Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2007 20:37
Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı adlı öykü kitabını kendi adıyla yayımlamaya karar veren Ali Teoman, edebiyat dünyasına oynadığı oyunu Kitap-lık Dergisi’nin henüz piyasaya çıkmamış olan Haziran sayısında şöyle anlattı:
Aslında bu açıklama bugün değil, birkaç yıl sonra da yapılabilirdi. Gerçeği açıklamak için en başta yirmi yıl gibi bir süre öngörmüştüm. Ama, sağlık nedenleriyle bu süreyi birkaç yıl öne almak gerekti.1980’lerin sonlarında, yani ben yazar olmak düşüncesiyle ciddi olarak ilgilenirken, yazın dünyasında kuramsal açıdan bir sağduyu eksikliği göze çarpıyordu. Sözgelimi yazarlar arasında onaylamadığım ve hálá da kısmen süren bir yazın anlayışı egemendi. Buna kısaca "üslupçuluk" diyebiliriz. Bu anlayışa göre, her yazarın bir ve yalnızca bir biçemi olmalıydı. Yazarın adını kapatsanız bile, anlatım tarzından, dilinden vs. bu kitabı onun yazdığını anlayabilmeliydiniz. Buna "oturmuş bir tarzı olmak" gibi çok hoş bir ad da uydurulmuştu. Bu düşünceler beni böyle bir oyun tasarlamaya götürdü. Tabii bu eleştiriyi kuramsal düzeyde yapmak da mümkündü, ama acaba buna kulak veren olur muydu, pek sanmıyorum.
İŞ BÜYÜYÜNCE NURTEN AY ÜRKTÜ OYUNU BIRAKMAK İSTEDİProjeyi tasarlarken, Nurten Ay’ı tanımıyordum. Bu proje için gönüllü olabilecek bir kişi aradım. Nurten Ay bir arkadaşımın arkadaşıydı. Tanıştık, oturup konuştuk. Kafamdaki proje için biçilmiş kaftan olduğunu düşündüm. Ona projeyi anlattım, o da kabul etti. Amaç, metne uymayan bir yazar profili çizmekti. Bir yapbozun birbirine aykırı iki tuhaf parçası gibi, yazanla yazılan açıkça birbirleriyle uyumsuz olmalıydılar. Nurten Ay’ın benim kişisel profilime taban tabana zıt bir profil çizmesini ve bu bariz uyumsuzluğun yazınla uğraşan ya da uğraştığını iddia eden kişiler tarafından rahatça görülebilir olmasını istiyordum. Bu çelişkiyi ádeta onların gözüne sokacaktım. Böylece, bir gariplik olduğunu anlayacaklar ve eğer çaba sarf ederlerse, oynanan oyunu ortaya çıkarabileceklerdi.İş tüm tahminlerimizin ötesinde büyüyünce, Nurten Ay da ürktü ve birkaç kez oyunu bırakmak, gerçeği açıklamak istedi. Oyunu sürdürmeye onu ikna ettim. Bu işte etik bir sorumluluk varsa ki bence yoktur, çünkü bu adi bir dolandırıcılık değil, yazınsal bir oyundur, bu sorumluluk tümüyle bana aittir. Nurten Ay’a hiç kimse herhangi bir kabahat atfedemez. O yalnızca dediklerimi uyguladı. Bunca yıl açık vermeksizin bu oyunda bana yardımcı olduğu için kendisine çok teşekkür ederim. Umarım, o da bu oyundan benim kadar keyif almıştır.