Bu da siyasi BBG

Güncelleme Tarihi:

Bu da siyasi BBG
Oluşturulma Tarihi: Nisan 10, 2005 00:45

Aralarında ülkücüsünden muhafazakárına, Aydınlıkçısına farklı görüşleri savunan her kesimden bir temsilci var. Sekiz kişiler. Bursa’da 10 haftalığına bir otele kapandılar, sabah akşam siyaset tartışıyorlar.

Düşünce Kampı adlı program, Flaş TV’de haftanın beş günü, her gün dört bölüm halinde yayınlanıyor. Günlük yayın saati 4.5 saati buluyor. Tartışmalar sırasında her şey serbest, çığlık atmak, lakap takmak, usturuplu hakaret etmek... Her hafta sonunda izleyicilerden en az cep telefonu mesajı (SMS) alan eleniyor. Yerine yine aynı görüşü temsilen, SMS ile en çok önerilen isim kadroya katılıyor. Aynı formattaki Gelinim Olur musun, dokuz haftada 28 bin mesaj almıştı. Düşünce Kampı’na, dört haftada 128 bin SMS geldi. İzleyici ziyaretine ve basına kapalı tutulan program platosuna girdik. Parodiyi yakından izledik.

Biraz Ünlüler Çiftliği’ne, azıcık BBG Evi’ne, bir parça da Gelinim Olur musun’a benziyor. Dışarı çıkmanın yasak olduğu bir yerde yaşıyorlar, etraflarında hep kameralar var, sürekli tartışıyorlar... Her biri farklı bir düşünceyi temsil eden 8 kişi, her gün siyasi tartışmalar yapıyor ve onları izleyen halk da cep telefonlarından beğendiği isim için mesaj atıyor. Programda yarı final, final ya da ödül yok. Her haftanın sonunda, İstanbul 5. Noteri izleyicilerin gönderdikleri cep telefonu mesajlarını sayıyor. En az SMS alan eleniyor; onun yerine aynı görüşü temsil eden ve SMS ile en fazla önerilen isim getiriliyor. En fazla oyu alan ise programın bir bölümünde hakemliği üstleniyor. Bu yüzden 6 Mart’ta başlayan program, 8 Mayıs’ta başka bir kadro ile yine 8 kişi olarak bitecek.

Flaş TV’nin Düşünce Kampı adlı bu programı, Uludağ eteklerindeki beş yıldızlı Almira Hotel’inde çekiliyor. 10 katlı binanın ilk iki katındaki alan, çekim platosuna dönüştürülmüş. Yedi kamera ve 20 kişilik teknik ekiple donatılan otel, bir TV istasyonu görünümünde. Tartışmacılar çekim alanının çevresindeki dubleks süitlere yerleşmiş. Süitlerin birinci katları çalışma odası şeklinde düzenlenmiş.

6 GÜN BOYUNCA SADECE CUMA NAMAZINA İZİN VAR

Düşünce Kampı, İslamcı, ülkücü, sosyal demokrat, solcu, milliyetçi görüşleri temsilen 10 tartışmacıyla başladı. Yazar Memduh Bayraktaroğlu sağlık sorunları nedeniyle, DSP eski milletvekili Gönül Saray Alphan ise gönüllü olarak programdan çekildi. Gruptaki gazeteci Taner Atilla ise son hafta elendi. Yerine gelen Yunus Damar’la birlikte Hüseyin Karanlık, Cemal Şener, Şahin Ayaz, Mehmet Ali Metinyurt, Ahmet Yılmaz, Nil Demirkazık, Suat Gün tartışmayı sürdürüyorlar.

Katılımcılar, sadece cumartesi günleri dışarı çıkabiliyor. Bunun dışında yanlarında bir TV görevlisi bulunması koşuluyla sadece cuma namazına gidebiliyorlar.

Tartışmacıların dünyayla tek bağlantısı internet ve günlük gazeteler. Cep telefonlarını otele girişte görevliye teslim etmişler. Odalarındaki telefon ahizeleri sökülmüş. İzleyiciler, Flaş TV tarafından gruptakilerin isimlerine düzenlenmiş olan SMS numarasına mesaj geçebiliyor. Ailelerini ve ziyaretçilerini sadece cumartesileri görebiliyorlar. İsteyen aile o geceyi katılımcının odasında geçirebiliyor.

İLK 4 HAFTADA EN ÖRGÜTLÜ KESİM ÜLKÜCÜLER OLDU

Tartışmacılara ilk dört haftada 128 bin SMS gelmiş. Benzer yaklaşımla hazırlanan ‘Gelinim Olur musun’a, dokuz haftada 25 bin SMS geldiği düşünülürse, programa ilgi büyük. Ancak programa katılan her yarışmacı belli bir siyasi görüşü temsil ettiğinden, biraz da siyasi kuruluşların örgütlülüğü bu sonucu doğuruyor. Bu açıdan en örgütlü olanlar ülkücüler. Zira Ahmet Yılmaz, ilk dört haftayı lider tamamlamış durumda.

Gelenlerin hepsi destek mesajı değil bu arada. Elenen tartışmacı Taner Atilla, geride kalanları göstererek ‘SMS’lerin 125 bini şu arkadaşlara küfürlerle dolu’ diyor. İş siyaset olunca gerilim de artıyor tabii. Katılımcılara gelen tehditlerin haddi hesabı yok. Bu konuda liderlik Kürtlerle ilgili tartışmaları alevlendiren Şahin Ayaz’da. Onu Nil Demirkazık ve Mehmet Ali Metinyurt izliyor. Daha çok, ‘Oradan çıkınca tabutunu hazırla’, ‘Sen öldün kızım’, ‘Köpekler gibi gebereceksiniz’ gibi SMS’ler geliyor.

Tartışmacılar, baştan itibaren AKP çizgisindekiler ve ulusalcılar olmak üzere ikiye bölünmüş durumda. Nil Demirkazık, Şahin Ayaz ve Mehmet Ali Metinyurt ilk cephede. Metinyurt, karşı cephedeki ekip üyelerinin her birinin farklı görüş ve yaşam tarzına sahip olmalarına karşın aynı tarafta saf tutmaları yüzünden, onlara ‘eklektistler’ adını takmış. Tartışma alevlenince bu terim yerini ‘ulusal faşistler’e ya da ‘kifayetsiz diktatörler’e terk edebiliyor. Diğer ekip ise öfkelenince ‘Amerikan uşakları’, ‘Mandacılar’ diye bağırıyor.

BEN ADAYLIĞIMI KOYSAM TEK BAŞIMA İP’Yİ GEÇERİM

Akşam ekranda birbirlerine kıyasıya saldıran katılımcılar, serbest zamanlarda çok sıcak ilişkiler kuruyor. Ülkücü Ahmet Yılmaz, ‘Benim için en büyük kazanç Cemal Şener’i tanımak oldu’ diyor çekinmeden. Bugüne kadar Alevilere haksızlık yaptığını anlamış. Aydınlık çizgisindeki Hüseyin Karanlık da Şener’le tanışmaktan memnun.

Çoğunun siyasi bir geçmişi olduğundan, zaman zaman nostalji de yaşanıyor. Hatta özeleştiri bile yapan çıkıyor. Mesela Şener, başındaki izi göstererek, ‘Liseye giderken taktığım Atatürk rozeti yüzünden ülkücüler bana saldırıp kafamı yarmıştı’ dediğinde Ahmet Yılmaz duygulanıyor. Kaval kemiğindeki çıkıntıyı gösterip, ‘Solcular da benim ayağımı kırmışlardı’ diye başladığı konuşması sürprizle bitiyor: ‘Çevreye, inananlara verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı kendi adıma özür dilerim.’

Aynı duygusallığı tüm tartışmacıların paylaştığı söylenemez. Mesela Demirkazık, söz buraya geldiğinde saatli bomba gibi bir soru atıyor ortaya: ‘Solla ülkücüler birleşti. O zaman bu kadar insan niye öldü?’ Cevap Hüseyin Karanlık’tan: ‘Bir musibet bin nasihatten iyidir. MHP gerçeği gördü...’ Demirkazık birleşmenin altında başka niyetler bulunduğunu ima edip, Karanlık’ın kendisine yaptığı teklifi ifşa ediveriyor: ‘Beni İşçi Partisi’ne katılmaya davet etti. Ayol ben adaylığımı koysam tek başıma İP’ten fazla oy alırım.’

Mehmet Bey, Nil Hanım’a romantik şiir yazdı

AKP çizgisini temsil eden tartışmacılardan Mehmet Ali Metinyurt, aynı çizgideki Nil Demirkazık’a yazdığı bir şiiri, onun kahkahaları eşliğinde bize okudu:

Bursa’da Uludağ’ın eteğinden / Almira Oteli’ndeki yerinden / Düşünen güzel kadın yürek yakar ta derinden / Osmanlı Meydanı er meydanı / Nil akar içinden / Düşünen güzel kadını / Tanırsın çağlayınca derinden...

Geçen cumartesi izin sırasında otelden ayrılan Metinyurt, arkadaşını özleyip bir şiir daha yazmış, dönüşte ona vermiş. Nil Demirkazık ‘Bizi çekemeyenler şiirimi çaldı’ diyor. Ne gam! Metinyurt ilham dolu. ‘Yeniden yazarım, arzu ederseniz destan bile’ dedikten sonra peçeteye iki dize yazıyor hemen: ‘Beni Osmanlı Meydanı’ndaki kafesime geri kapatın / Ancak kapısına Nil’den bir kilit yapıp asın...’

GÜNDE İKİ CANLI YAYIN İKİ BANT KAYDI

Düşünce Kampı’nda kalk borusu 08.00’de çalıyor. Katılımcılar yarım saat sonra kahvaltıda buluşuyor. 10.00’da Düşünce Meydanı’ndaki masalarına oturuyor, saat 13.00’e kadar gazete okuyor, sohbet ediyorlar. Üç saatlik öğle molasında otelin yüzme havuzu, bilardo salonu, masa tenisi ve tavlaları onların hizmetinde. 16.00-18.00 arası eşofmanlar çıkıyor, kamera karşısına geçiyorlar. Günün gelişmeleri üzerine yaptıkları bu ilk ısınma turu kaydedilip, gecenin en sonunda, saat 02.00’de yayımlanıyor. Akşam yemeğinden sonra 20.30’da canlı yayında Hakan Aygün’ün sunduğu ana haber bültenine bağlanılıyor. Onun sorusu etrafında 30 dakika tartışıyorlar. Saat 21.00’de yeniden bant kaydı başlıyor. Tele konferansla izleyicilerin yönelttiği sorular yanıtlanıyor. Kayıtlar 01.00 - 02.00 arasında Flaş TV ekranlarına geliyor. Üç ısınma turundan sonra nihayet gece 23.00’te Yılmaz Tunca’nın sunduğu ‘Düşünce Kampı Güncel’ canlı yayına giriyor. İki saat sürüyor. Aralarda gün içinde yapılan tartışmalardan bölümler de ekrana geliyor. İzleyiciler, istedikleri tartışmacıya oy atmak için cep telefonlarından tartışmacının adını yazıp 3418’e SMS gönderebiliyor.

İŞTE HARARETLİ TARTIŞMALAR

Eeenkaaaz... Çööplüüük... Eeenkaaaz... Çööplüüük...

AHMET: 21 gündür Nil Demirkazık ve Memet Ali Metinyurt bunu yapıyor. Hiçbir şey yok başka, baştan beri yaptığınız bu işte.

NİL: Yahu, Türkiye biliyor kimin Yüce Divan’da olduğunu.

MEHMET: Enis Öksüz’le Koray Aydın’ı gündeme getiriyor, yahu savunma yahu!

AHMET: Milleti böyle konuşturmuyorsunuz, böyle saygısızlık işte, bütün millet görsün izlesin.

NİL: Türkiye biliyor, sizi Türkiye biliyor. Siz barajın altında kaldınız.

AHMET: İki tane çürük AKP milletvekili kim?

Hakan Aygün: Evet, hararetli bir tartışma Ahmet Bey de patladı.

AHMET: Nil Hanım susarsa susacam...

MEHMET: Dışarıdan iyi taktik almış.

AHMET: El kol hareketi yapmadan konuşamayacak mısınız? Çatladınız mı? MHP’nin yükselişi rahatsız mı ediyor?

NİL: Siz çöplüksünüz, çöplüksünüz...

AHMET: Çöplükte çürükler var. Bu çürükler kim? İki tane çürük milletvekili kim? Dilediğiniz kadar konuşun. Millet sizi seyrederken gülüyor.

NİL: Enkaz. Çöplük. Eeenkaaaz... Çööplüüük... (melodi eşliğinde)

AHMET: Ayıptır bu yahu. 21 gündür bunu yapıyorsunuz. Bıktılar sizden, millet dedi, ‘Lanet olsun’ dedi.

NİL: Eeenkaaaz... Çööplüüük... Eeenkaaaz... Çööplüüük...

AHMET: İki tane çürük milletvekili kim? Sizin içinizdekileri soruyorum.

Hakan Aygün: Sayın seyirciler, plaklar takıldığı için bir reklam arası veriyoruz...

Bush’un rozetini tak da gel!

NİL: Eğer tezkere döneminde, savaş başladığında CHP iktidar olsaydı, Baykal iktidarda olsaydı biz savaşın içindeydik. Bizim şu andaki duruşumuz, Recep Tayyip Erdoğan’ın duruşu o kadar dengeli ki, savaşla ilgili, tezkereyle ile ilgili ve Irak savaşıyla ilgili...

YUNUS: CHP, muhalefette olmasına karşın varını yoğunu bütün gücüyle kullandı. CHP’nin muhalefet olarak en iyi yaptığı şey de odur.

NİL: Ben de muhalefetsiniz, onun için böyle yaptınız diyorum. ‘Bekara karı boşamak kolay’ herhalde bu atasözünün de anlamını bilmiyorsunuz. İktidarda olsaydı farklı davranırdı.

YUNUS: ABD’nin askerini buraya yığacaktınız ama CHP izin vermedi.

NİL: Şu anda Mustafa Kemal Atatürk’ün kemikleri sızlıyor. Siz sızlatıyorsunuz. Atatürk’ün partisi olduğunu iddia eden CHP...

CEMAL: Atatürk, emperyalizme karşı mücadele ile bu devleti kurdu. Sizin gibi bir Türk kadını da kalkmışsınız emperyalizmi savunuyorsunuz.

NİL: Ben emperyalizmi savunmuyorum.

YUNUS: Siz, 4 Eylül 1919’da Sivas’ta mandacılığı isteyenlersiniz.

NİL: (Kahkahalarla gülüyor!)

YUNUS: ABD, o gün de sizin babanızdı bu gün de...

MEHMET: Sen önce bir rozetini tak gel.

NİL: Atatürk rozetiniz eksik.

YUNUS: Siz de Bush’un rozetini takın.

Uşaklıyım Amerikan uşağı değilim

NİL: Biz bu kadar bağırmıyorduk, siz bir anda bağırmaya başladınız.

YUNUS: Toplum görecek.

NİL: O zaman toplum sizi de eleştiriyor gördüğüm kadarıyla.

YUNUS: Toplum akşam görecek.

NİL: Avazınız çıktığı kadar bağırıyorsunuz burada. Uşak mı görecek, Uşak’ın ilçesi mi görecek.

YUNUS: Türkiye görecek, her yer görecek.

NİL: İlçesinin adını söyleyin Uşak’ın. O toplum görecek dediğiniz, mesaj vermeye çalıştığınız hangi ilçesi Uşak’ın?

YUNUS: Türkiye’nin her yerinden destek gelecek. Uşaklıyım ben Türkiyeliyim. Türkiyeliyim Türkiyeli, Amerikalı değil, Türkiyeliyim. Türküm, Türk, Türk... Amerikan uşağı da değilim.

NİL: Uşak’ın ilçesine sesleniyorsunuz...

YUNUS: Amerikan uşağı hiç değilim.

NİL: Geldiğiniz yerin adı Uşak, Uşak, Uşak...

YUNUS: Türküm, onurluyum. Türküm, çalışkanım, doğruyum ve CHP’liyim.

Haymana niye Kürtleşmiştir?

NİL: Eskiden bu hükümetler döneminde, başbakanınız Haymana’ya bile gidemiyordu. Şimdi dünya Haymana kadar yakın oldu Türkiye’ye. Haymana kadar, düşünün siz...

TANER: Ha... Bak... Bak... Niye bu Haymana’yı getirdi biliyor musunuz? Haymana, Ankara’nın Kürt ilçesidir. Kürtlerin yoğun olduğu ilçedir.

SUAT: Peki, niye Kürtleşmiştir Haymana?

NİL: Arkadaşlar bakın, daha Haymana deyince Kürt’e vardırıyor. Böyle bir şey olur mu yahu? Bu nasıl aydın? Aydın değilim demiştiniz, bu nasıl insandır inanamıyorum. İnsan olduğunuzu da mı reddediyorsunuz? Nasıl reddedersiniz siz bunu?

- Türkiye mozaik değil, mermerdir

- Asıl senin kafan mermer!

ŞAHİN: Türkiye mozaiktir diyorsak eğer, burada her renk varsa...

AHMET: Türkiye mozaik değil mermerdir, mermer..

ŞAHİN: Asıl senin kafan mermer.

AHMET: Türkiye bölünmez, mermerdir, Atatürk de başbuğ.

(Ortalık karışıyor, itirazlar, Atatürk’e başbuğ diyemezsin sesleri...)

Sen bu ailenin üvey evladısın, canım benim

ŞAHİN: Eğer ikiyüzlü değilseniz, kardeşiz diyorsanız, biz bu Türkiye Cumhuriyeti bayrağı altında yaşıyoruz diyorsanız...

TANER: Yaa benim yengem Çerkez, ben kadından bir gün böyle bir şey duymadım.

ŞAHİN: O zaman bana da eşit vatandaş gözüyle bakmak zorundasınız.

TANER: Siz kendinizi bizden ayırıyorsunuz. Biz sizi ayırmıyoruz.

ŞAHİN: Siz kimliğinizi inkar edin, kendinizi inkar edin, benden olun, derseniz elbette bunda ayrılık söz konusu olur. Bu ayrılığı yaratan sizsiniz diyorum. Kavga da edeceğiz, tartışacağız da...

NİL: Tabiii, tabiii, kardeşler kavga ediyorlar ailenin içinde.

MEHMET: Aile ortamında kavgalar olmuyor mu?

ŞAHİN: Akşama kadar eşimle ben kavga ediyorum.

TANER: Sen bu ailenin üvey evladısın, canım benim.

ŞAHİN: Bunu söylemeniz iyi oldu.

TANER: Sen üvey evlatsın, aykırı çocuksun.

ŞAHİN: Bunu bir kere daha kabullenmeniz benim için onurdur. Bunu söyletmek için buradayım size...

FLAŞ TV’DE HAFTA İÇİ HER GÜN 4.5 SAAT YAYINLANAN DÜŞÜNCE KAMPI, SMS YAĞMURUNA TUTULUYOR

NİL DEMİRKAZIK (47)

AKP’nin gönüllü papatyası

AKP-muhafazakar ittifakının en renkli üyesi. Programdaki arkadaşları ona ‘Niyagara’, diğerleri ise ‘Cazgır’ ya da ‘Artist’ diyor. Kamuoyunda sosyetik antikacı olarak tanınıyor. 3 Kasım seçimlerinde AKP’den milletvekili aday adayı da olmuştu. Başbakan’a yaptığı sürprizleri, Papadopulos’la çektirdiği samimi pozlar çok konuşuldu. Fransız dili ve edebiyatı mezunu.

HÜSEYİN KARANLIK (56)

Kızıl Elma’nın neferi

Kızıl Elma koalisyonu da denen ulusalcı grubun neferi. Karşı ekip ona ‘Karanlık’ adını taktı. Ekrandaki sert tartışmalar sırasında, hiç beklenmedik anda ülkücü görüşü savunan Ahmet Yıldız’la aynı çizgide birleşmesi, AKP yanlısı ekibi çileden çıkarıyor. İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı. 1969-1970 DEV-GENÇ’te yöneticilik yaptı. O yıllardan bu yana Doğu Perinçek’in yanında.

MEHMET ALİ METİNYURT (53)

AKP cephesinin romantiği

Edebiyata meraklı, şiir yazıyor. Çalışma Bakanlığı müfettişliğinden emekli. Danışmanlık, idarecilik ve yayıncılık yapmış. Programa katılması çevresinde hiç de olumlu karşılanmamış. Doğduğu Giresun Alucra’dan ‘Bundan sonra buraya ayak basamazsın!’ diye mesaj yollamışlar. Kayınpederi ise eşini arayıp, kendisi hakkında ‘sütübozuk’ demiş.

CEMAL ŞENER (54)

Alevi kesimin temsilcisi

Alevi dedesi. Sosyal antropoloji okumuş. Üniversitede öğretim üyesiyken 1983’te YÖK’ün kara listesine girdiği için ayrılmak zorunda kalmış. Aralarında Çerkez Ethem Olayı, Alevilik Olayı, Şamanizm gibi eserlerin yer aldığı 27 kitabı var. Onu herkes çok seviyor, bu yüzden grubun Abbas Amca’sı. Alevileri çok iyi anlattığı için mesaj gönderen Aleviler de çok memnunmuş.

AHMET YILMAZ (38)

SMS rekortmeni ülkücü

Karşı cephe ona ‘ülkücü-türkücü’, telefon eden taraftarları ise ‘Ahmet Reis’ diye hitap ediyor. Dört haftadır en çok SMS alan ve lider seçilen tartışmacı. Geçmişte Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı yaptı. Ortadoğu gazetesinde yazıyor. Bağlama çalıyor, 13 albümü var. En az tehdit, küfür ona geliyor. En sık aldığı mesaj: ‘Vur vur inlesin Demirkazık dinlesin!’

SUAT GÜN (49)

Lakabı derin devlet

Milliyetçi cephenin aktif üyelerinden. Yüzbaşıyken 1991’de ordudan ayrılıp ticarete atılmış. Tartışmalarda resmi devlet politikalarını temsil ediyor. Bu yüzden karşı taraf ona ‘derin devlet’ diyor. Kimi zaman monarşiyi bile savunuyor. Kara Harp Okulu’nun yanı sıra siyasal bilgiler mezunu. ‘Önce Vatan’ gazetesinde yazıyor. Askerlerden çok destek aldığını söylüyor.

YUNUS DAMAR (51)

Sesi güçlü sosyal demokrat

Ulusalcı cephenin üyesi. Öğretmenlikten, politikaya atılmak için istifa etmiş. SHP ve CHP’den birer dönem Uşak’ta Kızılcasöğüt Belediye Başkanlığı yaptı. 2004’te koltuğunu AKP’ye kaptırdı. Taner Atilla’nın dördüncü haftanın sonunda elenmesiyle programa katıldı. Sayesinde programın entelektüel düzeyi değil, ses düzeyi yükseldi. Karşı cephe ona ‘Kızılcakıyamet’ diyor.

ŞAHİN AYAZ (42)

Kürtlerin temsilcisi

Siyasi suçtan 11 yıl hapiste yatmış. Kürt-Der’in ve Hak ve Özgürlükler Partisi’nin kurucusu. İşkencelerde bir gözünü kaybetmiş, sağ elini rahat kullanamaz hale gelmiş. Yakında bir kitabı çıkacak, konusu, Kürt meselesi. En çok tehdit ona geliyor: ‘Oradan çıkınca nefes almayı sürdüremeyeceksin, hain...’, ‘Köpek gibi gebereceksin’ tarzı mesajların haddi hesabı yok.

Taner Atilla (53)

Elenen ılımlı ülkücü

Gazeteci Taner Atilla, kendisini merkez sağda bir ülkücü olarak tarif ediyor ama bazen Ahmet Yılmaz’ı gölgede bırakacak katı görüşler öne sürüyordu. ‘Burada herkes tribünlere oynuyor. Bazısı kitabını, kasedini satacak, bazı siyasette yükselecek. Benim hedefim yok’ demişti.

MEMDUH BAYRAKTAROĞLU (54)

Ayrılan Başbakan muhalifi

Program yayına başladığında kampta yer alan gazeteci Memduh Bayraktaroğlu, ilk haftanın sonunda sağlık sorunlarını gerekçe göstererek Bursa’yı terk etti. Tartışmalar sırasında ‘Başbakan, beni Tercüman’dan attırarak ekmeğimle oynadı. O, beyaz bir faşisttir...’ demişti.

GÖNÜL SARAY ALPHAN (52)

Ayrılan GP Başkan Yardımcısı

Eski DSP Amasya milletvekili, yeni Genç Parti Genel Başkan Yardımcısı Gönül Saray Alphan ikinci hafta işlerinin yoğunluğu nedeniyle meydandan ayrıldı. Sosyal Demokrat Alphan, ülkücü Ahmet Yılmaz ve Alevi Şener bir programda ayağa kalkmış, ellerini birleştirerek barış mesajı vermişti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!