Güncelleme Tarihi:
Uzun süre Teoman’ın bas gitaristliğini yaptın. O zamanlarda da var mıydı albüm yapma isteğin?
- Aslında ben şarkıcıydım. Üniversitede gazetecilik okurken, Eskişehir’deki birçok festivalde, mekânda sahne alıyordum. Şarkı yazmaya başladığımdan beri de albüm çıkarma hayalim var.
Ne zamandan beri şarkı yazıyorsun?
- 13 yaşımdan beri gitar çalıyorum, 14 yaşımdan beri de şarkı yazıyorum.
Sahnede bas gitar çalmaya nasıl başladın?
- Aslında sadece şarkılarımı söylemek istiyordum ama o dönem Eskişehir’de bas çalan birini bulamadım, ben de “Kendim çalarım” dedim.
Müzikle yolun nasıl kesişti?
- Tamamen tesadüf... Ablamın bir gitarı vardı ve benim ona dokunmam yasaktı. Yasaklar hep merak uyandırır ya, o kurstayken gizlice gitarı elime alıyor, onun çıkardığı sesleri çıkarmaya çalışıyordum. Bir gün ablam eve erken geldi, onun çalamadığı bir şarkıyı çaldığımı görünce “Tamam, ben gitarı bırakıyorum, senin olsun” dedi...
10 SENEDİR BU İŞİ YAPIYORUM
Albümde bir Eskişehir şarkısı var, Eskişehirli misin?
- Ankaralıyım. Üniversiteyi Eskişehir’de okudum. 17 yaşında kazandım üniversiteyi, 18 yaşıma basar basmaz da barlarda çalmaya başladım. 10 senedir profesyonel olarak bu işi yapıyorum.
Neden gazetecilik okudun peki?
- Aslında lisede konservatuvara gitmek istemiştim ama ailem o dönemin koşullarından biraz tedirgin oldu, istemedi. Gazetecilik çok ilgi duyduğum bir alandı, onu seçeyim dedim. İyi ki seçmişim, çünkü bazı değerlerin farkına varabildiğim bir öğrenim hayatı yaşamış oldum. Bu benim duruşuma ve müziğime de yansıyor.
Teoman’la çalışmaya nasıl başladın?
- Müzik direktörü Volkan Başaran beni buldu. Hem bas’çı hem vokalist arıyorlarmış, ben ikisini bir arada yaptığım için beni seçtiler. 2007’de başladım, üç yıl kadar çalıştık. İşin mutfağını da öğrenmiş oldum. Teoman’dan sonra Yalın’a çaldım bir sene. İyi solistlerle çalıştım, onları gözlemleme şansım oldu.
Teoman’ın ya da Yalın’ın bir katkısı olmadı mı albümüne?
- Öyle bir durum olmadı. Açıkçası ben de bu süreçte tırnaklarımla kazımak istedim.
BAS GİTARDAN KOPAMAM
Albümde Kenan Vural’la yaptığın bir düete de yer vermişsin. Onunla nasıl bir araya geldin?
- Geçen sene, bir yıl boyunca Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde program yaptım. Kenan da bir konserimde beni dinlemiş, müziğimi ve duruşumu çok beğenmiş. Düet yaptığımız “Kahır”, bir kadınla bir erkeğin yaşadıklarını anlatan gerçek bir hikâye. Şarkıya tok bir erkek sesi şarttı. Kim olabileceğini düşünürken aklımıza Kenan geldi, sağ olsun o da bizi kırmadı, sesiyle renk kattı.
Albümdeki bas gitarları sen mi çaldın?
- Hayır. Bu albümde sadece şarkıcı ve besteci kimliğimi göstermek istedim.
Bundan sonraki albümlerinde çalacak mısın?
- İkinci, üçüncü albümlerimde çalabilirim. Bas gitardan kopabileceğimi sanmıyorum.
Albümü babanıza ithaf etmişsiniz, öyle mi?
- Benim babam yılların saat ustası. Saatlerin içinde büyüdüm ben. Sürekli babama yardım ederdim, bir süre sonra zamanla ilgili takıntım olduğunu fark ettim. Babamın üzerimde çok emeği var, ben de ilk albümümü ona ithaf etmek istedim.
Zamanla ilgili takıntın olduğunu söyledin, sürekli ‘geçmişte yaşama’ durumu mu var?
- Anma durumu var diyelim. Anılarına çok bağlı, vefalı bir insanım.
İKİNCİ KLİP “KAHIR”A
İlk klibimizi “Hatırlıyor musun?” şarkısına çektik. Yönetmenliğini Cevdet Gökhan Palas yaptı. Klipte Ayşe Bera isminde çok tatlı bir kız benim çocukluğumu canlandırdı. Çocukluk aşkını anlatan, keyifli, izleyenleri geçmişe götüren bir çalışma oldu. İkinci klibi “Kahır” şarkısına çekmeyi düşünüyorum.