Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2004 00:00
Onu Pentagram Grubu’nun solisti olarak tanıdık. 96 yılında tek başına yoluna devam etmeye karar veren Ogün Sanlısoy, 1999 yılında ilk albümü ‘Korkma’yı çıkardı ama dönemin getirdiği aksilikler yüzünden adını duyurmayı başaramadı. Ardından gelen zor ve ağır dönem onu müzikten soğutmadı. Dört yıl sonra, geçtiğimiz hafta Sony Müzik etiketiyle müzikseverlerle buluştu. Albümün adı ‘O gün.’Albümde bir de Ferdi Tayfur klasiği olan ‘Ben de Özledim’ cover’ı var. Sanlısoy rock ve arabeskin karışımının nasıl bir şey olacağını merak etmiş ve cover’lamaya karar vermiş. Şarkının albümün sound’una çok uyduğunu söylüyor. Albümde rock sound bütünlüğünün altında arabeskten hip hopa ve hatta funka uzanan bir renklilik var. ‘Bu sefer her şey tam istediğim gibi oldu’ diyor.Sizinle ilgili ilk hatırladığımız Pentegram’ın bir dönem solisti olduğunuz. Onun öncesinde ne yapıyordu Ogün?- Ben kendime bir gitar edinip öğrenme aşamasından sonra bir arkadaşımla birlikte ikili bir grup kurup, bilinen cover şarkıları barlarda söylemeye başladık. Tabii bir süre sonra tatmin olmamaya başlayınca daha büyük bazı gruplarda birtakım denemeler yaptım. Tam da o sıralarda, Pentegram’ın bir soliste ihtiyacı olduğu dönemde, bana teklifte bulundular. 92 başıydı. O teklifi değerlendirip onlarla kısa bir prova döneminden sonra Trail Blazer’ı kaydettik. O albüm Türkiye’de yapılmış ilk İngilizce sözlü heavy metal albümdür. Pentagram’la 4-5 sene birlikte çaldık. 96 sonunda ben gruptan ayrıldım ve solo albüm üzerine çalışmaya başladım.İlk albümde istediğiniz çıkışı gerçekleştiremediniz ve albüm çok fazla satmadı. Neden?- O çok kötü bir dönemdi. Ekonomik krizler, depremler ve daha birçok aksaklık vardı. Bütün bunlardan dolayı albümü çok fazla tanıtma fırsatımız olmadı. Bir de o dönem için fazla erken ve deneysel bir sound taşıyordu. SAMİMİ OLDU HER ŞEYSonrasında ne yaptınız?- Uzun, zor ve ağır bir dönem oldu benim için. Bir başarısızlığın üzerine insanın hevesi ve umudu kırılıyor. Kendime ve şarkılarıma güveniyordum ama böyle bir başarısızlık 1-0 mağlup başlatıyor, bir plak şirketine gittiğinde ister istemez bir önyargı doğuruyor. Bir de bu albümün daha iyi olması gibi bir sorumluluk yükledi bu başarısızlık bana. Ama en güzel yanı albümün hazırlık süresinin dört yıla uzanması ve bütün şarkılar üzerinde çok detaylıca çalışılmış olması. Başka bir deyişle kısık ateşte
yemek yavaÅŸ yavaÅŸ piÅŸti ve bugünlere geldi.Kısık ateÅŸte piÅŸen albüm nasıl oldu?- Çok renkli oldu. Mesela arabesk bir ÅŸarkının rock yorumu var, hip hop öğeler taşıyan bir ÅŸarkı var, türkü formatına yakın bir ÅŸarkı var... Bir de altyapısında darbukaların yer aldığı bir ÅŸarkı var. Bunun biraz da kendi zenginliÄŸim olduÄŸunu düşünüyorum. Heavy metal’den daha akustik balat ÅŸarkılarına kadar çok deÄŸiÅŸik tarzlar söyledim yıllarca. Bunların hepsinin bir özeti, yansıması oldu bu albüm. Yeni jenerasyon yaratıcı ve birbirine benzemeyen ÅŸeylere yöneliyor artık. Ben bu albümde o samimiyeti ve farklılığı yakaladığımı düşünüyorum.Nedir sizin farkınız?- Albümde aÅŸklarım, kızgınlıklarım, kırgınlıklarım, hayatla ilgili düşüncelerim, kendimle konuÅŸmalarım var. Albümü hazırlarken tamamen özgür ve birtakım kaygılardan uzak olduÄŸum için samimi oldu her ÅŸey. Yapılmış olmak için yapılmadı bu albüm.Endüstri tasarımı okumuÅŸsunuz. Müzik ne zaman öne çıktı?- Ben üç yaşımda resimler çizmeye baÅŸlamışım. ‘Ben ne olacağım’ sorusu gündeme gelince de güzel sanatlar akademisinin yetenek sınavıyla öğrenci aldığı endüstriyel tasarım bölümüne girdim. Okula girdikten sonra bir gitar aldım ve bir anda müziÄŸe olan aÅŸkım okulun önüne geçmeye baÅŸladı. Sonrasında okul aksadı, Pentagram hayatıma girdi ve müzik, hayatımın orta yerine düştü. Okul da sekiz yılda bitti zaten.Aileniz ‘OÄŸlum ne olacak senin bu halin’ diye kaygılanmadı mı? - Tam bu çocuk altın bilezik takacak diye düşünürlerken ben belime kadar saçlarla konserden konsere giden bir adam olmuÅŸtum. Ä°lk baÅŸlarda kaygılandılar ama bir süre sonra baktılar ki yapacak bir ÅŸey yok. Ben subay bir babanın oÄŸluyum. Babam çok toleranslıydı ve belki de o rahatlık bana bu radikal kararı aldırdı. Tabii yine de o kadar kolay olmadı hiçbir ÅŸey.Hayatla aranız nasıl peki?- Bazen iyi bazen kötü. Genel olarak savaÅŸmak yerine iyi geçinmeye çalışıyorum hayatla. Çünkü hayatla savaÅŸacak kadar güçlü deÄŸiliz.Nasıl yaşıyor Ogün? - Albüm çıkmadan önceki uzun bir süre doÄŸum sancısının çeker gibiydim. Albüm çıktıktan sonra kendime geldim. Bir de ben gece içeri girmeyen bir adamdım ama son üç yıldır bunu tersine çevirmeyi baÅŸardım. Hayatıma daha dikkat ediyorum ve daha düzenli yaşıyorum artık.FERDÄ° TAYFUR COVER’I ALBÃœMÃœN NAZAR BONCUÄžUAlbümün en ilgi çekici yanlarından biri de şüphesiz Ferdi Tayfur’un ‘Ben de Özledim’ine yaptığınız cover. Sen de mi cover yaptın gibi tepkilerden korkmadınız mı?- Biz bu parçayı ilk olaak 2000’de Kemancı’da çalmıştık. 70’li yıllara ait bir ÅŸarkıydı ve o zamanlar çok katı ayrımlar vardı müzikte. Rock dinleyen arabesk dinleyemez gibi. Bu iki öğenin bir araya gelince nasıl bir ÅŸey olacağını merak ettim ve denemeye karar verdim. Ferdi Tayfur nasıl buldu ÅŸarkısının yeni halini?- Ferdi Bey ÅŸarkıları konusunda bir hassasiyet gösteriyor. Ä°lk kez bir ÅŸarkısı bu kadar farklı bir tarzda yorumlanıyor. Bu yorumu çok beÄŸendiÄŸini söyledi. Albümde de nazar boncuÄŸu gibi bir yeri oldu. Benim bestelediÄŸim bir ÅŸarkı kadar yakın buluyorum kendime.Â
button