Güncelleme Tarihi:
Merhaba, nasılsınız?
- İyiyim, teşekkür ederim.
Söyleşimizden önce size bir hediye vermek istiyorum. Türkiye’den, Anadolu’dan getirdim. El yapımı ve ülkemiz için çok değerli bir parça...
- Çok güzelmiş, çok teşekkür ederim. Bu nerede yapıldı?
Türkiye’nin Kütahya şehrinde...
- Brad (Pitt) bu hediyeye bayılacak! Türkiye’nin tarihi özelliklerinden bahsediyordu. Bildiğim kadarıyla birçok açıdan zengin bir ülkeniz var.
Şimdiye kadar ülkemize hiç gelmediniz ama Türkiye’deki hayranlarınız sizi görmek için can atıyor.
- Aslında gelmeyi planlıyoruz.
Gerçekten mi?
- Evet, orada görülmesi gereken birçok güzel yer olduğunu biliyoruz. Brad’in mimari eserlere karşı ilgisi var ve bu konuları öğrenmeye çok hevesli. Bir de Türkiye’de bisiklet turu yapılabilecek birçok rota olduğunu öğrendik.
AMERİKA’DAKİ BİRÇOK İNSAN DÜNYADAN BİHABER YAŞIYOR
Dünya çapında pek çok önemli projede yer aldınız. Yaptığınız işlerle hayırsever bir sembol haline geldiniz. Küçükken, kendinizi ileride bü tür projelerde yer alacak biri olarak görür müydünüz, yoksa olaylar kendiliğinden gelişti ve siz bunları yapmaya mı karar verdiniz?
- Sevilen bir annem vardı ve beni çevresinde yaşanan olayların farkında olan biri olarak yetiştirdi. Genç yaşta seyahat edebilme fırsatını yakaladım ve gittiğim bazı ülkelerde şahit olduğum olaylar, bu konulara karşı daha ilgili olmamı sağladı. Bu yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum.
Şanslı derken?
- Amerika’da dünyadan bihaber yaşayan o kadar çok kişi var ki, onları düşündükçe doğru işler yaptığıma inanıyorum. Amerika’nın gündeminde hiçbir zaman Pakistan’daki sel felaketi yer almaz. Kendisine çok konsantre yaşayan bir ülkedir Amerika. O nedenle annemin bana verdiği bu bilinç, her zaman gurur kaynağım olmuştur.
DÜNYADAKİ EN OLAĞANÜSTÜ İNSANLAR MÜLTECİLER
Dünyada birçok sorun yaşanıyor ve siz bu sorunlara el atan sayılı isimlerden birisiniz. Peki hangi ülkeye gideceğinize nasıl karar veriyorsunuz? Önceden plan yaparak mı hareket ediyorsunuz, yoksa her şeye bir anda mı karar veriyorsunuz?
- Kimi zaman planlayarak, kimi zaman da bir anda hareket ediyorum. Ben 10 yıldır mültecilerle birlikte çalışıyorum. Zamanında bu konu derinlemesine tartışılmıyordu, bense konuşulması gerektiğine inanıyordum. Mülteci sorununa baktığınız zaman, var olan diğer problemlerle bağlantılı olduğunu göreceksiniz. Mülteci sorunu, kadınların ve çocukların yaşadığı sorunları, eğitim, sağlık alanında yaşadıkları eksiklikleri bir çatı altında topluyor. Mültecilerle birlikte yaklaşık 100 ülkede faaliyet gerçekleştiriyoruz. Ve bu şekilde birçok farklı sorunla yakından ilgilenebiliyoruz. Ayrıca onlar benim için dünyadaki en olağanüstü insanlar. Hayatta kalma savaşı veriyorlar ve inanın çok güçlüler.
Son olarak Türk hayranlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
- Türk insanıyla tanışmayı ve Türkiye’ye gelmeyi çok istiyorum. Brad ve ben ülkenizi ziyaret etmeyi planlıyoruz ve bu da bizi çok heyecanlandırıyor.
Biz de sizin güzel ailenizle tanışmayı çok istiyoruz. Eminim ülkemizde geçireceğiniz günler, sizin için de çok güzel bir hatıra olacak.
- Çok teşekkür ederim.
DAHA AZ AMERİKALI OLMAYI ÖĞRENDİM
Yeni filminiz “The Tourist”in çekimleri Avrupa’da yapıldı. Avrupa’da çekilen bir filmde yer almak sizin için nasıl bir deneyimdi?
- Harika! “The Tourist”te Avrupa kendi karakterini ortaya koyuyor. Film bir taraftan Avrupai özellikler taşıyor. Avrupalı bir yönetmeni olduğu için Avrupalı bir film hissi veriyor. John (Johnny Depp) ve ben, ama özellikle ben daha az Amerikalı olmayı öğrendim ve Paris’te aynı zamanda Venedik’te olmamız buna büyük katkı sağladı.
Rol aldığınız birçok film Amerika’da çekildi, o nedenle “The Tourist” sizin için farklı bir tecrübe oldu, değil mi?
- Evet, çok keyif aldım. Tabii ki her filmden çekim sırasında aynı zevki almıyorsunuz. Avrupa’da film çekmek her Amerikalı oyuncu için büyük değişiklik. Birçok Amerikalı’nın gezmek için para harcadığı yerlerde biz film çektik ve gerçekten güzel oldu.