BTC’nin serüveni

Güncelleme Tarihi:

BTC’nin serüveni
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 09, 2006 00:00

İster siyasal, ister enerji alanında, herkesin üzerinde birleştiği bir tespit var: "Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı, dünyanın en önemli projesidir". 1998’de Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan arasında imzalanan mutabakat zaptıyla hayat kazanan bu proje, 13 Temmuz’da, yani önümüzdeki perşembe günü, resmen ve fiilen yürürlüğe giriyor. Bakü Sengeçal’dan gelen petrol, Ceyhan’a ulaşıyor. Oradan da, dünya pazarlarına.

1770 kilometre uzunluğundaki boru hattının, 1070 kilometresi Türkiye’den geçiyor. "Yüzyılın projesi" olarak da nitelenen BTC boru hattı ile ilgili olarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’le teknik yönleri dışında, belki çok bilinmeyen, ama projenin hayat damarlarını oluşturan ana noktaları konuştum.

Boru hattı yapımı bir dizi ilginç serüvenin kaynağı.

Milletin anası ağladı, her boru şahin topu gibi

Hattın yapımı sırasında, teknik açıdan en dramatik an nedir?

-Projenin gerçekleşmesinde, inşaat sırasında tabiat şartları bizi çok zorladı. Bir de zamana karşı yarış.

Doğal koşullar nasıl zorladı?
/images/100/0x0/55eb3feef018fbb8f8b4faf0


-300’e yakın akarsu ve ırmak yatağının yeri değiştirildi.

Hangi amaçla?

-Bunu anlatabilmek için, bir borunun nasıl döşendiğini anlatmak gerek. Önce 28 metrelik duble yollar açıldı. Dağlara iş makineleri getirildi. Borular zaten özel üretildi. Borular dağa taşındıktan sonra, dağa elektrik getirildi. Borular birbirine kaynakla bağlandı. Kaynaktan sonra, tahribatsız muayenesi yapıldı. Ancak, ondan sonra boru toprağın altına indirildi.

İşlem tamam mı şimdi?

-Hayır, borulara su dolduruluyor. Basınç testi yapılıyor. Onun için dağa tonlarca su taşımak gerek. Ardından, boruların içinden azot gazı geçiyor.

O neden?

-Kaçak var mı, diye, gaz testi yapılıyor.

Yapılanların doğruluğu nereden belli?

-Her biri bir fabrika büyüklüğünde pompa istasyonlarından ve ayrıca tek bir merkezden kontrolü yapılıyor. Boru hattının başladığı Azerbaycan Sengeçal’dan Ceyhan’a kadar her şey elektronik olarak kontrol altında.

Dağda, taşta bu işler zor olsa gerek.

-2 bin 800 metre yukarı çıkıldı. Toprağı kazacak ekskavatör 2 bin 800 metreye çıktı. Aşağıya kaymasını önlemek üzere, belinden iki çelik halatla greyderlere bağlandı. Teknik olarak çetrefil.

En çok nerede zorlandınız?

-Erzincan-Sivas arasında çok uğraştık. Kızıldağ’da. Yine Erzincan’ın kuzeyinde Sipikor’da. Sınırda Posof’ta. Söylemeye gerek yok, Toroslar bizi epey zorladı.

Hep bu ekskavatör, greyder meselesi yani.

-Boru hattını millet bir çizgi sanıyor. Boru hattını yapıncaya kadar milletin anası ağladı. Her bir boru, şahin topu gibi.

Balıklar için tazminat ödendi

Çevreye duyarlı sivil toplum örgütlerinin büyük itirazları oldu. Ekolojiyi bozduğu gerekçesiyle.

-Yapım sırasında HEA’lar yani Hassas Ekolojik Alanlar. Çevre koşullarına uymak zorundaydık ve uyduk.

Nasıl uydunuz?

-Her şeyden önce, boru hattının geçtiği yol, sırf çevre nedeniyle değişti. Daha kısaydı, çevreyi korumak için uzatıldı.

Maliyet de ona göre arttı.

-Zaten baştan o maliyet unsuru vardı, ama elbette maliyeti artırdı.

Hassas ekolojik alanlar dediniz...

-Bazı alanlarda, mesela bir yerde korunması gereken bir bitki türü var. O bitkiyi toprağıyla birlikte tohumunu aldık. Özel bir yerde koruduk. Boru döşenince, o bitki eski yerine aynen ekildi, hiç zarar görmeden.

Bu kadar ince çalışıldı yani.

-Bunları hep çevreci sivil toplum örgütleriyle konuşarak yaptık. Hem onlardan öğrendik, hem onları ikna ettik. Çiçekler, kaplumbağalar, huş tavuğu. Çevre uzmanları ile birlikte çalıştık. Şöyle garip bir şey oldu, inşaatın son aşamasında huş tavuğu görüldü. Hat, huş tavuğuna göre, değişti.

Ama, yine de çok itiraz oldu.

-Olması normal. Çevre açısından zaman zaman tazminat ödedik. Mesela, ırmakta balık yakalıyorlar, boru hattı nedeniyle, buna zorunlu olarak ara veriliyor, biz kayba karşı tazminat ödedik.

Parayı nereden karşıladınız?

-RAF, yani Resettlement Action Fund.

Bir anlamda, Değiştirme Fonu...

-Bu fondan 3.5 milyon dolar harcandı çevreyi korumak ve arada tazminat ödemek için. Fon sosyal açıdan oluşan bir zararı karşılamakta da kullanıldı.

Azerbaycan ve Gürcistan’da kamulaştırmalarda kullanıldı. Bizde?

-Bizde de her tür sosyal riske karşı kullanıldı.

İnsan hakları örgütleri de zaman zaman itirazda bulundu. Örneğin, Amnesty International.

-Bizde olmadı. Çünkü, sosyal zararlara karşı hep ödeme yapıldı. Azerbaycan ve Gürcistan da bu kurallara uydu.

Amerika, BTC’yi alternatif bir rota olarak görüyor

Siyasal açıdan boru hattının yapımında en dramatik an hangisiydi?

-Ekonomik olup olmadığı konusunda, neredeyse boru hattının yapımının başlayacağı yıla kadar, bir tartışma yaşandı. Ekonomik değildir, burada yeteri kadar petrol yok, denilerek, yapım engellenmek istendi.

Kim engellemek istedi?

-Engellenmek istendi.

Azerbaycan ve Gürcistan değil herhalde?

-Onlar baştan beri çok istekli davrandı.

Kim o zaman?

-Bakü-Tiflis-Ceyhan, kısaca BTC petrol boru hattı, dünya dengelerini etkileyecek stratejik bir proje. Boğazlar’dan geçiş dahil, Samsun-Ceyhan ile birlikte, BTC ile Türkiye’nin enerji alanındaki konumu birdenbire çok önem kazanıyor. Petrol ve doğalgazda varolan dünya hatları değişiyor. Bu çok, ama çok stratejik bir değişim getiriyor.

Dünya petrol ticaretine yüzde 6-7 oranında bir katkı sanıyorum.

-Yüzde 6-7 oranı petrol piyasasında çok yüksek bir oran. Stratejik önem, dediğimde, bunu kastediyorum.

İlk çerçeve anlaşma, 18 Kasım 1999’da İstanbul’da Cumhurbaşkanı Demirel, Haydar Aliyev (Azerbaycan) ve Şevardnadze (Gürcistan) tarafından imzalandı. ABD Başkanı Clinton da, anlaşmaya tanıklık yaptı. Clinton neden vardı?

-Projenin oluşmasında Amerika’nın büyük rolü var. Bu boru hattı, ABD politikasının bir unsuru. Amerika aynı desteği şimdi Hazar geçişinde de veriyor.

Buradaki Amerikan çıkarı nedir?

-Sadece maddi çıkarı değil, Amerika boru hattını bölgesel istikrar açısından, global arz güvenliği açısından alternatif olarak görüyor.

Bu teknik cümlenin anlamı ne?

-Enerji sağlarken, ülkenin kendisini güvende hissetmesi gerek. Onun için, alternatif rotalara ihtiyaç var. Amerika, BTC’yi alternatif bir rota olarak görüyor.

Amerika bu ilginin gereğini yerine getirdi mi?

-İnşaat sırasında dolaylı olarak hep ilgilendi.

Boru hattı neden buradan geçiyor ve dünyanın neden bu kadar ilgisi burada?

-Tehlikeli bölgeler var.

Örneğin Afganistan?

-Güvenliği tehdit ediyor o bölgeler. Bunların aşılması gerek. Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye, enerji koridoru açısından da, siyasal açıdan da, güvenilir bir bölge olarak düşünülüyor. Boru hattı onun için buradan geçiyor.

YÜZYILIN PROJESİ

13 Temmuz günü tören yapılıyor. Ahmet Necdet Sezer, İlham Aliyev, Saakaşvili geliyor. 13 Temmuz’un anlamı ne?

-Bakü’den gelen petrol, aslında 3 Haziran’da Ceyhan’dan tankerlere yüklenmeye başlandı. Ama o gün devlet başkanlarının ortak takvimi tutmadı. Uygun takvim 13 Temmuz’du, resmi tören onun için 13 Temmuz’da.

İçerik olarak anlamını soruyorum.

-Türkiye’nin proje kalite çıtasını yükseltti. On bin Türk çalıştı. Bize dünya çapında avantaj kazandırdı. Yüzyılın en önemli projelerinden biri. Bölgesel istikrara ihtiyaç duyulan bir bölgede, böyle bir projenin gerçekleşmesi, barış için örnektir.

Projede gecikme oldu mu?

- Ben de, bakan gibi değil, bir proje yöneticisi gibi çalıştım. Hiç gecikmeden bitti. Biz göreve geldiğimizde, inşaat yüzde sıfıra yakındı. Önlem almasaydık, proje gecikecek, maliyet yükselecekti.

13 Temmuz’da altın boru olayı var.

- Ceyhan’a büyük bir çadır kuruldu. Denize açılan tarafında perde var. Tankerlere petrol yüklenirken, o perde açılacak, üç devlet başkanına sembolik değer taşıyan, üç altın petrol borusu armağan edilecek.

Töreni kim organize ediyor?

- Protokol bizim Dışişleri’ne ait. Ceyhan’a gitmeden önce, İstanbul’da Sayın Sezer dünyanın çeşitli yerlerinden gelecek olan bakanlara, üst düzey yetkililere İstanbul’da akşam yemeği veriyor.

Boru hattının geçtiği güzergáhta 350 tarihi kalıntı

Boru hattı için dağı, taşı kazarken, arkeolojik bulgular da elde ettiniz.

-64 arkeolojik alanda, tam 350 tarihi kalıntı bulduk.

Kimlere ait?

-Anadolu’dan gelmiş, geçmiş medeniyetlere ait. Bunlar kültürel mirasımız. Tıpkı Efes, Bergama gibi.

Ne oldu bunlar?

-Efes, Bergama gibi açıldı, gezilip görülebilir.

Halen devam ediyor mu?

-Şu anda kazısı sürmekte olan 18 alan daha var.

Bu tarihi eserlere rastladığınızda, ne yaptınız?

-Bu alanlardan boru hattını geçirmedik. Yolu değiştirdik.

İHTİLALE KARŞI DA KORUNACAK

Boru hattının korunması için, anlaşmada güvenlik maddesi var. O madde çok ilginç. Diyor ki, tesisler iç savaş, sabotaj, ihtilal, ayaklanma, isyan, karışıklık, terör, adam kaçırma, organize suçlara karşı korunacaktır. Yani, darbeye karşı boru hattı korunuyor mu?

-Bunlar anlaşmada biz iktidara gelmeden önce yazılmış güvenlik maddeleri.

Yani geçerli, darbeye karşı boru hattını korumak...

-Aklımdan bile geçmez, pratiği olmaması için.

Kim, kimi, kime karşı koruyacak?

-Boru hattını korumak güvenlik önlemi çerçevesinde. Bizde bu yetki Jandarma Genel Komutanlığı’na verildi.

Boru hattını korumak için darbe yapılamaz, gibi bir mantık. Çok iyi.

-Öyle şey olmaz ama anlaşmada var.

Genel anlamda güvenlik nasıl sağlanıyor?

-Elektronik koruma altında. Ayrıca, gezici birlikler, karakollar ve uçaklarla korunuyor.

Tek bir noktadaki koruma nasıl oluyor?

-Geniş bir istihbarat ağı kuruldu. Her türlü önlemi aldık, alıyoruz. Mesela, Petrol Kaçakçılığı ile ilgili yasaya, bu önlemleri özel olarak koyduk.

13 Temmuz’daki açılıştan önce

Enerji Bakanı Hilmi Güler

Yalçın Doğan’a anlattı
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!