bir çıt (gülüyor). Sanatçı biraz ukala ve delidir. Zaten diğer insanlardan farklı olduğum için ben Demet Akalın’ım. Yaşadığım alkışlar ve kalabalıklar normal üstü şeylerdi. O yüzden dönem dönem söylediğim sivri laflar oldu. Ama yaşla ve sindirmekle alakalı olarak değiştiğimi düşünüyorum.
Bu albümün sloganı ne?
- Bu albümde sadece yaşadıklarım var. Ersay Üner benim sık kullandığım lafları şarkı sözlerine ekliyor. Örneğin Pasta şarkısında “Bu bebeğe bu yapılır mı?” diye bir laf var. Ben de sıkışınca boynumu eğip “Bu bebeğe bu yapılır mı bebeğim?” diyorum. Yani D.A’larımı kullanırım.
D.A’ları kullanmak nedir?
- O Demet Akalın demek (gülüyor). Şöyle, başım sıkışında “Ama bebeğim” diye konuya başlayıp karşımdakini yumuşatıyorum. Her zaman işe yarıyor.
Peki her sene yılın albümü dediğiniz çalışmalarınız pop müziğe ne kattı?
- Bunu söylemem hoş olmaz ama yapılan işler ortada. Aranjörüm Erhan Bayrak’a gidip Demet Akalın sound’u, Ersay Üner şarkıları ve Demet’in taktığı yüzüklerle başlayan klipler istiyoruz diyorlarsa bir şeyleri ben başlatıyorum demektir. Bu yetmez mi?
Rakibiniz var mı?
- Albümlerde Serdar Ortaç’ı baz alıyorum. Zaten yaz aylarına bakın, Ortaç-Akalın şeklinde gidiyor. Rakibim yok gibi şeyler de söylemiyorum. Ramazana kadar konser tarihlerimin hepsi belli. Sence kimi rakip görebilirim?
ŞARKILARIMI ÖNCE MANİKÜRCÜM DİNLER
Popüler şarkıları yakalama formülünüz ne?
- Ne kadar profesyonel olursan ol, acemiliğini kaybedersen her şey kayboluyor. Bazı şarkılar, statlarda söylenir, reklam kampanyalarında kullanılır diye geliyor. İşin içine o matematik girdiği an şarkılar tutmuyor. Ben bunu yapmıyorum. Samimiyete dikkat ediyorum.
Peki o şifreleri nasıl çözüyorsunuz?
- Bak mesela bilgisayarımın her yeri kırık. Yara bantlarıyla yapıştırılmış. Fakirlikten mi? Hayır. O benim uğurum. Burada dinliyorum. Ardından arabada. Sahilde gezerken şarkının sesini açmak istiyorsam tamamdır. Geçmiş olsun!
Bazıları “Bir formül buldu devam ediyor. Aynı tip şarkıları söylüyor” diyor?
- Beğenmeyenler kendileri bulsunlar ve yapsınlar.
Şarkılarda sizden başka kimin fikirleri önemlidir?
- Teyzemin kızı, manikürcüm, mutlaka çalıştığım şoförler... Çünkü onlar halk. Önder de dinliyor. Aslında kendimi insanlardan soyutlamıyorum. Çiftliğe kapanmıyor, ABD’de yaşamıyorum. Bugün bir üniversiteye aniden gidiverdim. “Hello” diye girdim içeriye. Onların şarkılara tepkisini yokladım. Yoksa ben de star gibi yaşamasını bilirim. Ama öğrencilerin gözündeki parlama, bende yüz kıratlık taş almışım etkisi yapıyor anacığım.
Hep ayrılık şarkıları denince akla geliyorsunuz. Şimdi evlisiniz. Ne olacak?
- Dur, adamla bizi ne yaptın sen de ya! Üçüncü ayımıza gireceğiz. Ayrılık falan bahsetme.
Hırslı mısınız?
- Galiba. Hakkım yendiğinde dişlerimi ve tırnaklarımı çıkarıyorum. Aslında yalnız başıma ne sinemaya ne dua etmeye gidebilirim. Önder beni kedi yavrusuna benzetiyor. Ama sahneye çıktığımda aslan kesiliyorum.
SES RENGİM DEĞİŞTİ
Bu albümde daha kendime güvenerek şarkı söylüyorum, ses rengim değişti. Alt yapısı boş aranjeler yok. Aranjörüm Erhan Bayrak’ın saçları, şarkıların iyi olması için uğraşırken döküldü.
Twitter benim gazetem gibi. Orada polemiğe girmiyorum. Hissettiklerimi yazıyorum. Bu sitenin bana verdiği en güzel şey, Acun’un programı Yetenek Sizsiniz’deki Kaan oldu. Final gecesi herkese twitter’dan yazarak oy attırdım. Çocuk ikinci geldi. Şimdi dans gurubumda.
BU EVLİLİĞİN SÜRECEĞİNİ HİSSEDİYORUM
Önder Bekensir’le nasıl tanıştınız?
- Arkadaşım Selin İmer tanıştırdı. Önder bir gece, “Yılbaşında Brezilya’ya gideceğim” falan diyordu. Ben de “Vah vah! Ne boş konuşuyor. Yılbaşında benimle olacak” diye içimden geçirdim. Gerçekten yeni yıla beraber girdik. Sanırım dışarıdan nemrut gözüküyorum ama tanıdıkça kopamıyorlar.
Önder Bey’i önceden takip ediyor muydunuz?
- Yok. Gördüğümde hoş buldum ama nötrdüm. Ama o benim üç sene önce Çeşme’de giydiğim sarı elbisemi hatırlıyor. Beni o zamanlar kafaya koymuş. Ama yaptığı ayıp değil mi (gülüyor)?
Nasıl evlenme teklif etti?
- Hande Yener’le barıştığımız gün acayip içtik. Ertesi sabah yataktan kalktım, o işe gidiyor, bana da sürekli “Kalk banyoya gir” diyordu. Baktım banyo aynasında bir mektup. Yere çöküp okudum. Evlenme teklif ediyordu. Evet demeden önce akşama kadar kanırttım. Kendimi naza çektim.
Önder Bekensir’de sizi ne çekti?
- Adam 15-20 yıl ABD’de yaşamış. Açık görüşlü. Eteklerimin boyuna karışmıyor. İyi arkadaşız. Ona çok koca gözüyle bakmıyorum. Bu yüzden bu evliliğin süreceğini hissediyorum.
Kayın validenizle ilişkiniz nasıl?
D.A: (İçeri Önder Bekensir giriyor) Dedikodunu yapıyorduk aşkım! Kaynanama, Şebnem anne diyorum. Yaş olarak 30’da kaldı. Uludağ konserlerinde masanın tepesinde eğleniyordu. Geçen gün aradım, hadi Reina’da başlayıp geceyi Scotch’ta bitirelim dedim. Hemen giyinmiş. Bizden önce kapıdaydı.
Peki bu ilişki için de dövme yaptırdınız mı?
Ö.B: Demet’in kolunda yeni soyadı yazıyor: Bekensir. Benim bileğimde Demet-Önder yazıyor.
D.A: Altında yeni bir isim yazmak için biraz boşluk bıraktı. Ama bir sene kadar daha orası dolmaz. Bak adamı şimdiden havaya sokuyorum.
Sanırım çocuktan bahsediyorsunuz?
D.A: Çocuk yapmayı şu an düşünmüyorum. O başka bir dünya, hayal bile edemiyorum. Peki ısrarla her ilişkide neden dövme yaptırıyorsunuz?
- O aşkla yaptırıyorsun anacığım. Sanki bir daha öyle büyük aşk yaşamazsın gibi geliyor. Gerçi Bekensir, iyi insan demek. Allah korusun ayrılırsak bile sildirmem.
ZAMANINDA ÇOK ÜZÜLDÜM BU YÜZDEN DEMET AKALIN’IM
Kaç kardeşsiniz?
- Bir erkek kardeşim var. Emir Çağ, 19 yaşında. Maltepe Üniversitesi’nde okuyor. Sadece şarkılarımı ve yeni saçlarımı beğeniyor.
Nasıl bir aileniz vardı?
- Gölcük’te bir deniz subayı kızıydım. Evlenip çay partileri yapayım derdindeydim. Çok zengin bir sülale değildik. Gerçi iki yaşında bir de babamı kaybetme durumum var. Ama hiç tanımadığım için babayla yaşamak nedir bilmiyorum.
Çocukluk yıllarınızda sizin hikayenizin fon müziği nasıl olurdu?
- Hareketli olurdu. Aslında o zamanlar soğuk bir kızmışım. Annem kaynaşmam için evde çay partileri verirmiş. Beni de “Ay şu kız biraz açılsın” diye mankenlik piyasasına kendi elleriyle annem soktu. Kendime güvenim herhalde başarımla alakalı olarak geldi. Sonradan kabak çiçeği gibi açıldım.
Şimdi hayatınızda her şey yolunda gözüküyor. Hiç mi pürüz yok?
- Bebeğim zamanında çok üzüldüm. Çok huzursuz, mutsuz ve acı günlerim oldu. Onun için şimdi Allah güzel günler gösteriyor. Bu yüzden Demet Akalın’ım ve hakkettiğimi yaşıyorum.
Bazıları sizi “sonradan görme” olmakla eleştiriyor?
- Sen de ufak bir yerden gelip çok para kazansan böyle davranabilirdin. İnkar etmiyorum görgüsüzlüklerim oldu. Rolex saat almaya Almanya’ya gittim. Böyle bir dangalaklık olabilir mi yani? Şimdi arabamı değiştirmeyi bile düşünmüyorum. Gerçi iyi oldu. O paraları da 100 yaşında mı yiyecektim?
Şimdi görgüsüzlük bitti mi? Çalışma odanız yine çok şaşaalı…
- Bakma, bu aynaların falan çoğu hediye. İnan Modoko’dan döşedim.
Neden sizi sosyal sorumluluk projelerinde göremiyoruz?
- Aa kim dedi onu? Bana kalırsa kör gözüne parmağım yapmak asıl görgüsüzlük. Sadece babam adına bir okul yaptırdığımda duyuracağım ama diğerleri bana kalsın.
MAKYAJSIZ VE KİRPİKSİZ BİR HİÇİM
Kendinizi güzel buluyor musunuz?
- Bazen dünyanın en güzel kadını gibi hissediyorum. Bazen “Aman surata bak” diyorum. Hiçbir zaman muhteşem bir güzelliğim var demedim. Makyajsız ve kirpiksiz bir hiçim. Kirpik ve makyajın bu kadar yakıştığı bir Ebru Gündeş, bir de ben varım. Konserlerimde ne kadar güzelsiniz diyorlar. Yok anacığım, tonla makyajı sana yapsalar sen de bebek gibi olursun.
Peki sizin bir uzvunuzu 100 bin dolara sigortalasak... Nerenizi seçersiniz?
- (Önder Bekensir’e soruyor) Dudaklarım di mi aşkım? Yani fiyonklarım. Sevgilim hep öyle diyor da. Ne biliyim sigortalanacak kadar güzel miyim?
Saç renginiz neden değişti?
- Orijinal sarışın değilim. Bu yüzden saçlarım pişmaniye gibi elimde kalmıştı. Bence çok da güzel oldu.