Boyunlar dik, karınlar içeri, egolar dışarı

Güncelleme Tarihi:

Boyunlar dik, karınlar içeri, egolar dışarı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 14, 2009 00:00

35 yaşında, sigara içen ve kambur yürüyen hafif bezgin bir kadınsınız. Yaptığınız en büyük spor, televizyonun karşısındaki kanepeyle buzdolabı arasındaki seferler. Karnınız, göbeğiniz, basenleriniz bağımsızlığını ilan etmiş, özerklik istiyor. Olsun. Yeterince cesaretiniz ve sabrınız varsa bir süre sonra zarif bir balerine dönüşmeniz işten bile değil.

Baleye çocuk yaşta başlanır klişesi hevesinizi kırmasın. Yetişkinler için düzenlenen bale kurslarının sayısı giderek artıyor. Yaşınızı ve kilonuzu gösteren rakamların büyüklüğüne aldırmayın. İçinizde gizlediğiniz tütü giyme hevesinizi gerçekleştirmek sandığınızdan daha kolay. Yeter ki gözünüzü, Bolşoy’da Kuğu Balesi oynayan bir prima balerin olmaya dikmeyin.

Eski bir Afrika atasözüne göre, yürüyebilen herkes dans da edebilir. Deneyimli balerin ve bale hocası Ayşe Sun (50) bu lafın arkasında sonuna kadar duruyor. Ünlü Çağdaş Türk müziği besteci Muammer Sun’un kızı olan Ayşe Sun’un iki ablası da konservatuvarda bale dersi veriyor. Erkek kardeşi de müzisyen. Baleye beş yaşında başlayan Ayşe Sun, Ankara Devlet Konservatuvarı’na girdikten sonra İzmir Devlet Konservatuvarı’ndan mezun oldu. Uzun yıllar profesyonel olarak dans etti. Balenin sevilmesi ve yaygınlaşması için çalışıyor, sadece yetişkinlere değil çocuklara da ders veriyor. Bu bale savaşçısının 14 yaşına kadar baleden nefret etmesi sizi şaşırtmasın: “Sonunda bir Bulgar öğretmenim bana balenin mantığını iyice anlattı. O saatten sonra da bütün mesele çözülmüştü. Zira ben soğanı bile neden ve nasıl doğrayacağımı iyice bilmek isterim.”

ÇAĞLA ŞIKEL BALEYLE İYİ BİR MODEL OLDU

Ayşe Sun’un dans stüdyosu Beyoğlu’nun sigara dumanı ve ucuz çaylarıyla meşhur Mis Sokağı’nda. Ama bakımsız bir apartmanın en üst katındaki bu stüdyoya adım attığınız andan itibaren dünya daha estetik ve daha zarif bir yer oluyor.
Sun’un yaklaşık 20 yetişkin öğrencisi arasında 35 yaşında bir erkek de var. Hatta mesleği oryantal olan bir öğrencisinden bile söz ediyor: “Bir kere dans etmeye başlarsanız, bu işin temeline inmek istersiniz. Böylece baleye merak sararsınız. Baleyi bilince, diğer dansları da çok daha kolay öğreniyorsunuz. Biraz bu işin alfabesini öğrenmek gibi bale. Çağla Şikel’in başarılı bir manken olmasında bile bale eğitiminin büyük katkısı olduğunu düşünüyorum.”

YETİŞKİNLER DAHA UZUN SÜREDE ÖĞRENİYOR

Yetişkin bale derslerine son zamanlarda yoğun bir ilgi olduğunu kabul ediyor Sun, dahası da var: “Eskiden ders alınacak yerler de, insanların cesareti de yoktu. Belli bir yaştan sonra bale dersi almayı denemeye bile değmez buluyorlardı. Oysa şimdi sınırlarını zorluyorlar. Yetişkin öğrencilerimle amatör bir bale topluluğu kurmak istiyorum. Belki 3 perdelik bir bale sergileyemeyiz ama pekala 5 dakikalık bir gösteri yapabiliriz.”
Bale yapmak tam anlamıyla bir spor sayılmazsa da yapanı epeyce zorluyor ve hatırı sayılır miktarda kalori yakmasını sağlıyor. Zaten başlangıçta belli bir süre streching (esneme) dersleri alıyor, ondan sonra bale hareketlerine geçiyorsunuz. İlk geldiğinde bacaklarını bile uzatamayanlar bir süre sonra acayip hareketler yapmaya başlıyor. Boyun fıtığı ve dizinde sakatlık olanlar arasında bile bale yapmayı başaranlar var.
“Çocuklara ders verdiğimde hareketleri öğretmen korkusuyla yapıyorlar” diyor Ayşe Sun: “Oysa yetişkinlerde bazı şeyleri yerleştirmek zor. Onların aklına ve mantığına seslenmek gerekiyor. Zaten bence bedenin bizden bağımsız bir kendi aklı var. Yetişkinlerde iyice oturmuş fizik ve eklemlerle başladığımız için, dersler uzun zamana yayılıyor.
/images/100/0x0/55eaa594f018fbb8f88da89d


CANAN CEMALİ (29)
Oyunculuğuma katkısı oldu


Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nden mezunum. Profesyonel oyuncuyum, dizilerde ve sinema filmlerinde oynadım. Daha önce basketbol oynadığım için takoz gibi bir fiziğim vardı, hiçbir hareketi yapamıyordum. Fiziğim kısa sürede çok değişti. Bir buçuk yıldır geldiğim derslerin oyunculuğuma da büyük katkısı oldu. Bunda Ayşe Hoca’nın da çok büyük bir rolü var. Bunlar nasıl olsa amatör, demeden herkesle tek tek ilgileniyor. İnsanın cesaretini kırmıyor ama dersleri büyük bir ciddiyetle ve disiplinle yapıyor.

SEYRAN GENÇ (36)
Bale sayesinde dengemi buldum


Eczacılık mezunuyum, bir ilaç şirketinde yöneticilik yapıyorum. Yaklaşık üç yıldır haftada iki kez derslere giriyorum. Bale çocukluğumdan beri çok sevdiğim bir şeydi. Bir türlü yapma fırsatı bulamamıştım. Başladıktan sonra sonuçlarına inanamadım. Dengemi buldum, resmen duruşum ve beden dilim değişti. Zaten o mayo denilen şeyi giymeye başlayınca kendinize de daha çok dikkat ediyorsunuz.

MERAL ASLAN (30)
85 yaşında bile baleye başlayan adam var


Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji mezunuyum. Sosyal psikoloji mastırı yaptım. Tam akademisyen olacakken dansçılıkta karar kıldım. Londra’da çağdaş dans eğitimi aldım. İki yıldır da bale derslerine geliyorum. Bu iki yılda dansla ve kendi bedenimle ilgili çok büyük farkındalıklar geliştirdim. Dansa çok küçük yaşlarda başlamak gerektiği yanılgısının ne kadar yanlış olduğunu 26 yaşımda öğrendim. Hatta yurtdışında 85 yaşında bale dersi almaya başlamış adamlar gördüm. Bence insanlar koşu bandının üzerinde manasızca duracağına dans derslerine giderse daha iyi form tutar.

DİDEM ATASOY (25)
Meslek değiştirmeye karar verdim

Şarkı da söylüyorum ve İstanbul Üniversitesi Müzikal Bölümü’nde okuyorum. Bizde 10 yaşından sonra baleye başlanmaz diye düşünülüyor. Oysa yurtdışında 18 yaşında baleye başlayıp balet olanlar var.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!