Bora Aksu’nun gizli İstanbul’u podyumda

Güncelleme Tarihi:

Bora Aksu’nun gizli İstanbul’u podyumda
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2010 00:00

Benim için yurtdışında başarılı olmanın en önemli kıstası istikrar. Londra, Paris, Milano fark etmez, uluslararası moda haftalarının birinde öyle üç beş kere değil, 10-15 kere üst üste defile yapabildiysen başarılısın. Bora Aksu bu anlamda gerçekten başarılı bir moda tasarımcısı. Dört kere üst üste Londra Moda Haftası’nın ‘En Başarılı Genç Tasarımcısı’ seçildiğini bir tarafa koyarak, bu sene Londra’da 16. defilesini yapıyor. Sezon sektirmediğini de hatırlatır ve müjdemi isterim. İTÜ Taşkışla Binası’ndaki İstanbul Fashion Week’in (25-28 Ağustos) gala defilesini Bora Aksu yapacak. Bu onun İstanbul’daki ilk defilesi ve bu şehirden ilham alarak tasarladığı koleksiyonu saat 21.00’de podyuma çıkacak. Aksu ile defile öncesi buluştuk ve bana gizli İstanbul’unu gezdirdi

BENİM GİZLİ İSTANBULUM
Aslında ben çok uzun süredir İstanbul’da da defile yapmayı planlıyordum ama İstanbul Moda Haftası ile Londra Moda Haftası çok yakın tarihlerde düzenlendiği için bu mümkün olmuyordu. Aynı koleksiyonu iki kere göstermeye karşıyım. İki ayrı şehir için iki ayrı koleksiyon hazırlamak gerekir. Bunu nihayet bu sene yapabildim. İstanbul için sadece İstanbul’dan ilham aldığım, gizli İstanbul’umdan yola çıkan bir koleksiyon hazırladım. Ne mutlu ki 2010 İstanbul Kültür Başkenti’ne denk geldi. Biri ‘İstanbul senin için neyi ifade eder?’ diye sorsa sıralayacağım yerleri bu koleksiyonda bir araya getirdim. Bilinen tarihi ve turistik noktalardan çok gizli kalmış mekanlar var. Beyoğlu’ndaki Kelebek Korse mağazası, Sahaflar’ın içindeki püskülcü Vahan Antikyan, ağaç oymacılığı ve kuklacılık yapan Ahmet Bey var...

ASLINDA İZMİRLİYİM
/images/100/0x0/55ea88e7f018fbb8f8864c33

16 yaşında liseyi bitirince İstanbul Üniversitesi’nde işletme okumaya geldim ve dört senem burada geçti. Ama ben bu şehri o dört senede değil, üniversite sonrası Londra’ya yerleştiğimde kısa tatiller için geldiğimde keşfettim. İstanbul’da yaşarken sadece bakıyordum, tatillerde görmeye başladım. Mimari yapısını, eskiyle yeninin muhteşem uyumunu, küçük semtlerde kıyıda köşede kalmış el sanatları zanaatkarlarını böylece tanıdım. Artık gerçek anlamda bir ayağım İstanbul’da. İstanbul Moda Akademisi’nde ders de verdiğim için iki ayda bir geliyorum. Evim yok, abimde kalıyorum. Ailemle hasret gideriyorum. Ama ileride İstanbul’da da bir evim olsun istiyorum.

İÇ ÇAMAŞIRI KUMAŞLARI KULLANDIM ÇÜNKÜ İSTANBUL ÇOK SEKSİ BİR ŞEHİR
Koleksiyon’da İstanbul’a ait hiçbir simgeyi bariz bir şekilde göremeyeceksiniz. Hikayesini bilmeyenler ‘A bu koleksiyonun ilham kaynağı İstanbul’ diyemez. Çünkü benim süzgecimden geçti. Mesela İstanbul’un ışığı yansıdı. Hani Taksim Meydanı’ndaki binalara yansıyan ve günün her saatinde değişen bir ışık var ya, işte o. Güneşin yansımaları altın rengi olarak karşınıza çıkacak. Yazlık bir koleksiyon. Altından siyaha döneceğiz. Gece de gündüz de giyilebilir. Elbise ağırlıkta ve 30 parça. Eski ve yeninin birleşmesini farklı kumaşları bir arada kullanarak anlattım. El örgüleriyle süsledim.
Bu şehrin çok eski bir tarihi olduğunu unutmadım. Bu topraklarda birçok medeniyet yaşadığı ve kazıldığında toprağın altından hala tarihi eserler çıktığı için kumaşların üst üste bindiği çok katmanlı elbiseler tasarladım. Tül, ipek ve korse kumaşları var. İç çamaşırı kumaşları da kullanarak feminen bir hava yaratmak istedim. Çünkü İstanbul çok seksi bir şehir. Seksi, gizemli ve değişken... Her gelişimde farklılaştığını görüyorum. Moda konusunda çok ciddi yol kat ettik. Eskiden kalıplaşmış bir marka hakimiyeti varken, artık insanlar kendi stillerinin farkına varıyor. Ve bu tip insan gruplarını çok seviyorum.

KELEBEK KORSE MAĞAZASI
Beyoğlu’nun en önemli köşe taşı

Bora Aksu’nun gizli İstanbul’u podyumda

Ben bu mağazayı 2005’te keşfettim ama 1930’lardan beri Beyoğlu’nda. Vitrini 100 yıldır hep aynı. Üçüncü nesilden İlya Avramoğlu işletiyor. Büyükbabası kurmuş. ‘Kadınlar korselerimi giydikten sonra kendilerini kelebek gibi hissediyor’ dermiş, mağazanın adını da bu yüzden Kelebek koymuş. Bu mağaza ilk kurulduğu yıllarda Beyoğlu’nda 15’e yakın korseci varmış. O zamanlar korse bir kadın için vazgeçilmezmiş. Zamanla hepsi kapanmış, bir tek Kelebek kalmış. Hem ortopedik hem de fonsiyonel korseler satıyorlar. Eskiden dükkanın üst katındaki atölyede üç makine, üç de kadın terzileri varmış. O kadınlar gidip, yerlerine yenileri gelmeyince modellerini iç çamaşırı markalarına fason ürettirmeye başlamışlar. Bence Kelebek Korse Mağazası Beyoğlu’nun en önemli köşe taşlarından. Onu alırsan caddenin dokusu değişir. Caddede geçen 100 kişiden belki ikisi varlığını bilir ama yine de çok önemlidir.

MELİSA KORDON
Perdelere de dansözlere de püskül


Galatasaray’daki Sahaflar Çarşısı’nda 22 yıllık bir dükkan Melisa Kordon. Püskül, kordon ve saçak yapıyorlar. Sahibi Erzurum Ermenisi Vahan Antikyan bu işi Rumlar’dan öğrenmiş. Karısıyla birlikte beyaz ve ham olarak aldıkları ipliği boyayıp makaralarda sararak, püskül haline getiriyor. Renk tutturmak konusunda iddialı. En önemli müşterileri perdeciler ve dansözler. Huysuz Virjin’e bile püskül yapmış. Benim gibi moda tasarımcıları için de püskül yapıyor. İki sezon önce Vahan Bey’le çalıştım mesela. Yine çalışmayı düşünüyorum. Küçük de olsa destek olmak, ayakta durmalarına yardım etmek beni mutlu ediyor.

SAFİR AĞAÇ OYMA VE KUKLA ATÖLYESİ
Birlikte çalışacağız


Galata’dan Tophane’ye inerken minicik bir dükkan burası. Sahibi Ahmet Gündoğdu yedi yaşından beri ahşap oymacılığı yapıyor. Çırağan Sarayı’nı süsleyen bronz heykelin ahşap kalıbını bile çıkarmış. Ahşaptan oyamayacağı şey yok. Kuklalarına bayılıyorum. Bir sonraki koleksiyonumda birlikte bir şeyler yapacağız. Ben ona çizimler getireceğim, o ağaçtan oyacak. Londra’daki usta bir yıl istedi, o ‘Üç haftada hallederim’ dedi. Farkı görüyor musunuz? Lütfen bu ustaların kıymetini bilelim.

ŞAPKALAR JAPONYA’DAN
Jennifer Aniston’un evlilik şapkasını da tasarlayan Japon şapka tasarımcısı Missa Harada İstanbul koleksiyonu için özel şapkalar yapıyor. İstanbul’a hiç gelmemesine rağmen verdiğim bilgilerle bu şehri hissetti. Ortaya koleksiyonu çok iyi tamamlayan şapkalar çıktı.

MODELLER LONDRA’DAN
Her zaman Londra’da defile yaptığım için kalıplarım oradaki mankenlerin ölçülerine ait. Bu yüzden defileme Elite Ajans’tan 10 yabancı model gelecek. Beş Türk model kullanacağım. Umarım benim modellerimi diğer moda tasarımcısı arkadaşlar da kullanır ve ortaya daha internasyonal bir görüntü çıkar.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!