Bu aşkı benden başka kimse bozamaz

Güncelleme Tarihi:

Bu aşkı benden başka kimse bozamaz
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2010 00:00

Tuba Büyüküstün, “Asi”den sonra büründüğü sessizliği yeni dizisi “Gönülçelen” ve başrol oynadığı ilk sinema filmi “Yüreğine Sor” ile sona erdiriyor. Güzel oyuncu, yeni projelerini InStyle’a anlattı. Derginin aşk konulu sorularını da samimiyetle yanıtladı.

Haberin Devamı

TUBA BÜYÜKÜSTÜN VE SEVGİLİSİ (FOTO GALERİ) 

 TUBA BÜYÜKÜSTÜN FOTOĞRAFLARI            

Upuzun, simsiyah saçları ve yeşil gözleri artık imzası haline gelen Tuba Büyüküstün, kapıdan kızıl s açlarla girerek şaşırtıyor herkesi. “Sürpriiiiiz” diyor gülerek. “Beğendiniz mi? Nasıl olmuş?” Ekibin ortak fikri, yeni dizisinde bir Çingene kızını canlandıracağı için boyattığı bu kızıl renginin Büyüküstün’e çok yakıştığı yönünde. “Ayrıca giydiğim her renk kıyafetle de uyum sağlıyor” diyor çekimin ilk kıyafetini giyerken. Oldukça enerjik, tabii yeni boyattığı saçlarına henüz alışamadığı için ara ara aynaya bakarken yakalıyor kendini.

TATİL İÇİN ZAMAN YOK      

Geçen sezon, çekimleri Antakya’da devam eden dizisi “Asi”nin ardından bir süre tatil yapıp dinlenmeyi düşünen Büyüküstün’ün evdeki hesapları çarşıya uymamış: “Aklımdakileri tam olarak yapmaya zaman hiç yetmeyecek galiba. Benim seçtiğim projeler hep ön hazırlık gerektiriyor. Asi bittikten sonra azıcık yaz tatili yaptım. O dönemde ‘Yüreğine Sor’ projesi vardı aklımda. Ben öyle kafasındakileri atıp gidebilen biri değilim. Tatilde de hep filmi düşündüm. Dönüşte zaten horon, şive ve türkü dersleri başladı. Sonra bir ay Karadeniz’de kaldım çekim için. Ardından da ‘Gönülçelen’ için çalışmalara başladım. Bu sefer Roman dansı, şivesi, hareket-tavır dersleri... Yine boş vakit olmadı.”

ÇİNGENELER’İ ARAŞTIRDIM  

Önce “Gönülçelen”... Başrolünü Cansel Elçin ile paylaştıkları dizi, “My Fair Lady”den yola çıkarak oluşturulan bir aşk hikayesi. Büyüküstün’ün daha önce rol aldığı aşk hikayelerine göre biraz daha hareketli, eğlenceli... “Çingeneler’in hayatı ayrı bir algılayış biçimi var. Ben dizide kızı anlayıp yansıtmaktan çok, Çingeneler’in genlerine yerleşmiş özellikleri araştırıp kızı öyle yaşatmaya çalıştım. Hayata bakış açıları çok eğlenceli. Elbette üzüntüleri var ama bunu hayatlarının her alanına yansıtmıyorlar. Ayrıca dansları çok güzel” diyor Gönülçelen gibi elini beline koyup saçını arkaya doğru savurarak. Yakında gösterime girecek Yusuf Kurçenli’nin “Yüreğine Sor” filminde ise bir Karadeniz kızını canlandırıyor Büyüküstün. “Ben birbirinden çok farklı rolleri seviyorum” diyor ve ekliyor: “Oyunculuğun en keyif aldığım yanı bu zaten.”

SETTEN DÖNERKEN KAYALAR DÜŞÜYORDU

Başrolünü canlandırdığı ilk film olarak kariyerine yazılan “Yüreğine Sor”da özellikle Karadeniz’de geçirdikleri günlerin unutulmaz olduğunu söylüyor Büyüküstün. “Ayder Yaylası’ndaki otelimize vardığımızda geceydi ve çevreyi pek görememiştim. Sabah kalkıp küçücük penceremden dışarıya baktığımda dağların arasından akarak gelen dereyi gördüm. Her taraf yemyeşildi. O manzarayı asla unutmayacağım” diye başlıyor Karadeniz maceralarını anlatmaya. “Son günlere doğru seller başladı. Çok yağmur yağıyordu. Setten dönerken bir yanımızda dağdan kayalar düşüyordu. Sonra ertesi gün o geçiş kapandı. Ama her şeye rağmen çok keyifliydi” derken o anlara geri dönüyor sanki.

Haberin Devamı

RESME AĞIRLIK VERDİM

“Çocukluğumdan beri kendimi en iyi ifade ettiğim şeylerin başında resim gelir. Hep yapardım ama son bir senedir ağırlık verdim. Yağlı boya çalışıyorum. Özellikle figür çalışmak hoşuma gidiyor. Büyük tabloların zevkini aldıkça boyutları büyütüyorum. Çalışmalarımı diğer insanlarla paylaşıp paylaşmayacağıma henüz karar vermedim.”

Haberin Devamı

21. YÜZYIL AŞKLARI YANLIŞ YOLDA

Görüntü yönetmeni Sami Soydan ile ilişki yaşayan Tuba Büyüküstün, hayatının her döneminde aşkın çok önemli olduğunu ve gelecekte de olacağını söylüyor. Konusu aşk olan soruları ise şöyle yanıtlıyor:

İlk aşkım...

İlk aşkım galiba resim yapmak. Kağıt üzerinde, renkler ve şekillerle olmayan bir dünya yaratmak, sadece sana ait, senden çıkan bir dünya.

Bence aşk şöyle bir şey...

Hani yağmurlar yağar ya bazen, hani gök gürler ya arkasından, hani şimşekler çakar peşinden işte öyle bir şey.

Nasıl aşık olduğumu şöyle anlarım...

Yanında olmadığım tüm zamanı onu bir daha göreceğim anı düşünerek geçirdiğimde aşık olduğumu anlarım.

Bana aşkı hatırlatan şarkı...

“I’ve Got You Under My Skin”.

Aşk deyince aklıma gelen ilk film...

“Breakfast at Tiffany’s”.

Aşkta karakterim...

Hepimizin aşkı yaşama şekli, birbirinden ne kadar çok farklıdır. Ve hayatı yaşama şekli aşkı yaşama şekline ne çok benzer. Benimki de öyle.

Meslek aşkım...

Meslek aşkım, sürekli keşfetmeye devam eden, keşfettikçe büyüyen bir aşk. En güzel tarafı da bu aşkı benden başka kimse bozamaz.

Babam ve annemin aşkı...

Kapak fotoğrafına tekrar bakınız.

21. yüzyılın aşkları bence...

21. yy. aşkları filmlerdeki, şarkılardaki aşklardan çooook uzağa doğru yola çıkmış. Umarım yanlış yolda olduklarını bir an önce fark edip geri dönerler.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!