Bosna’nın sadece kötü haberle duyulmasını engelledik

Güncelleme Tarihi:

Bosna’nın sadece kötü haberle duyulmasını engelledik
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 09, 2012 21:19

Şimdiye kadar 200’ün üzerinde konser vermiş, 14 yıllık köklü bir grup Mostar Sevdah Reunion. Yaptıkları müziği birçokları ‘tuhaf’ olarak yorumlasa da, Balkanlar’ın en iyi gruplarından biri onlar.

Haberin Devamı

1993’te Boşnak-Hırvat Savaşı döneminde evde kaset üzerine yaptıkları kayıtları çevrelerine dağıtarak başladılar işe. 1998’de çıkardıkları ilk profesyonel albümde Sevdalinka ve çingene müziğini birleştirip Mostar Sevdah Reunion adını aldılar. Haklarında iki belgesel film bile çekilen Mostar Sevdah Reunion, bu akşam Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri kapsamında İstanbul Küçükçiftlik Park’ta konser verecek. Bu vesileyle biz de kendilerini daha yakından tanıyalım istedik.

- 14 yıllık, köklü bir grupsunuz. Nasıl bir araya gelmiştiniz ve hâlâ bir arada kalmayı nasıl başarıyorsunuz?
- Grup, 1998 yılında Mostar’da yapımcımız ve menejerimiz Dragi Sestic tarafından kuruldu. Dragi Buena Vista Social Club’dan aldığı ilhamla benzer bir oluşum yaratmaya çalışmıştı. Öte yandan, Boşnak müziği yurt dışında hiç tanınmıyordu. Ne yazık ki Bosna o yıllarda sadece kötü haberlerle gündeme geliyordu. Grubun kuruluşunun altında yatan fikir, ülkemizin tanıtımını yapmak ve dünyaya gerçek Avrupa Blues müziğini göstermekti. O zamandan beri de bizi bir arada tutan; Dragi Sestic’e bağlılığımız, arkadaşlığımız ve tabii ki müziğe olan aşkımız!

Haberin Devamı

- Sevdalinka ve Romen müziğini bir araya getirerek pek de alışılmadık bir tarz sergiliyorsunuz. Sizi eleştirenler ya da beğenenler en çok neyi öne çıkarıyor?
- Bazı kişiler bazı terminolojileri karıştırıyorlar: Sevdah ve sevdalinka mesela! Sevdalinka, geleneksel Boşnak müziğidir. Sevdah ise haleti ruhiye. Yani grup adımızdaki Mostar Sevdah Reunion. Müziğimiz, ‘kendi’ projelerimizi yaptığımızda sevdalinka temel alınıyor. Ama çingene müziğinin efsaneleri Ljiljana Buttler ve Saban Bajramovic ile birlikte çalışmalar yaptığımızda onları seçiyoruz. Çünkü onları dinlediğinizde, özellikle vokal yorumlamalarda sizi Sevdah’a sokuyorlar. Aynı şey Neşet Ertaş’ı dinlediğimizde de oluyor. Tam anlamıyla bir Sevdah. Bazı yerlerde buna Blues, Flamenko ya da Fado diyebilirler... Bizse Sevdah diyoruz. Bu açıklamalarla birlikte, müzikal püritenler bizim sadece sevdalinka icracıları olmadığımızı gösterecektir. Öte yandan, sevdahı olmayan o kadar çok sevdalinka var ki...

Haberin Devamı

- 200’den fazla konser verdiniz. En çok eğlendiren, hayrete düşüren, keyfilendiren ya da belki de üzen yerler neresi oldu? Duygusal anlamda sizi etkileyen en önemli kentler hangileridir?
- Birkaç tane seçmek çok zor olur. Gerçekten de dünyanın her yerinde harika bir seyirci kitlesi ile karşılaştık ve harika geri dönüşler aldık. İnsanların şarkı sözlerini bilmeden müziğimize eşlik etmelerini görmek her zaman çok keyifli oldu. Ve tabii ki müziğin sınırları olmadığı klişesine geliyorsunuz ama bu gerçekten de doğru. Sanırım en üzenlerden birisi Çingene Soul müziğinin annesi olarak kabul edilen ve Big Mama olarak tanıdığımız Ljiljana Buttler’ın sağlığının kötüye gittiğini öğrendiğimiz zamandı. Yavaş yavaş sahnelerden uzaklaştığını gördük. Birkaç ay sonra ise öldü... Onunla o kadar çok kez muhteşem konserlerimiz oldu ki, her zaman kalplerimizde olacak.

Haberin Devamı

- Dünyaca ünlü bir isim olan Şaban Bayramoviç ile çalıştınız. Nasıl bir histir bu ve yokluğu sizin için ne ifade ediyor?
- Şaban, dünyanın geri kalanı için, Dragi onu keşvedip stüdyoya çekene kadar tanınmıyordu. 90’lı yıllarda müzik piyasasından neredeyse tamamen yok oldu. Aylar süren bir aramadan sonra Dragi onu bularak, 2000 yılında, şimdilerde ünlü olan ‘A Gypsy Legend’ albümünü kaydetmeye ikna etti. British Songlines dergisi o albümü tüm zamanların en iyi 50 Dünya Müziği Albümleri listesine ekledi. Şaban gerçekten de bir efsaneydi; sıra dışı bir şarkıcı ve eğer ABD’de yaşıyor olsaydı John Lee Hooker ya da BB King gibi ünlenebilirdi. Kendisiyle 2006 yılında bir albümümüzü daha kaydettik. Bu dev müzisyenle çalışmış olmak çok onur vericiydi. Muhtemelen tüm zamanların en iyi Roman şarkıcısı.

Haberin Devamı

TUHAF BÄ°R Ä°Åž YAPIYORUZ

Biz, Bosna’da bir çeşit yer altı grubuyduk. Turbo folk müziği, ucuz pop akımı var dünyada. Bizse pek çoğuna göre, köklere inerek ‘tuhaf’ bir iş yapıyorduk. Başlarda daha çok sanatsal donanımlı kişilerce dinleniyorduk, genç avangardlarca... Zamanla grup daha da ünlenmeye başladı.

MOSTAR Ä°SMÄ° YANILTMASIN

Adımızda Mostar geçiyor ama amacımız savaÅŸ dönemini hatırlatmak, onu müziÄŸimize yansıtmak deÄŸil. Tam tersi, müziÄŸimizle dinleyenlerde güzel hisler uyandırmak istiyoruz. Onların Bosna’nın ne kadar güzel bir ülke olduÄŸunu düşünmesini, ne kadar güzel aÅŸk hikâyelerimiz olduÄŸunu ve ne kadar romantik insanlar olduÄŸumuzu düşünmelerini istiyoruz... Çünkü Mostar ÅŸairlerin, müzisyenlerin, sporun ÅŸehridir. Herkesin ÅŸehrimize, ülkemize gelerek gerçek Sevdah’ı aramasını istiyoruz.Â

Haberin Devamı

SEZEN AKSU’YLA ÇALIŞMAK İSTERİZ

Harika müzisyenlerin olduğunu söyleyebileceğimiz fazla ülke yok. Ama Türk müzisyenleri gerçekten dünyanın en iyileri arasında. Zengin, renkli, ahenkli ve çeşitlilik çok fazla. Sevdah’ta da Türk etkilerini fazlasıyla hissedebiliyorsunuz. Oryantal ölçekler, ifade şekilleri, müziğin icraatı gibi. Mesela biz, Türk efsanesi Neşet Ertaş ve tabii ki Sezen Aksu’yla birkaç şarkı yapmayı çok isterdik.

Mostar Sevdah Reunion, bugün Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri kapsamında saat 20.00’de Küçükçiftlik Park’ta konser verecek. Biletler 34-112 lira, Biletix’te.

KÄ°MDÄ°R

- 1998’de Dragi Sestic tarafından kurulan Mostar Sevdah Reunion, Bosna-Hersek Mostar kökenli, sevdalinka ile çingene müziğini birleştiren tarza sahip bir müzik grubu.
- Ekip şu isimlerden oluşuyor: Milic Petrovic (gitar), Sandi Durakovic (gitar), Nermin Alukic (gitar ve vokal), Senad Trnovac (davul ve perküsyon), Marko Jakovljevic (bas) ve Vanja Radoja (keman).
- Şimdiye kadar ‘A Gypsy Legend’, ‘A Secret Gate’ ya da ‘Cafe Sevdah’ gibi 7 albüm yapan grup, 200’ün üzerinde konser verdi. 2004’te İstanbul’a da gelmişlerdi.
- 2002, 2003 ve 2004 yıllarında Davorin müzik ödülünü üst üste 3 yıl kazandılar.
- Grubun iki tane de belgesel filmi var. Biri ünlü yönetmen Pjer Zalica’nın çektiği ‘MSR’, diğeri Mira Erdevicki’nin 2005 yapımı ‘Sevdah the Bridge that Survived’.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!