Güncelleme Tarihi:
Meral Kaplan fotoğrafları için tıklayın
Lüleburgaz’da doğup büyüyen, ardından eğitimi için İstanbul’a gelen ve rastlantı sonucu kendini podyumlarda bulan Kaplan, mankenliğe ısınamadığını ve oyunculukta yükselmeyi aklına koyduğunu söylüyor.
- Cameron Diaz’a benzerliğiniz, iş hayatında size avantaj sağladı mı?
İstanbul’da turizm üzerine eğitim alırken, rastlantılar sonucu birden kendimi manken ajansı sahibinin karşısında buldum. İki gün geçmeden de fotoğraflarım gazetelerde "Yerli Cameron" olarak çıktı. Yani çabuk tanınmamda ve adımı duyurmamda etkisi olmuştur.
Kimine göre benziyorum, kimine göre benzemiyorum. Benzeyip benzememek önemli değil, çünkü ben halimden memnunum. Podyum ve tanıtımlar bana oyunculuğun kapısını araladı, hayal bile edemeyeceğim fırsatlar yakaladım. Bunları iyi kullandığımı düşünüyorum.
- Peki ya mankenlik?
Podyumlarda dönem dönem farklı rüzgarlar esiyor. Yersiz, gereği olmayan tartışmalar yaşanıyor. Her sektörde kavga, çekememezlik tabii ki var. Ama medyanın gözü bu camiada olduğu için, normal insanların da zaman zaman yaşadığı tartışmaları modeller yaşayınca konu manşetlere taşınıyor. Bunun ne kadar doğru olduğu tartışılır. Esasında podyumlarda fazla vakit geçirmek istemiyorum. Bu dünyanın yazılı olmayan kurallarına bir türlü alışamadım, alışacağımı da sanmıyorum.
- Oyunculukta kendinizi başarılı buluyor musunuz?
Türkiye’de eğitimli oyuncuların yanı sıra medyatik kişiler de yönetmen ve yapımcılar tarafından tercih ediliyor. Ben, Sinan Çetin’in sahibi olduğu okulda eğitimime devam ediyorum. Sinan Bey bana "kızım" diye sesleniyor. Ayrıca, Akademi Hayat’ta da derslere giriyorum. Turgay Tanülkü oyuncu koçum... Birçok hocadan özel dersler alıyorum. Yakında Sinan Çetin’in bir dizi projesinde oynayacağım. Doğru yolda ilerlediğime inanıyorum.
- Projeleri kabul ederken nelere dikkat ediyorsunuz? "Canlandırmam" diyeceğiniz roller var mı?
Kötü rolleri kabul etmiyorum. Çünkü halkın beni kötü bir imajla tanımasını kaldıracak yaşta değilim. Ayrıca aptal sarışın rollerini de istemiyorum. Kaliteli, bana yakışan, ruhumu verebileceğim roller daha sıcak geliyor. Oyunculuktan çok zevk aldım. Şarkıcı olmak ise aklımdan geçmez. Esasında Türkiye’de kimin ne yaptığı belli değil. Sistem, şöhret müessesi üzerine kurulu! Bu ne kadar sağlıklı, ona da bir bakmak lazım...
İlk başlarda çok kötüydüm, ama hırsım ve azmim sayesinde kendimi geliştirdim. Şu an 100 kişinin karşısına geçip oynarım. Setlerde tekrarım azdır. Evde rolüme çalışırım, ezberim güçlüdür. Tabii bunun için rolümü benimsemem gerekiyor. Karaktere alıştıktan sonra sete hiç çalışmadan gittiğim bile oldu. Role kaptırdım mı kendimi, sorun yok. İlk başladığım günle şimdiki durumum arasında uçurumlar var.
Polemiklerden hep uzak durdum
22 yaşına geldim. İstanbul’da dört yılı geride bıraktım. Hayattaki duruşum belli. Bu sektörde bulunan bir genç kız olarak, şimdiye kadar hakkımda tek satır kötü haber çıkmadı. Beni tartışma ortamlarına çekmek istediler, ama uzak durdum. Ben en verimli çağımda evlenip, başkalarının dişleriyle ekmek ısırıp karnımı doyurmak istemiyorum. Şanslıyım, çalışkanım, işimi iyi yapıyorum, fırsatları değerlendiriyorum... İşime bakıyor ve kendime güveniyorum.