Güncelleme Tarihi:
İşte Hülya Avşar'ın kardeşinin guardianturk adlı internet sitesindeki yazısı...
- Yemeyenin malını yerler!
Başarı, tüm zamanların en seksi kavramıymış. Sağ olsun. Türkiye o büyük depremi yaşadığında Işıkara’yı bile en seksi erkek seçmişti ama bir şeyin farkında mısınız bilmiyorum: Artık başarı platformları değişti!
Eskiden önemli bir kuruluşun başında olmak, sporda dünya çapında başarı sağlamak, vergi birincisi olmak ve benzeri şeyler başarıların arasındaydı oysa. Gel gelelim bu zamanda işsiz değilsen, borcun yoksa, yüzün gülebiliyorsa, şirketin batmamışsa, evliliğin devam ediyorsa, randevuna saatinde yetişebiliyorsan, trafikte altına işemediysen, ayda bir sinemaya gidebiliyorsan büyük başarı! Daha da komiği üniversiteyi kazanmak büyük başarıydı ama şimdi “Nasılsa iş yok… Ama işte, diploma diplomadır.” deniyor. Daha fenasını düşünemiyorum.
Bu demektir ki, zaman üretme zamanı!
Rakı leblebisiyle, şık görünüşüyle ona benzeyen birileri çıksaydı, sistem de mutlak yaşadığımız şartlara ayak uydururdu ve zırt pırt anayasa değişmezdi şimdiki gibi. Bana kalırsa Türk Milleti şu ana kadar aldığı en büyük dersi alıyor: Yemeyenin malını yerler!
Siz misiniz hortuma, yolunmaya izin veren? Siz misiniz sistemin bozukluğunu önemsemeyen? Siz misiniz şimdiye kadar toprağının suyunun kıymetini bilmeyen? Hadi bakalım, bu da size kapak olsun! (Bu arada “kapak”, her şeyi bildiğimizi gösteren, yeni kelime)
Kısacası; şimdi zamanı değil ama her şeyin sistemi yenilenmeli; bir daha değişmemek üzere kurulmuş bir sistem olmalı. Türkiye’nin tek kurtuluşu bu!
Hani Türk Devleti’nin bölünmez bütünlüğü?
…Ama Türk Devleti’nin değişebilen anayasası!
Oldu mu şimdi? Anayasa sağa, sola, dine göre değişirse, bölünmez bütünlüğe leke sürülmez mi?
Hülya Avşar