Bu albüm üç saatte kaydedildi

Güncelleme Tarihi:

Bu albüm üç saatte kaydedildi
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 05, 2011 21:37

Ozan Musluoğlu, Türkiye’nin önemli caz basçılarından biri. Şimdiye kadar Tony Jones, David Friesen, Dominique Lemerle, Robert Balzar, Kent Mete, Fatih Erkoç, Neşet Ruacan, Aşkın Arsunan, Şenova Ülker, Michael Brown, Danny Lerman, Yahya Dai gibi önemli müzisyenlerle çalıştı. Geçen hafta ikinci albümü 40th Day’i (40’ıncı Gün) yayınlayan Musluoğlu için 40’ın önemli bir anlamı var.

Haberin Devamı

*  40. Gün babaanneniz için yazıldı. Konsepti anlatır mısınız biraz?
- Babaannem vefat etmeden önce uzun bir süre hastanede kaldı. Kana ihtiyacı olduğundaysa kan ve dokularımız tuttuğu için ben vermiştim. Hastane ortamları can sıkıcıdır. Gri ve puslu bir hava vardı o gün. Eve döndüğümde o moral bozukluğuyla bir parça yazdım fakat adını koymamıştım.
*  O şarkı albümde var mı?
- Evet var. Albümün açılış parçası ‘Requiem For KC’. KC de, babaannemin adı olan Kamuran Cin’in kısaltmasıydı.
*  40th Day’in de babaannenizin 40. günüyle ilgisi var mı peki?
- Evet, vefatından sonra kırkına gidememiştim. O gün yazdığım parçaya da bu ismi verdim. Bunlar duyguyla ilgili şeyler olduğu için bir başladın mı iplik söküğü gibi gerisi geliyor.
*  Babaanneniz müzik hayatınızda önemli bir yere sahip miydi?
- Ben bas gitara Iron Maiden’ın bas gitaristi Steve Harris’e özenerek heves ettim. Ayna karşısında hareketlerini taklit ederdim. Babaannem bas gitar ve müzik merakımı ilk keşfeden kişiydi. Bana ilk bas gitarımı da o almıştı. Bu yüzden benim için çok önemli bir kişidir.
*  Albümde Jeremy Pelt, JD Allen, Danny Grisset ve Darelle Green gibi inanılmaz isimler var. Ayrıca açılış yazısında da Ron Carter’ın kritiğini okuyoruz. Nasıl gerçekleşti bu birliktelik?
- Danny Grisset’le 2005’te birlikte çalışmıştık. Sürekli konuştuğum bir dostumdur. Albüm kayıtlarını da o ateşledi zaten. 2009’da İstanbul Jazz Center’a geldiğini görünce hemen haberleştik. Ona ilk albümüm Coincidence’ye almadığım parçaları kaydetmek istediğimi söylediğimde hemen grubun lideri Jeremy Pelt’le konuştu. O önerince de kabul gördü. Jeremy Pelt Trio da zaten Allen, Green ve Grisset’ten oluşuyor.
*  Bu durumda ilk albümünüzü yayınladıktan birkaç ay sonra ikincisi için kayda girmiş oluyorsunuz.
- Evet, ben Grisset’le telefonda konuÅŸtuÄŸumda ilk albümüm yeni çıkmıştı. Bu yüzden de maddi açıdan çok sıkıştırdı.Â
*  Peki, Ron Carter nasıl oldu da albüme giriş yazısı yazdı?
- Carter, iki yıl önce Babylon’daki konserinde benim kontrbasımla çalmıştı. İstediği tarz kontrbası söylemiş. Ekip de beni aradı. Soundcheck ve otelde sohbet edip kaynaştık. En son Jazz Center’a geldiğinde tekrar görüştük. O sırada albümümün çıktığı söyledim. ‘Benim için ve özellikle caz tarihi için çok önemli birisin, albüm için iki cümle bile yazsan çok sevinirim’ dediğimde ‘Gurur duyarım’ diyerek hemen kabul etti.
*  Siz iki cümle isterken o, albümün tamamını kritik etmiş ama...
- Evet, inanamadım. Çok duygulandım ve gurur duydum. Çok güzel şeyler yazmış. Süper bir insan. Ve benim en sevdiğim kontrbasçılardan biridir. Üç bine yakın albümde imzası var.
*  Bu efsane kadroyla kayıtlar ne kadar sürdü? Süreci anlatır mısınız?
- Çok sıkışık bir gündü. Akşam Jazz Center’da konserleri vardı. Bana kayıt için verdikleri süreyse 10.00-18.00 arasıydı.
*  Yani albümü altı saatte mi bitirdiniz?
- Ne altı saati... 12.00’de başlamak istediğimiz kayıtlara 15.00’te başlayabildik. Üç saatte her şarkıyı iki kez kaydedip bitirdik. Hatta bir şarkının ismini ‘17.55’ koyacaktım çünkü son kayıt alınan şarkıydı ve tek seferde kaydedildi. Altı dakika sürüyordu. Kaydettik ve toplanmaya başladık. Otellerine gidip duş alıp sahneye çıktılar.
*  Üç saatte nasıl kaydedildi tüm albüm?
- Bir kere müzisyenler çok profesyoneldi. Yemek molası vermemiz gerekirken devam ediyoruz deyip yemek yemeden çalıştılar.
*  Şarkıları önceden biliyorlardı değil mi?
- Ben yollamıştım notasyonları fakat turnede olduklarından çok iyi çalışmamışlardı. Ama adamların hayatları bu. İnanılmaz müzisyenler.
*  Peki bu kadar geç kalınmasının nedeni neydi?
- Mixer, kablolarda sorunlar vardı. Mesela kulaklığım bozuktu. Hareket ettikçe ses gidip geliyordu. Bu gibi teknik aksaklıklar yüzünden zorlaştı kayıt.
*  Şarkı isimlerini, yaşanan olaylardan esinlenerek koyuyorsanız Fake Promises’in de (Tutulmayan Sözler) bir hikâyesi vardır elbet...
- Darrel Green’e kayıtta hangi davulu tercih ettiğini sorduğumda Gretch veya Yamaha istemişti. Ben de bir davulcu tanıdığımdan istediğini buldum. Fakat kayıta çok az bir süre kala vazgeçti davulcu tanıdığım. Allah’tan Kerem Görsev, evindeki Yamaha’yı verdi de kayıtları kurtardık. Şarkıya da Fake Promises adını vermeye bu olaydan sonra karar verdim.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!