Yener SÜSOY
Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2003 01:59
Direklerarası'nın Selanikli güzel kantocusu Vasiliki ile Malatyalı yakışıklı klarnetçi Abdurrahman'ın dört çocuğundan biri Ülkü Erakalın.
55'inci yılını sürdürdüğü sanat geçmişinde Türk sinemasında 190 küsur filminde yönetmen ve senarist olarak imzası var, o bir rekortmen. Hem de konservatuvar kökenli bir piyanist şarkıcı-besteci, hem de Türk basınının yaşayan en eski söyleşi yazarlarından biri. Onun tek serveti 45 yıllık eşi Nebahat ile oğulları Hakan, Murat, Devrim ve 5 torunu ve de
film karelerine hapsettiği anıları. Cahide Sonku'dan Belgin Doruk'a, Nevin Aypar'dan Neriman Köksal'a, Türkan Şoray'dan Hülya Koçyiğit'e, Fatma Girik'ten Filiz Akın, Hülya Avşar'a kadar sinemanın bütün starları onun kamerasının önünden geçmiş....
Düşmedim, bu yolu seçtim- Efsane kadın Cahide Sonku'yla ilk tanışmam, kendi şirketim adına çevirdiğim ‘‘Ayşecik Sokak Kızı’’ filminde oldu. Filmindeki Gül Ana rolü onun için biçilmiş bir kaftandı. Kabul etti, istediği parayı hemen verdirttim ve karşılıklı teşekkürlerle ayrıldık. Filmin bir günlük işi vardı telefon çaldı, açtım Cahide Hanım. Acele benimle özel görüşmek istediğini söyledi, davet ettim. Yarım saat sonra odama giren kadın birkaç hafta önce konuştuğum mahcup, ezik, nazik Cahide hanım değildi. Dik bir sesle ‘‘Ülkü Bey, oynadığım bu role karşılık ne ücret ödeyeceksiniz?’’ dedi. Şaşırdım, ‘‘Bu rolü karşılığı para size ödendi, kızınız için ev kiralayacağınızı söylemiştiniz’’ dedim. Eliyle masaya vurup ‘‘Siz benimle alay mı ediyorsunuz, koskoca Cahide Sonku'yu böyle komik bir para karşılığı oynatmaya utanmıyor musunuz?’’ dedi ve ayağa fırladı. Cahide hanıma istediği parayı ödedik, o da aramızda sanki hiçbir olay geçmemiş gibi öpücüklerle yanımdan ayrıldı. Öylesine alkole tutkundu ki, istediği paralar sonunda 5 liraya kadar indi. Daha sonra onu son filmi ‘‘Mıstık’’ta kızı Ender'le bir araya getirdim. Filmin çekimi boyunca onu her sabah kendi isteğiyle yattığı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden zimmetle kendim alıp akşam yine kendim doktoruna teslim ettim. Bir gün neden bu durumlara düşüğünü ima ettiğimde, 'Ben düşmedim, ben bu yolu seçtim'' dedi. Yenerciğim, her şeye rağmen 1950'lerin en büyük starı, tiyatronun, sinemanın taçlı kraliçesi, elmas topuklu ayakkabılarından şampanya içilen Cahide bir rüyaydı.
Zeki Müren’i nankörlükle suçlayanlar- Cahide Sonku, vefatından önce bir rakı sofrasında ‘‘Zeki Müren nankörün biridir’’ deyince bir sarsıntı geçirdim. O Cahide ki, Zeki Müren'i henüz öğrenciyken keşfetmiş, ‘‘Beklenen Şarkı’’ filmini çevirtip adını afişlerin başına yazdırmıştı. Filmin kadrosunda Bedia Muvahhid, Jeyan Mahfi Ayral, Melahat İçli, Sami Ayanoğlu gibi devler var, İsmet Ay figüran. Ne ilginçtir, Zeki Müren de son konuşmalarımızda Cahide hanımdan nefretle söz edip ‘‘Benim sırtımdan milyonlar kazandı’’ dedi. Gün geldi, Zeki beyin yıllarca yanından ayırmadığı rahmetli Melahat İçli'den ‘‘Ona bütün yaptıklarım haram olsun, meğer ne kadar nankörmüş’’ sözlerini duydum.
Sadri’nin Ajda’ya attığı gol
- Sadri Alışık, Ajda Pekkan ve Esen Püsküllü'yle ‘‘Şoför Deyip Geçmeyin’’ filmini çekiyoruz, yıl 1964. Ajda'yla bu 5. filmim, sinemayı hiç sevmediğini her defasında davranışlarından, mimiklerinden okuyorum. Bu filme iyice isteksiz geliyor, sette odasına kapanıp kimseyle görüşmüyor, selamı bile yok. Sadri de, ben de illallah diyoruz ama, filmi bitirmek zorundayız. Neyse, o gün akşama kadar son sahneleri çekip paydos ettik. Ajda yıldırım hızıyla eşyalarını toplayıp hepimize tek tek veda edip ayrılırken özellikle Sadri'ye dönüp ‘‘Çolpan Hanım'a selamlar’’ dedi. Rahmetli Sadriciğimin bıyık altından gülerek anında ağzından dökülen sözler hálá kulaklarımda: ‘‘Kim diyeyim hanımefendi?..’’
Klasik olan on filmimi yeniden çekeceğimSinemada klasikleşen 10 filmini bugünkü teknikle yeniden çekeceğim. Dudaktan Kalbe, Veda Busesi, Kanlı Nigar, İki Çizgi Arasında, Dudaktan Kalbe, Gözleri Ömre Bedel, Beklenen Şarkı, Kadın Severse, Üvey Ana ve Bir Kadının Evrakı Metrukesi.
Göksel Ersoy Avrupai kişiliğiyle sinemamıza eğitimli, üst düzey seyirci getirdi, kaliteyi yükseltti. Ayrıca çok beyefendi, işini seven de bir yıldızdır.
Borçlarımı ödemek için Ali Poyrazoğlu, Bülent Kayabaş, Aydemir Akbaş ve Hadi Çaman'la 1970'lerde seks ağırlıklı 10 film yönetmek zorunda kaldım, bundan dolayı hiç pişmanlık duymuyorum. Zerrin Egeliler'in üst düzey bir emniyet görevlisi olan sevgilisi onun sadece benim filmlerimde oynamasına izin verirdi. Soyunmayı bir görev bildiği için mert ve güvenilir bir kadın olan Zerrin Egeliler'e hep saygı duydum.
Hayatımda beyazperdede ilk ve son kez Memduh hocanın zoruyla bir Ayşecik filminde manav rolünde göründüm.
Ayhan Işık çok usta bir oyuncu değildi, ama istenileni yapan, müthiş kişilik ve disiplin sahibi bir stardı.
Vahi Öz çok ilginç bir adamdı, bir ara Türk müziğinin ünlü sesi Saime Sinan'la evlendi. Sonradan öğrendim ki, Saime Hanım boyuna dövermiş Vahi beyi.
1947'de girdiğim İstanbul Belediye Konservatuvarı'nın
Beşiktaş'taki yatılı bölümünde piyano hocam, Erkin Koray'ın annesi Vecihe Koray'dı. Flüt hocam Muzaffer Tema ise yıllar sonra benim yönettim birçok filmde rol aldı.
Yeşilçam'da en çok film çeken yönetmen galiba benim, yaklaşık 200 filmim var, diziler hariç.