Bu albüm dans ettiriyor

19 Eylül’de konseriniz var. Nerede sahneye çıkacaksınız ve nasıl bir konsept olacak, anlatır mısınız biraz?
Emir Ersoy: Kuruçeşme Arena’da sahneye çıkacağız. Türkiye’deki bütün dans okulları Latin dans gecelerini o konsere taşıyacak.      �

Türkçe şarkılarla Latin müziği yapıyorsunuz. Pek rastlanan bir tarz değil bu sanırım... �
Emir Ersoy: Türkiye’de yaşayan ve yerel müziklerini yapan Kübalı müzisyenler var. Ama Türkçe pop şarkılarını Latin’e uyarlayan bir tek biz olduk. Ayrıca bu alanda bu kadar büyük ve kapsamlı bir orkestra da yok. Bize dünya çapında müzisyenler geliyor, onlarla da çalışmalar yapıyoruz.
Albümdeki şarkılar insanda dans etme isteği yaratıyor.

Çevrenizden nasıl yorumlar geliyor, herkes böyle mi düşünüyor?
Emir Ersoy: Evet, çoğu kişi böyle söylüyor. “Sizin sayenizde dans etmeye başladık” diyenler de var. Profesyonel dansçı arkadaşlarımız var, onlar da başka bir açıdan bakıyor; “İlk kez salsa yaparken şarkıların sözlerine de eşlik edebiliyoruz” diyorlar. Alternatif ama hatırı sayılır bir kitle var bizi dinleyen, gün geçtikçe de sayıları artıyor.

Peki Türkçe pop şarkıları Latin müziğe uyarlama fikri nereden aklınıza geldi?
Emir Ersoy: Biz normalde sahnede yerel Küba şarkıları çalıyorduk. Bir gece “Türkçe şarkı çalalım” dedik, inanılmaz bir tepki geldi, insanlar da bizimle birlikte söylemeye başladı. Sonra günden güne sahnede çaldığımız Türkçe şarkıları artırdık. Ve sonunda bu konseptte bir albüm çıkarmaya karar verdik. Albümde yer verdiğimiz şarkıların büyük bir kısmını sahnede çalıyorduk zaten, üstüne birkaç şarkı daha ekledik. İlk albümü böyle yaptık, “Karnaval” da onun devamı gibi oldu.

Şarkılarını istediğiniz sanatçılardan hiç olumsuz yanıt aldığınız oldu mu?
Emir Ersoy: Yok, hiç olumsuz bir şey olmadı.

Sanırım Şebnem Ferah, “Sil Baştan” için biraz geç dönüş yapmış size...
Emir Ersoy: Şebnem, bir dönem Amerika’daydı. Şarkısını kullanmayı çok istiyordum. Menajeri Yeşim’e mail atıp durumu anlattım, şarkının demosunu da mail’e ekledim. İki gün sonra Yeşim aradı, “Yapmasanız olur mu, Şebnem şarkının Latin halini pek hayal edemedi” dedi. Meğer mail’in ekinde gitmemiş demo. Sonra yine bir iletişim kopukluğu yaşadık, bu arada albümü tamamladık. Kapağı da tasarlandı, artık matbaaya gidecekti. Bir sabah uyandım, mail’lerimi kontrol ederken Şebnem’in mail’ini gördüm. “Şarkıyı dinledim, gecikmediysek kullanabilirsiniz” demiş. Hayatımın en mutlu sabahıydı.

ŞEBNEM AMERİKA’DAYDI ŞARKIYI AYÇA SÖYLEDİ
“Sil Baştan”ı sevgiliniz Ayça Varlıer söylemiş. Bu şarkıyı onun seslendirmesini siz mi istediniz?
Emir Ersoy: Biz Ayça’yla sahnede featuring konserler yapıyorduk. “Sil Baştan”ı da grubumuzun solisti Banu söylüyordu normalde ama şarkı Ayça’ya çok yakıştı. Biz de her konserimizde Ayça’dan bu şarkıyı söylemesini rica ettik. Albüm aşamasında ise ben Şebnem Ferah’a sordum söylemek ister mi diye, Amerika’da olduğu için gelemedi. Ben de Ayça’dan rica ettim.

Ayça Hanım bundan sonra da albümlerinizde yer alır mı?
Emir Ersoy: Bilmiyorum ki. Bu albümde “Sil Baştan” olmasa yer almayacaktı ama... Ayça’nın kendi albümü çıkıyor, sonbaharda piyasada olacak.

İki müzisyenin aşkı nasıl oluyor peki?
Emir Ersoy: Bilmem, iki müzisyen bulup soralım...

Kartonette Ayça Hanım hakkında bir yazınız var. Albümün hazırlık aşamasında sizi terk etmiş sanırım...
Emir Ersoy: Evet, albüm zamanı bir ayrılık yaşadık, ben de kartonete içimden ne geldiyse onları yazdım.
Ayrıldığımızda içimden hiçbir şey yapmak gelmemişti, o yüzden albüm gecikti. Ben de yazdım.

Ayça Hanım’ın tepkisi ne oldu bu yazıyı görünce?
Emir Ersoy: Albüm çıkınca aradı, “Kartonete ne yazdın sen öyle, senin yüzünden rezil oldum!” dedi. (Gülüyor)

ÇOCUKKEN BABAMIN ORKESTRASINI İZLERDİM
“Karnaval”daki pop şarkıları nasıl seçtiniz?
Emir Ersoy: Şarkıların bana bir şey hissettirmesi lazım. Şurada otururken arkada bir şarkı çalsa, beğenirsem telefonuma kaydeder, sonra da stüdyoda üzerinde çalışırım. Bana bir şeyler hissettiriyorsa ve insanlara söyletebileceğime inanıyorsam yapıyorum Latin versiyonunu. Bu albümdekilerin hepsini de böyle seçtim.

Bundan sonra kendi şarkılarınızla mı çıkarsınız, yine böyle bir albüm mü yaparsınız?
Emir Ersoy: Bu albümde üç yeni şarkımız var. Işın Karaca’nın söylediği “Anlatsam” da bu şarkılardan biri... Bundan sonraki albümlerimizde de yine bilindik şarkıları kullanırız, çünkü hâlâ Latin versiyonunu yapmak istediğim birçok şarkı var.

Albümde kullandığınız enstrümanlar arasında bağlama da var. Latin müziği albümünde ilk bakışta garip görünüyor, ancak dinlerken hiç de öyle garip durmadığını fark ediyorsunuz...
Emir Ersoy: “Sil Baştan”da var bağlama. Aslında biraz tesadüf oldu o. Albümü stüdyoda kaydederken, aynı anda başka bir arkadaşımızın albümünün kayıtlarını da yapıyorduk. O albüm için bağlamacı bir arkadaş geldi stüdyoya ve bir anda “Sil Baştan”ın melodilerini çalmaya başladı. Sonra doğaçlama bir şey çaldırdık ona.

Latin müziğiyle iç içe büyümüşsünüz, şimdi geçmişe dönüp baktığınızda hangi anılar canlanıyor zihninizde?
Emir Ersoy: 5-6 yaşlarındaydım. Babam beni orkestrasının arasına bırakırdı, onları seyrederdim. Bazen beni de konserde sahneye çağırırdı, bir parçanın arasında 30 saniye bir solo atar giderdim ama çok utanırdım...
Küba’ya gittiniz mi hiç?
Emir Ersoy: Gitmedim ama o kültürün içinde yaşıyorum.

LATİN, TAZE BİR NEFES GİBİ GELDİ
Albümün ilk klibini Işın Karaca’nın seslendirdiği “Anlatsam” şarkısına çektiniz. Işın Hanım bu projeye nasıl dahil oldu?
Emir Ersoy: Ben “Anlatsam’ı regeton tarzında yapacağım” diyordum ama şarkı çok güçlü bir ses istiyordu. Aklıma ilk gelen isim Işın oldu. O da projeyi sevdi, geldi. Muhteşem bir sesi var, şarkının tüm havasını değiştirdi.

Işın Hanım, bir de sizden dinleyelim projeyi kabul etme nedeninizi...
Işın Karaca: Bazı değerli isimler var ki, hepimizin şapka çıkararak bakması, yanında durması gerekiyor. Emir Ersoy da onlardan biri. Bu ismi boş geçmemek gerekiyor. Müzisyen bir aileden geliyor, çok iyi bir müzisyen ve iyi müzik yapmak adına bir savaşı var. Bana bu projeyle geldiğinde hiç düşünmeden “Tabii ki” dedim.

“Anlatsam” yerine kendi şarkılarınızdan birini söylemek istemediniz mi?   �
Işın Karaca: Benim hiç öyle kaygılarım yok. İlk klibin “Anlatsam”a çekilmesi de benim isteğim değil, şirketin ve Emir’in kararıydı.

Bu şarkı size neler hissettirdi?
Işın Karaca: Vallahi ben dört yıldır arabesk söylüyorum, sence neler hissettirmiş olabilir? (Gülüyor) Kendimi arabeske kaptırmışken Latin’e dönmek gerçekten keyifliydi, taze bir nefes gibi geldi.

Albümün tümünü nasıl buldunuz?
Işın Karaca: Albüm her daim arabamda. Benim kız da bayılıyor. Müzik delisi olduğu için, arabada dinlerken sürekli kafa sallayıp ellerini çırpıyor.

Sizin şarkılarınızı duyunca nasıl tepkiler veriyor Mia?
Işın Karaca: Benim sesimle daha karnımdayken tanıştı. Şarkılarımı duyunca bir teybe bakıyor, bir bana bakıyor.
“Annem burada ama sesi başka yerden geliyor” durumunu yaşıyor.

19 Eylül’deki konsere siz de sahneye çıkacak mısınız?
Işın Karaca: Evet, evet ben de varım konserde.

Peki tek bir şarkıyla mı orada olacaksınız, yoksa kendi şarkılarınızın Latin versiyonlarını dinleyebilecek miyiz?
Işın Karaca: Yapabiliriz aslında...

“Dert Bende”nin Latin versiyonu nasıl olur acaba?
Keyifli olur...

ARABESKE ARA VERİYORUM
Yeni albümünüz de arabesk mi olacak?
Işın Karaca: Arabeske bir müddet ara veriyorum. Çıkardığım iki albüm çok benimsendi. O albümleri satın alanlara bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Ama kızım artık 10 aylık, onu doğurduğum zamanla bugün arasında dağlar kadar fark var, artık yenilenme zamanı.

Kızınız hayatınızda köklü değişiklikler yapmış anlaşılan?
Işın Karaca: Mia’yla aslında hayatın ne kadar da basit olduğunu, yaşamı bizim komplike hale getirdiğimizi fark ettim. Esasında her şey ne kadar da saf ve temizmiş. Önceden çok büyük savaşlarım varmış, şimdi “Amaaan!” deyip geçiyorum. Eskiden çok kızdığım olaylara artık üzülmüyorum. Bir kadın ve anne olarak yaşadığım tüm yenilikler yeni albümüme de yansıyacak.

Ne zaman çıkar albümünüz?
Işın Karaca: Daha repertuar aşamasındayım ama bu albümün sevenlerime yeni yıl armağanı olmasını istiyorum. Bu yıla yetiştirmeye çalışacağız.

Yeni albüm pop olacak, sonrasında değişik bir proje düşünüyor musunuz?
Işın Karaca: Türkü söylemek istiyorum. Bir de 80’li yıllarda dinlerken çok kıskandığım şarkılar vardı, onları söylemek istiyorum.

Albüm dışında bir projeniz var mı?
Işın Karaca: Evet, yeni bir televizyon projesi olacak. Performansa dayalı bir müzik programı yapacağız.

MIA KÜÇÜK DİVARELLA!
Kızınız Mia’nın müzik delisi olduğunu söylediniz. O da ileride müziğe yönelir mi dersiniz?
Işın Karaca: Mia zaten küçük Işın Karaca. Armut dibine düşermiş... İleride de “Ben konservatuvara gitmek istiyorum” derse hayır demem. Bana da hayır demedi ailem.

Siz stüdyodayken Mia ne yapıyor?
Işın Karaca: Benimle geliyor. Stüdyoda ona bir oda yaptık. Ben prova yaparken o da enstrümanların içinde emekliyor, gitarların akortlarını bozuyor. Dilerim benden daha iyi bir şarkıcı olur. Küçük bir ‘divarella’ bekliyorum...

Ailenin küçük çocukları daha bir şımartılır, Mia’ya da öyle bir torpil durumu var mı?
Işın Karaca: Oğlum nasıl yetiştiyse, kızım da öyle yetişiyor. Ki oğlum doğduğunda ben meşhur değildim, haftanın altı günü üç farklı mekanda çıkıyordum, o çok zor yetişti. Kızım için her şey daha kolay, çünkü annesi artık Işın Karaca.
Afrikalı anneler gibiyim, kızımla yapışık yaşıyorum. Şımarık bir çocuk yetiştirmiyorum. Biz öyle yetişmedik, o da öyle yetişmeyecek

MARC ANTHONY İLE ÇALIŞMAK İSTİYORUM
Bu arada “Marc Anthony’ye şarkı yolladım” demişsiniz sanırım, doğru mu bu?
Emir Ersoy: Yolladım demedim, “Bir sonraki projemde onunla beraber bir şey yapmak istiyorum” dedim. Bir arkadaşım Marc Anthony’nin davulcusu, bu albümde ona şarkı söyletmek için çabaladım, o dönem eşi Jennifer Lopez’le ayrılık yaşadığı için ulaşamadık. Ama inşallah yapacağım.

BEN ÖZGÜR BİR KADINIM
Kelebek dövmeleriniz çok güzel olmuş bu arada...
Işın Karaca: Aslında deniz yıldızı dövmem vardı, çok sıkılmıştım, kelebek yaptırdım. O zaman kız yoktu tabii. Oğlum Erda var, özgürlüğüm var bu kelebeklerde. Bunlara bakınca kendime “Evet, sen özgür bir kadınsın” diyorum.