Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 24, 2010 00:00
Diesel, Zara, Calvin Klein, Tommy Hilfiger, GAP, Lee, Wrangler ve Replay gibi markalara denim kumaşı satan Bossa ile avangart tasarımın önemli temsilcilerinden Özlem Süer işbirliği yaptı. Süer firma için kendinden desenli denim kumaşları tasarladı. Sonra tasarladığı kumaşlarla ‘Jean d’Art’ adlı 25 parçalık bir koleksiyon yarattı. Öyle bir koleksiyon ki, denim falan demez düğüne giderken bile giyersiniz
Sezon ‘denim sezonu’ diyor Özlem Süer. Daha da çok moda olacağını söylüyor. Bunu, altı ay önce Paris’te katıldığı bir denim fuarında anlamış. Ve o gün denimle ilgili bir şeyler yapmaya karar vermiş: “Ben avangart kostümler yapan bir tasarımcıyım. Ünlüleri giydiriyorum. Özel geceler için kişiye özel kostümler tasarlıyorum. Ama tasarıma iplikten başlıyorum. İplikten dokumaya, dokumadan giysiye dönüştürüyorum. Kumaş benim her zaman odağımda. 2011’in lider kumaşı denim ve ben kayıtsız kalamazdım. Ve ne mutlu ki, dünyanın önemli kumaş üreticilerinden Bossa ile yollarımız kesişti. Heyecanımız, tempomuz çok uydu. Ortaya Jean d’Art koleksiyonu çıktı.”
Jean D’art isminde bir kelime oyunu var. Koleksiyon ismini ünlü savaşçı ve Fransız Katolik azizesi Jeanne d’Arc’tan alıyor. Özlem Süer nedenini anlatıyor: “Denim kumaşı özgürlükçü ve savaşçı bir ruh. Tıpkı Jeanne D’arc gibi. Materyal olarak zamansız. Yaşamın her alanına konsantre edebilirsiniz. Şık da olabilirsiniz anti şık da. Tüm kontrastları bir arada taşır denim. Tüm bu özellikleriyle kahraman olabilme niteliklerine uygundur. Jeanne d’Arc ise 15. yüzyılda, yüzyıl savaşlarının ortasında 19 yaşına kadar yaşayabilmiş bir Fransız köylüsü. Tanrı ve meleklerle konuştuğunu söylüyor. Bir gece rüyasında kendini kılıç kuşanmış savaşçı olarak gördüğü için erkek kılığına girip savaşa katılıyor. Bir komutan olarak İngilizlere karşı savaşıyor. Esir düştüğü İngilizler onun erkek giysileri giyip savaşan ve gaipten sesler duyan bir kâfir olduğunu öne sürerek, yakıyor. Ölümünden beş yüzyıl sonra azize ilan ediliyor. Savaşa büyük katkılarından dolayı kahraman oluyor.”
BOHEM KUMAŞA ARİSTOKRAT ÇİZGİBossa için tasarlanan denimler jakarlı, yani kendinden desenli. Hepsi bu işbirliğine özel üretildi. Fransız desenleriyle süslendi. Bu sayede bohem denim kumaşı aristokrat bir çizgiye çıkarıldı ve vintage etkisi yaratıldı. “Bu nedenlerle koleksiyona bir Fransız ismi vermek çok uygun olacaktı. Jean D’Art çok iyi durdu” diyor Süer.
Jean D’Art baştan sona estetik bir koleksiyon. Tasarım duygusu çok yüksek. Süer çalışırken, sunulan teknik imkanların genişliğinden mutlulukla söz ediyor: “Tasarladığım kumaşın 10 farklı yıkamasını görebildim. Bu tasarımcı için büyük lüks.”
Tasarım yaparken denimin üstüne başka materyal eklememiş. Taş, ışıltı ve pırıltıyla boğmak istememiş. Bu koleksiyon indigo boyamalı pamuğun ve viskonun başına gelenlerin hikayesiymiş. 25 parçalık Jean D’Art koleksiyonu aslında Bossa’nın Süer’in tasarladığı kumaşları satabilmesi için bir vitrin. Diğer taraftan alternatif giyinmek isteyenler için de bulunmaz nimet. Bu sebeple her bir parçadan 100’er tane üretilecek ve sadece Süer’in atölye butiğinde satılacak.
Süer ve Bossa işbirliğinin arkası gelecek. Çünkü Özlem Süer kumaş aşkı olan bir tasarımcı, Bossa ise tasarımcıya saygı duyan bir üretici. Koleksiyonu yurtdışı fuarlarda da göstermeyi düşünüyorlar. Ayrıca Süer kendi hazır giyim markası Oez Sue’nun kış koleksiyonunda denim parçalara yer verecek.
PARTİYE 40 KİŞİ DAVETLİ Koleksiyonun lansman partisi Özlem Süer House’un bahçesinde Gizli Bahçe konsepti ile 28 Temmuz’da yapılacak. Şampanya ve indigo rengi makaron tatlı kuleleri eşliğinde düzenlenecek partiye sadece 40 kişi davetli.
KAÇIRILMAMASI GEREKEN PARÇALAR * Vintage etkili yıkamayla geliştirilen kendinden desenli Viktoryen dönemi korseleri.
* Lazer efektli pantolonlar.
* Geniş yakalı ve vücuda oturan kesimiyle gecenin yıldızı olmanızı sağlayacak elbiseler.
* Viktoryen etkili omuzlar kol ve yaka aksesuarları, tiril tiril bağlamalı gömlekler.
* Harem pantolonları.