Bu dizide her şey ultra absürd

Yönetmenliğini Aram Gülyüz’ün üstlendiği ‘Deli Duran’ ilk tarihi sit-com olduğu iddiasında.

Dizide, Prens Ronaldo, Kral Mekmenımın, odasında Che posteri bulunan Şehzade Komünist Muhiddin gibi, sadece isimleriyle bile güldürmeyi başaran absürd karakterler yer alıyor. Kopya diziler arasında farklılığıyla dikkat çeken dizinin dört başrol oyuncusuyla konuştuk.

- Deli Duran’ın çıkış noktasını anlatır mısınız?

Kadir Çöpdemir: Radyo D’de program yaptığım dönemlerde tarihi skeçler anlatıyorduk. Dinleyicinin çok ilgisini çeken bu skeçlerden hareket ederek Deli Duran’ı hayata geçirdik.

- Özellikle Leman dergisiyle birlikte tarihi olayları ti’ye alan bir mizah türü gelişti. Kahpe Bizans filmi de bu mizahın bir ürünü. Deli Duran da bu mizah türünden besleniyor değil mi?

K. Çöpdemir: Evet, Deli Duran bir anlamda bu mizah kültüründen de besleniyor. Ancak Kahpe Bizans’la karşılaştırma yapmayalım. O yapım, tamamıyla tarihi filmlere bir göndermeydi. Biz ise Deli Duran’da ayrı bir dünya yarattık.

- Deli Duran için ilk tarihi sit-com açıklamasını yaptınız. İyi araştırdınız mı? Sonra birisi çıkıp ilk biz yaptık demesin.

K. Çöpdemir: Böyle bir örnek yok. Sen böyle bir sit-com gördün mü kardeşim? Şunlara bak ya! Şu tiplere bak. Al işte Prens Ronaldo, hemen sağında ise Kral Mekmenımın.

KABAK ÇEKİRDEĞİ ÇITLATIP YAZIYORUZ

- Hem başrol, hem de senaryo yazarlığı. Senaryo ekibiniz var değil mi?

K. Çöpdemir: Evet bayağı yoruluyorum. Ama Nuri Özgül, Kenan Açmaz, Kerem Anık gibi çok kafa arkadaşlardan oluşan bir senaryo ekibimiz var! Evde kapak çekirdeği çıtlatıp senaryoyu yazıyoruz.

- Eskiden kolunda Seiko saat olan Yeniçerilerle, yer çekimini hiçe sayarak bir burçtan diğerine atlayan Cüneyt Ağabey’le, yani bu tür tarihi avantür filmlerle çok dalga geçilirdi. Ama şimdi tüm bu filmler kült mertebesine ulaştı. Nedir bu değişimin sırrı?

K. Çöpdemir: Modern hayat samimiyeti sömürüyor arkadaş. Biz şunu fark ettik: Evet, adamın kolunda Seiko saat var ama samimi olmayı başarıyor. Günümüzde samimiyetin değeri yok artık. Cüneyt Baba’nın herhangi bir karesinde samimiyetsizlik görebiliyor musunuz? Saç telinden ayak parmağına kadar samimi değil mi adam?

- Tam kitabın ortasından konuştunuz. Artık samimiyeti geçmişte arıyoruz. Bu hüzünlü havayı dağıtalım... Siz biraz Deli Duran’ın süper özelliklerinden bahsedin.

K. Çöpdemir: Henüz uçamıyor, kanat problemi var. Kaportacı Nuri Usta’ya götürdük, sağdan çekme var. Tabii Deli Duran’ın bir de yer çekimine karşı göbek gibi fiziksel bir başkaldırısı var.

KILIÇ EĞİTİMİ YERİNE KİLO ALDIM

- Aman uçmasın sonra inişi zor olur! Peki, Deli Duran’ın tutkuları ve vazgeçemedikleri neler?

K. Çöpdemir: Deli Duran taverna müziği hastası. Yemeye içmeye çok düşkündür. Tatlı çapkınlıkları vardır ama gönlü Eftelya’dan yanadır. Sporla arası zamanında iyiydi ancak kilo alınca sadece kol kuvvetine verdi kendini. Ayrıca tam bir Fenerbostan fanatiğidir.

- Hollywood filmlerindeki gibi abartılı bir hazırlık süreci geçirdiniz mi? Kaç ay kılıç eğitimi aldınız? Kaç kilo verdiniz?

K. Çöpdemir: Kılıç eğitimi almam lazımdı ama ben onun yerine kilo aldım. Ata binme eğitimi için Veliefendi’ye gittik. Ancak atlar en fazla 50-70 kilo taşıyabiliyorlarmış. O eğitimi de alamadık. Hocam anlayacağın hazırlık sürecinde sınıfta kaldık.

- Dekorlar, kostüm tasarımları, onlarca figüran... Masraflı bir dizi olmuş.

K. Çöpdemir: Ağabey sen ne diyorsun! Prodüktörümüz Sinan Çetin buraya parayı gömdü. Yemin ediyorum rahmetli babacığım hayatta olsaydı bana böyle kıyak yapmazdı. Böyle iyi fikirler olduğu zaman Sinan Çetin, Bengal Kaplanı gibi olaya atlar hemen.

- Arada yapımcının da gönlünü aldık galiba. Bu arada, bu dizide niye at yok?

K. Çöpdemir: Neticede bir sit-com çekiyoruz. Dizimizde at çok önemli bir figürdü ancak şu anki teknoloji, atları bu küçük sete sokmamıza izin vermiyor. Bu türden zorlukları farklı anlatımlarla ekrana taşımaya çalıştık.

Agresifoğulları AB’ye giremez

- Kral Mekmenımın bizim Liverpool’lu Steve McManaman mı?

Özgür Ozan: Evet, eski Liverpool’lu McManaman. Sonradan Real Madrid’e transfer olmuştu galiba! Sadece isimler benziyor. Yoksa ben koskoca Britanya Kral’ıyım. Bu arada light’lık öbür dizide kaldı. Mekmenımın tam anlamıyla havalı bir Britanya kralı.

- Agresifoğulları, Britanya’ya kadar nasıl geldi? En son Viyana kapılarından geri dönmedik mi?

Ö. Ozan: Biz bu dizide uzakları yakın ediyoruz.

- Peki Agresifoğulları, Avrupa Birliği’ne girebilecek mi?

Ö. Ozan: Vallahi bu sinirli hareketleriyle işleri çok zor. Bazı üye ülkeler olaya sıcak bakıyor ama Mekmenımın kolay kolay razı olacak gibi gözükmüyor.

İZLEYİCİNİN SİNİRİNİ ALACAĞIZ

- Saldıray, nasıl bir karakter?

Sümer Tilmaç: Tecavüzcü Coşkun tarzı bir ‘saldıray’ değil. Adı üstünde Agresifoğulları’nın Sultan’ı, yani çok agresif bir sultan! Tüm insanlara karşı ‘saldıray’ bir tip.

- Ekran birbirinin kopyası dizilerden geçilmiyor. Farklı bir formata sahipsiniz. Şansınızı nasıl görüyorsunuz?

S. Tilmaç: İzleyicilerin bizim dizideki farkı göreceklerini düşünüyorum. Zaten ülkenin içinde bulunduğu durum Agresifoğulları’na çok benziyor. Herkes sinir küpü. Biz bu diziyle biraz da insanların sinirini alacağız, onları bol bol güldüreceğiz.

BU DİZİDE EMRAH FİLMLERİNDEKİ GİBİ TECAVÜZE UĞRAMAYACAĞIM

- Oya Hanım, Valide Sultan nasıl bir karakter?

Oya Aydoğan: Her şeyden önce Saldıray’ın karısı. Sahaya baştan 1-0 yenik çıkıyor. Osmanlı saraylarındaki Valide Sultanlar gibi iktidar hırsıyla yanıp tutuşuyorum. Saldıray’ı tahttan indirip, yerine oğlumu geçirmek istiyorum ama oğlum kafayı devrimcilikle bozmuş.

- Valide Sultan’ın Türk kadınına mesajı olacak mı?

O. Aydoğan: Evlerinin kadını olmaları yönünde mesajlarım olacak. Ancak benim karakter, hırslı bir tip olduğu için kocasına çok çektiriyor.

- Bir dönem Küçük Emrah’ın filmlerinde anne rolünde çok zor günler geçirdiniz. Aynı durum bu dizide yok değil mi?

O.Aydoğan: Merak etme bu dizide Valide Sultan olduğum için tecavüze uğramayacağım. Tek bir erkeğim var, o da Saldıray.