Bu ev ‘Birleşmiş Milletler’ gibi

Güncelleme Tarihi:

Bu ev ‘Birleşmiş Milletler’ gibi
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2005 01:06

Fransız, Alman, Polonyalı, Avusturyalı, Portekizli, İsviçreli... Hepsi yeni yerler keşfetme isteğiyle İstanbul’a göç etmiş. Yolları Cihangir’de bir apartman dairesinde kesişen gençler, hikayelerini İstanbul Life dergisine anlattı.

Ufuk Apartmanı, Daire 2’nin hikayesi oldukça ilginç. Geleni gideni hiç eksik olmayan bu daire sadece 1.5 yıl içinde tam 7 farklı milletten 11 kişiyi ağırlamış. Hepsi yaşadıkları şehrin monotonluğundan sıkılmış, ilk uçakla kendilerini İstanbul’un kucağına atmışlar. Evin maceraperest kiracıları dönme zamanları gelince bayrağı hep bir başkasına devretmişler. Apartmandaki diğer katlarda ise bir İtalyan çift ve bir İrlandalı yaşıyor. Ev sahibinin tam 8 dil bildiğini de belirtelim. Burada adeta ‘Birleşmiş Milletler’ havası esiyor.

13 farklı milletten 20 kişilik parti

Marion Frohnweiler, Avusturya (Ekonomist)

Ekim 2003’de İstanbul’a AIESEC stajyeri olarak geldim. Bilgi Üniversitesi’nin yurdunda 7 kişi bir odayı paylaşıyorduk ama kendime ait özel alanım yoktu. Böylece üç arkadaşımla birlikte bir eve çıkmaya karar verdik. Cihangir’de bir emlakçı vasıtasıyla bu evi bulduk. Evimiz bütün arkadaşlar için bir buluşma noktası haline geldi. Noel akşamı 13 farklı milletten 20 kişilik bir parti vardı evde. Aralık’ta Laurent ile tanıştık. Portekizli ev arkadaşım Tania gidene kadar zavallı çocuk çamaşır odasında kaldı. Şubat’ta diğer iki arkadaşım da Portekiz’e döndüler. Ben de dönmeye karar vermiştim ki her şey bir anda değişti. İstanbul’da ‘2. bölüm’ başladı. Ender ve arkasından Karin eve taşındılar. Natasha’nın gelmesiyle Alman ligi tekrar güç kazandı.

Pahalı diye ortak buldum

Ender Şen, Almanya (Satış Uzmanı)

İ
stanbul’a 25 Ocak 2004’de Mercedes-Benz Türk’te yurtdışı stajımı yapmaya geldim. Bir arkadaşım beni Marion ile tanıştırdı. Marion’un evi paylaştığı Portekizliler odayı boşaltıyordu. Odayı ben tuttum ama kirası biraz pahalıydı. O hafta sonu, Uludağ’a kayak yapmaya gittim. Orada İsviçre’den gelen Karin ile tanıştım. İstanbul’a gelmek istiyordu. Benim odam büyük olduğu için paylaşmayı teklif ettim. Bir günde iş buldu ve bizimle yaşamaya başladı. O günden beri bizim ev enternasyonel bir hal aldı.

Nuri Bilge Ceylan’la tanışmak için geldim

Fabrice Ribert, Fransa (Fransızca öğretmeni ve sinema eleştirmeni)

Ben Paris’te Montmartre’da yaşıyorum. Orası bir açıkhava müzesi gibidir. Cihangir de oraya benziyor. Ayrıca, Cihangir’in merdivenlerini, antikacılarını ve pencerelerden bakkala sallandırılan sepetleri seviyorum. İslam ve demokrasinin bir arada nasıl yürüdüğünü merak ediyordum ve Nuri Bilge Ceylan’la tanışmayı çok istiyordum. Bu nedenle geldim. Bir de Türkçe öğrenmek istiyordum ama benim için beyin nakli gibi!

Çamaşır odasında uyku!

Iris Blaettles, İsviçre (Gazeteci)

Iris, Mayıs 2004’de 10 günlük kısa bir tatil için geliyor. İstanbul’a doyamayınca Temmuz’da tekrar geliyor ve üç hafta kalıyor. Evin tüm odaları dolu ama o çamaşır odasında uyumaya bile razı. Yeter ki o evin atmosferini solusun.

1 aydır İstanbullu

Jean Rouge, Fransa (Medya Uzmanı)

Jean, Bourdeaux’da yaşarken NTV’de bir staj ayarlamış. Fransız Kültür’de gördüğü ilan sayesinde evin sürekli değişen kadrosuna o da dahil olmuş. Sadece bir aydır burada olduğu için şehri pek tanımıyor. Şimdilik en iyi dostluğu rakı ile kurmuş durumda, aralarından su sızmıyor!

Muhteşem bir tecrübe

Karin Hitz, İsviçre (İlahiyat fakültesi öğrencisi)

Eskişehir’de staj yaparken Kurban Bayramı tatili için Uludağ gitmiştim. Uludağ’da tanıştığım Ender bana odasını paylaşmayı önerdi, kabul ettim. İstanbul’da en çok Boğaz’ı ve Balo Sokak’taki Araf Bar’da dans etmeyi seviyorum. Kız Kulesi’ne nazır oturmak için Üsküdar’a giderim.

Bizimkisi bir aşk hikayesi

Laurent Macari, Fransa (Marka Müdürü)

2003 Aralık’ta geldim İstanbul’a. Şirket sayesinde Princess Otel’de kalıyordum. Fransız Kültür’deki ev ilanları arasında Ufuk Apartmanı dikkatimi çekti. Dört farklı milletten insanlar aynı evi paylaşıyorlardı. Cihangir’in sanatçıların yaşadığı bir semt olduğunu duymuştum. Ayrıca travestilerin çok olduğunu öğrendim. Ama burada bir sene geçirdikten sonra, Cihangir’in İstanbul’da yaşanabilecek en iyi yer olduğunu söyleyebilirim. Paris, evli ve çocuklu aileler için uygun bir şehirdir. Ama genç ve dinamik bir hayat istiyorsan doğru adres bence İstanbul.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!