Güncelleme Tarihi:
16 YIL OLDU
Keith Jarrett, Gary Peacock, Jack DeJohnette
En son 1996’da 3. İstanbul Caz Festivali’nde konser vermişti yaşayan en önemli caz piyanistlerinden, Amerikalı besteci ve müzisyen Keith Jarrett. Özellikle dillere destan doğaçlamalarıyla ünlü olan Jarret, kendini sadece klasik cazla sınırlandırmıyor. Batı klasik müziği, gospel, blues ve etnik halk ezgilerini de notalarına ekliyor. 70’lere kadar solo albüm çıkaran, Miles Davis’in beş albümünde birlikte çalışan usta piyanist, 1983’ten beri Jack DeJohnette ve Gary Peacock’tan ayrılmıyor.
‘Standards Trio’ isimli, yediği içtiği ayrı gitmeyen bu üçlünün özellikle Standards Volume 1, Standards Volume 2 ve Changes adlı kayıtları büyük başarılara imza atmıştı. Bu arada sadece bu üçü çok ilgi görmüş olsa da, onların en çok albüm çıkaran ve turneye giden gruplardan olduğunu sakın unutmayın.
Konser 18 Temmuz saat 20.00’de Haliç Kongre Merkezi’nde, kaçırmayın!
HÂLÂ DİNLEMEDİNİZ Mİ?
Antony and the Johnsons
2007’de yine İstanbul Caz Festivali’nin konuğu olarak Şan Tiyatrosu’nda konser verdiklerinde hayran kalmıştım, Antony and the Johnsons’a. Festival takipçileri ve basın da aynı şekilde etkilenmiş olacak, aylarca onlar hakkında yazılıp çizilmişti. Evet, çok yönlü bir sanatçı var karşımızda. Müziğini bir kenara bırakırsak, bu adam sadece sahne şovu için bile dinlenir. Bu arada kendisi aynı zamanda bir grafik sanatçısı. Belçika’da Palais Des Beaux Arts, Londra’daki Isis Gallery ve Milano’daki Triennale’de eserleri sergilendi zaman zaman. Ama müzik kariyerine dönecek olursak Björk, Boy George, Yoko Ono, Laurie Anderson gibi isimlerle çalışmışlığı var grubun. Pek çok kez de Londra Senfoni Orkestrası ve Brooklyn Senfoni Orkestrası’yla konser vermişlikleri var. İstanbul’da da bu kez böyle bir konser verecekler. Onlara 39 kişilik ekibiyle Filarmonia İstanbul Orkestrası eşlik edecek. ‘Cut The World’ adını verdikleri konserde şimdiye kadar yayınlanmış dört albümden seçme şarkılarının Nico Muhly, Rob Moose ve Maxim Moston tarafından yapılan senfonik aranjmanlarını, Anthony Weeden yönetimindeki Filarmonia İstanbul eşliğinde seslendirecek.
Konser 9 Temmuz saat 21.00’de Harbiye Açık Hava Sahnesi’nde.
SONUNDA GELİYOR
Erykah Badu
1997’de ilk albümü Baduizm’i yayınladığında direkt olarak, pek çok blues ve cazcının ilham kaynağı olan Billie Holiday’le kıyaslanmıştı Erykah Badu. Ama o yıllar içinde soul, neo soul, RnB ve hip hop türlerini harmanladığı kendine özgü müzik tarzını oluşturdu. Hatta On&On ile ‘En İyi RnB Performansı’ dalında Grammy almıştı. Ve bundan sonra da ödüllerin ardı arkası kesilmedi. Aslında o sadece bir şarkıcı değil. Besteci, albüm yapımcısı, oyuncu, aktivist ve moda ikonu kimlikleriyle de pek çok kez gündem yaratıyor. 2003 yılında kurduğu kâr amacı gütmeyen kuruluşu B.L.I.N.D (Beautiful Love Incorporated Non-Profit Development) ile sosyal, kültürel ve ekonomik konularda yardım çalışmaları da düzenliyor.
Bizse kendisini sonunda, İstanbul’da ilk kez 13 Temmuz akşamı saat 21.00’de Harbiye Açık Hava Sahnesi’nde canlı canlı dinleme şansını yakalayacağız.
İSTANBUL’A AŞKINI İLAN EDECEK
Dhafer Youssef
Tunuslu besteci, vokalist ve udi Dhafer Youssef, 2006’dan bu yana İstanbul’un tarihi mekânlarında yapılan ‘Ustalarla Buluşmalar’ başlığı altında sahnede olacak. Memleketi Tunus’tan caz kariyeri yapabilmek için ayrılmak zorunda kalan Youssef, ‘ut’u cazla buluşturan ender sanatçılardan. 19 Temmuz’da İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde vereceği ‘Dance of the Invisible Dervishes’ adlı konserde, kendi deyimiyle “İstanbul’a aşkını ilan edecek”.
Youssef’e kendi jenerasyonunun en önemli piyanistleri arasında kabul edilen Kristjan Randalu, Norveç’ten gitarist Eivind Aarset, bas virtüözlüğünün yanı sıra besteci, aranjör ve eğitimciliğiyle öne çıkan Chris Jennings ve dünyanın adı en önemli vurmalı çalgılar virtüözleri arasında sayılan Amerikalı Marilyn Mazur eşlik edecek. Türkiye’de klarnet denince akla gelen ilk isim olan, yerel müziği yurtdışına taşıyan isimlerden Hüsnü Şenlendirici ve mükemmel tekniği ve kompozisyonlarıyla dünya çapında tanınan kanun ustası Aytaç Doğan da ayrıca projeye dahil olacaklar.
AYNI SAHNEDE İKİ İSİM
Lyambiko ve Esperanza Spalding
Kimi eleştirmenler onun için ‘Caz müziğinin uzun zamandır gördüğü en büyük vokal’ diyor. Ben de bundan haberim bile yokken yıllar önce eklemiştim sürekli dinlediğim play list’ime adını. Lyambiko! Ardındaki özgün bestelerin üzerine yaptığı ‘ipeksi’ vokal, gerçekten dinlemeye değer. Hatırlatırım, kendisi geçen yıl Echo Jazz’de de yılın en iyi kadın şarkıcısı seçilmişti.
16 Temmuz saat 21.00’de Harbiye Açık Hava’da sahneye ilk önce o çıkacak. Ardındansa geçen yılki Grammy’de ‘yılın en iyi çıkış yapan sanatçısı’ ödülünü kazanarak, bu dalda ödül kazanan ilk cazcı ünvanını da elde eden Esperanza Spalding var. Kendisi 12 kişilik zengin bir orkestrayla sahnede olacak. Heyecanla keşfetmeyi bekliyoruz...
ONSUZ OLMAZ
Morrissey
İngiliz alternatif müziğinin ikonlarından, efsanevi topluluk The Smiths’in kurucusu, duyarlı ve protest şarkıların söz yazarı Morrissey de kaçırılmaması gereken konserlerin belki de ilk sırasında. Şiirsel şarkı sözlerinin yanı sıra karizmasıyla da hayran olduğumuz Morrissey, 19 Temmuz saat 21.00’de Açık Hava’da.
3 Temmuz’da The Marmara Esma Sultan’da gerçekleştirilecek açılış töreniyle başlayacak İstanbul Caz Festivali’nin bilet fiyatları 20-350 lira arasında. Biletix’ten ve İKSV binasından temin edilebilir. (212) 334 07 00.
FESTİVAL CD’Sİ PİYASADA
İstanbul Caz Festivali ve EMI Türkiye işbirliğiyle hazırlanan festival CD’si, konuk yıldızların çalışmalarını içerecek. Sanatçıların da görüşleri alınarak hazırlanan CD, müzik marketlerde.