Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2003 00:08
Ünlü türkücü İbrahim Tatlıses'in 18 yıllık hayat arkadaşı Derya Tuna, bacağından vurulduktan sonra ilk röportajında içini döktü. ‘‘Bu elbisenin bedeli kurşun olmamalıydı’’ diyen Tuna, artık geleceğe baktığını ve geçmişi hiç düşünmediğini söyledi.
İşte, Tatlıses'ten kendisini vurduran ‘sır azmettirici’ye kadar birçok konuda ilk kez bu kadar açık konuşan Derya Tuna'nın söyledikleri:
Dizi film çevirecektiniz. Hatta anlaşma yapmak üzereydiniz. Ancak son anda sahneye çıkmaya karar verdiniz. Neden?
- Dizi çekecektim olmadı. Neden olmadığını burada söylemek istemiyorum. Kısmet değilmiş. Sahneye çıkmaya ise birdenbire karar vermedim ki. Zaten yıllar önce ben bu işi yapıyordum. Ancak şarkı söylemek fikri, daha önceden düşünülmüş bir şey değildi. İki-üç günde verilen bir kararla, Şamdan'ın gecesine hazırlandım. Yani aylar öncesinden planlanmış, programlanmış bir şey değildi bu.
Dizi film çekemedim, ben de sahneye çıkarım mı dediniz. Yani işin ucunda biraz inat var mı?
- Benim hiçbir şeyim inatla olamaz. Her şey bir anda gelişti ve oldu. Geri çeviremeyeceğim bir teklifti. İyi ki de yapmışım.
BEN TEŞHİRCİ DEĞİLİM
Her şey transparan elbisenizin etrafında döndü. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
- O elbise şov amaçlı bir elbiseydi. Bu elbiseyi bir dergide beğendim ve Canan Yaka'ya da diktirdim. Ellerine sağlık, çok da güzel dikti. İlk sahneye çıktığımda da yine buna benzer bir kostüm giymiştim. Sadece o geceye ait bir kostümdü. Eğer sahneye çıkmaya devam etseydim, buna benzer bir elbise giymeyecektim ki. Çünkü ben teşhirci değilim. Kendimi çok ön plana çıkarmak isteyen, bacağımı açayım, şuramı açayım gibi bir yapım yok. Günay'da sahneye çıksaydım, Hint kıyafeti yaptıracaktım.
Elbiseyi giydiğinizde size açık gelmedi mi? Aynaya baktığınızda neler hissettiniz?
- Aynaya baktığımda kendimi çok güzel gördüm. Başka bir şey hissetmedim. O anda açık olduğunu falan düşünmedim.
ELBİSEYLE NAMUS OLMAZ
Şu an hata yaptığınızı düşünüyor musunuz?
- Buna hata diyemeyeceğim. Bir insanın elbiseyle namusu bağdaştırılmamalı. Üç yıl önce İbrahim Bey'le yollarımızı ayırdık. Ama benim yaşantım çok ortada. Dolayısıyla bu elbisenin hata olduğunu düşünmüyorum. Sadece şunu düşündüm: ‘‘11 yaşında bir oğlum var, giymeseydim daha mı iyi olurdu’’ diye. Ama yine de hata görmedim. Pişman da değilim. İnsanlar beni sevenler, Derya Tuna'ya yakışmadı dediler. Buna da saygı duyuyorum. Ancak bir elbisenin bedeli vurulmak, kurşun olmamalıydı. Yine söylüyorum. Ben kötü bir şey yapmadım. İbrahim Bey'in etrafı ya da İbrahim Bey, zaten bu dünyanın, bu şovun içindeler. Eğer ben kötü bir şey yaptıysam, o zaman onlar da kötü bir şey yapıyorlar demektir. Ben sadece onların yaptığı şeyi yapacaktım. Hepsi bu.
Peki Günay'da sahneye çıkmaya karar verdiğiniz andan itibaren ne gibi gelişmeler oldu. Mesela tehdit edildiniz mi?
- Hayır. Hiç tehdit falan almadım.
SIR MEZARA KADAR
Ama vurulmadan bir gün önce sahneye çıkmamanız konusunda size telefon açıldı öyle değil mi?
- Evet, vurulmadan bir gün önce birisiyle telefon görüşmem oldu. O da benimle birlikte mezara kadar gidecek.
Sizi arayan İbrahim Bey miydi?
- Hayır İbrahim Bey'le görüşmedim. Bunu tüm açık yürekliliğimle söylüyorum. Beni arayan kişi İbrahim Bey değildi.
İbrahim Bey'in yakınları mıydı?
- Bu görüşme mezara kadar benimle birlikte gidecek.
Korkmadınız mı?
- Hayır. Hiç korkmadım.
İbrahim Bey'den şüphelendiniz mi?
- Hayır. Hiç şüphelenmedim. Çünkü bizim bir çocuğumuz var. 18 yıl aynı yastığa baş koyduk. Bu yüzden İbrahim Bey'in bana böyle bir şey yapacağını hiç aklıma bile getirmedim. Ben nasıl ona bir zarar gelmesini istemiyorsam, o da bana bir zarar gelmesini istemez.
Ama hastanedeki ilk ifadenizde ‘‘Beni İbrahim Tatlıses vurdurttu’’ demişsiniz...
- Onları gerçekten hatırlamıyorum. Söylemiş olabilirim de olmayabilirim de. Çünkü yeğenim bana hastane şunlar şunlar oldu diyor, ben hiçbirini hatırlamıyorum bile.
YÜREK ACIM ÇOK FAZLA
Bacağınızın acısı geçecek ama yüreğinizin acısı geçecek mi?
- Bacağımın acısının yanında yüreğimin acısı çok fazla. Evet, büyük bir çöküntü içindeyim. Çünkü hálá bunu hak etmediğimi düşünüyorum. Neden böyle bir şey yapıldı, hálá bunu düşünüyorum. Ama bu sorunun cevabını bulamadım.
BİR AZMETTİRİCİ VAR
Cezalandırıldınız yani...
- Ama bedeli bu kadar ağır olmamalıydı. Hiç kimsenin kimseye böyle bir şey yapmaya hakkı yok. Olamaz. Bu acı benim içimde ölene kadar kalacak.
Hüseyin Bozan, ‘‘Beni kimse azmettirmedi’’ dedi. İnandınız mı?
- Tabii ki inanmıyorum. Ama onun da üzüldüğünü gözlerinden anladım. Sanırım bu kadar acıyı hak etmediğimi o da düşünmüştür.
Neden Hüseyin Bozan'dan davacı olmadınız?
- Benim Allah'tan başka kimsem yok. Bir çocuk annesiyim. Davacı olmamın da bir nedeni yok. Çünkü o çocuğun bir suçu yok ki. Ortada bir azmettirici var. Buna inanıyorum. O çocuk bu işi kendiliğinden yapamaz. İlahi adalet var. Onun mekanizması çok iyi çalışıyor. Görüyorum, daha da göreceğim.
Affetmeyeceğiniz birisi var mı?
- Hayır yok. Ben herkesi afettim. Ama tabii ki kırıldığım insanlar var. Kinci değilim ama o insanlara kırgınım. Beni seven sevmeyen herkesi çok seviyorum. Bu olaydan sonra çok sevenim olduğunu gördüm. Buradan herkese çok teşekkür ediyorum.