Güncelleme Tarihi:
“Diğer Masallar”ın hikayesi ne?
- Aşkın: Aslında bu soruya, sözleri kendisi yazdığı için en iyi cevabı Can verir. Ama bence albüm, hepimizin hikayesini anlatıyor. Şarkılar hepimizin yaşamından belli parçalar içeriyor. Bir genç kızın aşk acısını, hüznünü, mutluluğunu, sevincini anlatan bir albüm oldu.
- Can: Söz yazma, beste yapma işi bende genelde... Bitirdikten sonra sonra gruba dinletiyorum. Kafamdaki düzenleme üzerinden birlikte düzenlemeyi yapıyoruz.
Bu albümde ritminiz neden düştü? “Buzdan Şato” dışındaki tüm şarkılar hüzünlü...
- Can: Olgunlaşma diyebiliriz. Müziği artık bir iletişim aracı olarak kullanmaya başladık. Müziğin daha sade ve daha güçlü olmasını, düşündüklerimizi yansıtmasını istedik.
KADIN DÜNYASI EĞLENCELİ ERKEKTE MALZEME KISITLI
Şarkılar Can’a ait ama kadın gözünden yazılmışlar... Nasıl oluyor bu?
- Can: Bu şarkıları ben yazıyorum ama solistimizin Fatma olduğu gerçeği var. Yani şarkıları bir kadın okuyacak. Dolayısıyla sözler öyle şekillenmeye başlıyor.
Kadınların ruhlarını iyi analiz ediyormuşum ki onları anladığıma dair olumlu tepkiler alıyorum. Kadınların dünyası bana eğlenceli geliyor. Erkekte malzeme kısıtlı.
- Fatma: Can’ın annesi ve ablasıyla büyümesinin de etkisi var. Etrafında iki kadın var ve onların tepkileri, duygularını sürekli görüyorsun sonuçta...
Erkeklerin arasında kalmak konusunu Fatma’ya sorsak?
- Fatma: Sürekli onlarla birlikteyim ama bugüne kadar hiç “erkeklerin arasındayım” diye düşünmedim. İzmir’den İstanbul’a kalkıp geldik; yemek yemeye beş kişi gidiyoruz, aynı evde beş kişi kalıyoruz. Önceleri beş erkek gibi yaşıyorduk. Sonra baktık olacak gibi değil, onlardan ayrıldım.
- Can: Bizimle kalırken, kuaföre giderken bile “Berbere gidiyorum” diyordu.
- Fatma: Saçlarımı kazıtırken demişimdir (gülüyor). Onlarla yaşamak çok kolay. Hepsi beni çok iyi anlıyor. Gerektiğinde beş erkek, gerektiğinde beş kız oluyoruz.
ARTIK EĞLENCELİ MÜZİK YAPMAK İSTEMİYORUZ
“Benim Tatlı Kanserim” başta olmak üzere neredeyse tüm şarkılarda bir duygusallık var. Kimin aşk acısı bu yaşanan?
- Can: Albümde öncekinden daha karanlık bir atmosfer var. Bu bir tercih. Biz albüme başlarken o kadar da eğlenceli müzik yapmak istemediğimizi fark ettik. İşin ciddiyeti kaçtı, yani insanlar bizi doğru algılamadı.
Nasıl yani?
- Can: O müzikle devam ederseniz, akıllarda “eğlenceli” bir grup olarak kalıyorsunuz. Sizi o kalıbın dışında değerlendirmiyorlar. Bu bir süreç aslında. Bir süre sonra insanların hareketli müzik yapası gelmiyor. O zaman daha da derinleşmeye başlıyorsun. Yaylıları kullanıyorsun.
Neden “Buzdan Şato” ile çıkış yaptınız?
- Okan: “Buzdan Şato”, diğer şarkılarımızdan kopuk değil. Bir önceki albüme göre daha duygusal evet ama eğlenceli bir şarkıyla çıkmak gibi isteğimiz de yoktu zaten...
- Can: Albümün çıkış parçası, en hızlı ve en rahat tanıtılabilecek parça olmalı. “Buzdan Şato” bu açıdan en rahat şarkıydı.
DEMİR’LE ÇALIŞMAK SANDIĞIMIZDAN KOMİKTİ
Albümün prodüktörlüğünü Demir Demirkan üstlendi. Size neler kattı bu işbirliği?
- Fatma: İlk albümde amatördük. Demir Demirkan sayesinde kendimizden daha emin olduğumuz bir albüm yaptık. O bize çok şey kattı.
- Serkan: Aranjörlük anlamında Türk popüler müziğine yön vermiş bir adam. Sertab Erener gibi, Pentagram gibi isimlerle çalışan insan. Çalışması şekli ise beklediğimizden çok daha rahat, keyifli ve komikti.
- Can: Tecrübesini ve yeteneğini ego olarak sizin önünüze koyan bir adam değil. Onu bir harç olarak kullanıyor bizimle. Albümü yaparken altı kişilik bir gruptuk.
Son olarak; Sezen Aksu bestesi olan “Yalnızlık Senfonisi” bu albüme nasıl girdi?
- Fatma: Sertab Erener’in otobiyografi DVD’sini birlikte izledik. DVD “Yalnızlık Senfonisi” ile açılıyordu. Tuluğ Tırpan’ın düzenlemesiyle şarkıyı çok beğendik. Serkan çalmaya başladı, Okan eşlik ediyor ve ben mırıldanıyorum. Gördük ki bu şarkı çok güzel. Yeniden yorumlayabiliriz dedik. Konserlerde şarkıya o kadar güzel yorumlar geldi ki, albüme koymak istedik.
FATMA JOHNSON GİBİ DEĞİL FATMA TURGUT GİBİ OKU!
Vokal koçluğunuzu Sertab Erener’in yaptığı doğru mu peki?
- Fatma: Evet, rica ettik ve geldi. Okulda eğitim aldım ama Türkçe zor bir dil, şarkı söylemek daha da zor iş. “Fatma Johnson gibi değil Fatma Turgut gibi şarkı söylemelisin ki insanlar ileride seni taklit etsin” dedi Demir. Sertab sayesinde artık güzel şarkı söyleyebiliyorum.