Kültürazzi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2009 00:00
Geçtiğimiz haftalarda koli koli korsan kitap gönderilmiş Akçay’a. Kolilerin alıcı kısmında kimin adı varmış biliyor musunuz? Korsana karşı mücadele için kurulan Yayıncılar Meslek Birliği’nin avukatı Özer Demirkol’un.
Yazla birlikte korsan kitap satanlar da sayfiyeye çekildi biliyorsunuz. Hangi tatil yöresine gitseniz mutlaka korsan kitap satılan bir tezgâhla karşılaşıyorsunuz.
Çok satanlar, klasikler kötü baskı ama daha ucuz fiyatlarıyla orada alıcısını bekliyor. Kazanılan para da onu yazan ve yayınlayana değil, hiçbir emek harcamayan korsan yayıncının cebine giriyor.
Geçtiğimiz hafta meslek birlikleriyle bir araya gelen Kültür Bakanı Ertuğrul Günay bunun bir emek hırsızlığı olduğunu, ‘korsan’ kelimesini kullanmanın işi sevimli hale getirdiğini söyledi ama adına ne derseniz deyin bu işi yapanlar kolay kolay vazgeçecek gibi değil.
Yetkililer mücadelelerini yılmadan sürdürseler de korsan yayıncılar da bu baskıya karşı farklı yöntemler geliştiriyorlar.
Yayıncılar mesela bir birlik kurdular sırf korsan yayınla mücadele için.
Adı, Yayıncılar Meslek Birliği.
Yazlık yerlerde satılan korsan kitaplarla daha etkin bir şekilde mücadele etmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Korsan kitaplar genelde İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerde basılıyor ve dağıtım da bu merkezlerden yapılıyor.
Geçtiğimiz haftalarda koli koli korsan kitap gönderilmiş Akçay’a.
Kolilerin alıcı kısmında kimin adı varmış biliyor musunuz? Yayıncılar Meslek Birliği’nin avukatı Özer Demirkol’un.
BANDROLÜ KORSANCILAR DAHA KOLAY ALIYOR
“Boşuna peşimizden koşup durmayın, biz korsan kitapları direkt size gönderelim, bitsin bu iş” mi demek istediler yoksa yayıncılara “Bakın sizin avukatınız da bu işin içinde” şeklinde suç delili bırakarak bir mesaj mı gönderdiler kimse anlayamamış.
Avukat hemen yasal işlemleri başlatmış ama o da hayli şaşırmış bu işe.
Bu arada Kültür Bakanlığı’nın korsan yayınla mücadele için bulduğu en büyük önlem bandrol uygulaması biliyorsunuz. Ama her ne hikmetse bütün korsan kitapların üzerinde de devletin resmi bandrolü var.
Çünkü onlar da gidip Kültür Müdürlükleri’nden başka kitaplar için istedikleri kadar bandrol alıp korsan olarak ürettikleri kitaplara yapıştırıyorlar.
Peki devlet ne yapsın?
Kim ciddi yayıncı, kim değil zaten belli. Denetimlerini daha sıkı ve ciddi yaparsın.
Ama Kültür Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü ne yapmış?
İşin bürokrasi kısmını ağırlaştırıp bandrol almak isteyen yayıncıdan tam 12 ayrı belge istemeye başlamış.
Yayıncılar kısa bir süre önce belge bürokrasisini asgariye indiren Başbakan’ın aksine Kültür Bakanlığı’nın bunu abartan uygulamasından yaka silkiyorlar.
Korsan yayıncılar mı?
Onlar işin kolayını çoktan bulmuştur bile...
Sanat aleminde yaz trendleri
Kıyı kent ve kasaba belediyelerinin düzenlediği festivalleri takip edip tatili beleşe getirmek.
Yeni kitap çıkınca evin bahçesinde parti vermek.
Adalar’da ev kiralayıp yaz aylarının ilhamını mehtaplı gecelerden almak. Hatta iki-üç yazar bir araya gelip yazar evi oluşturmak.
12 Eylül’de başlayacak İstanbul Bienali’ni kollayıp aynı tarihlerde, paralel etkinlik adı altında sergi açmak.
Sağ görüşlüler için ramazandan önce tatili bitirip dönmek, daha sol görüşlü ve liberaller için ramazanın gelmesini beklemek.
Asmalımescit’in gözde mekânları, Cavit’te yahut Yakup Restoran’da yol kenarına oturup gelen geçeni kesmek.