Hakan GENCE
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2010 00:00
Sesinden şimdiye dek pop-rock tarzı şarkılar dinlemeye alıştığımız Nev, dümeni alaturkaya kırdı, ‘Bir Nev-i Alaturka’ isimli bir albüm hazırladı. Uzun zamandır hayali olan bu proje üzerinde iki yıldan fazla çalıştı. Son albümündeki kelebeklerden hala vazgeçmemiş, üstüne bir de aynalar eklenmiş.
KELEBEKLER KADINI TEMSİL EDİYOR
Bu albüm tutarsa alaturka devam eder mi?
- Bu albüm tutsa da tutmasa da kendi şarkılarımın yanı sıra alaturka şarkılar söyleyeceğim.
Size de ‘nostalji kralı’ lakabı takarlarsa...
- Niye bunu karikatürize etsinler ki? Ayrıca bana nostalji kralı demeleri beni bozmaz. Olabiliyorlarsa bunu söyleyenler gelip nostalji kralı olsunlar.
Alaturka müziğin bir duruşu vardır. Bu imajınıza nasıl yansıyacak?
- Frağımın içine parlak bir tişört giyecek ve yüzükler takacağım. Kısaca alaturkanın içindeki alternatif adam olacağım.
Sizi hep pop-rock söylerken gördük. İçinizde alaturka bir yön de var mıydı?
- İçimde türlü türlü adamlar var. İstanbul gibiyim diyelim.
Nasıl İstanbul gibi olunuyor?
- Bu söylediğim dağınık ve kötü bir şey değil. Her şeyin birbirinin içine girip kendine has kaldığı ve ayrıyken de güzel olduğu bir yer gibiyim.
Geçen albümde ana temanız kelebeklerdi. Yine olacak mı?
- Evet. O kelebekler peşin peşin kendine yenilen kadını temsil ediyor.
Pek sizin kelebekler arasındaki rolünüz?
- Ben ilişkilerimde kelebeklerin arasındaki asi rüzgar olmuşumdur. Ama kelebekleri çok severim ve kanatlarına dokunup zarar vermem.
YÜZDE YÜZ HETEROSEKSÜELİM
Kelebekler uçar gider. Sizin hayatınızdaki kadınlar da hep gitti mi?
- Aksine benim hayatımdaki hiçbir kadın gitmedi. En uzun kalan kadın da annemdir. 11 yaşında babam vefat ettiğinde hayatını bize adadı.
Kadınlarla aranız nasıl?
- Harika. Aynı zamanda tehlikeliyim. Böyle olduğum gibi davranmam beni bile korkutuyor bazen.
Neden?
- İçimden bir dörtlük gelip söyleyebiliyorum ve kadının bana bakış açısı değişiyor. Başka bir sürece geçiyoruz. Hayatımda kalbini çok kırdığım kadınlar da olmuştur. Ama artık etrafımda üzgün kadın görmek istemiyorum. Bir arkadaşım zaten bana “Kendi içindeki kadına çok doğru bakıyorsun” demişti.
İçinizdeki kadın?
- Yüzde yüz heteroseksüelim. Önemli olan gönül aynamdaki kadına bakmak. Sevdiğim bir laf var: “Her seven sevilenin boy aynasıdır. Sevmek sevilenin o aynaya bakmasıdır.” Hayatımdaki projelerden biri de ayna.
Nasıl bir proje?
- Ayna tasavvuftan çıktı. Ayna her şeyde var. Örneğin kalp-insan ilişkisinde. Bir projem de denge. En çok ağırıma giden müsvettelik.
İlginçlik olsun diye mi söylüyorsunuz bunları?
- Hissettiklerimi sizinle geniş bir perspektifte paylaşmak istiyorum. Sufizim ve felsefeyle birlikte kendi içimi okuyorum. Kendi içinize vicdan ve samimiyetle bakıyorsanız o yetiyor.
MODAYA MI KAPILDI
Son dönemde Işın Karaca, Göksel ve İzel gibi pek çok isim eski şarkılara dönüyor. Acaba o da bu akıma mı kapılmıştı? “Bu albümü yıllarca bir edep duygusuyla bekledim. 2.5 sene çalıştım. Ud, cümbüş, klarinet ve gitarları çaldım. Bu bir çakallık albümü değil. Bu şarkıları gençlerin keşfedeceği, bilenlerin de farklı tatlar alarak dinleyecekleri şekilde sunmak istedim” diyor.
KEMANİ, KAPTANZADE VE DEDE EFENDİLER
Nev şarkıları da kendi iç sesini dinleyerek seçtiğini söylüyor. Aynı zamanda dinler dinlemez hatırlanacak şarkılar olmasına da özen göstermiş. Albümdeki parçalardan bazıları; Kemani Sarkis Efendi’nin, ‘Kimseye Etmem Şikayet’i, Kaptanzade Ali Rıza Efendi’nin ‘Denizde Akşam’ı, Yıldırım Gürses’in ‘Mazideki Aşk’ı ve Dede Efendi’nin ‘Ey Büt-i Nev Eda’sı.