BoÄŸaza takılan kılçık azizi Sivaslı Vlas

Güncelleme Tarihi:

Boğaza takılan kılçık azizi Sivaslı Vlas
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 26, 2004 00:00

Avrupa’daki 1200 kilise ve manastır, sadece Fransa’da 3 bin aile onun adını taşıyor. Efsanesi son 1700 yılda Sivas’tan Avrupa’ya, oradan dünyanın dört bir yanına yayılmış durumda. Sivaslı hekim Vlas, Fransız araÅŸtırmacı Arman Çuhacıyan’ın önce Fransa, sonra Türkiye’de yayımlanan Aziz Vlas adlı kitabıyla bugünlerde yeniden gündeme geldi. YaÅŸadığı topraklarda göz ve boÄŸaz azizi adıyla bilinen Vlas’ın Sivas’ta bıraktığı izlere baktık. Ãœstünden önce asfalt, ardından bürokrasi geçmiÅŸti.Zengin bir ailenin çocuÄŸuydu. Roma Ä°mparatorluÄŸu tarafından yönetilen Sivas’ta, 280 yılında doÄŸdu. Tıp öğrenimi gördü ve uzun yıllar doktor olarak çalıştı. O çaÄŸda hekimlik hayırseverlerin iÅŸiydi. Çok okuyan, diyar diyar gezen Vlas yoksuların yardımına koÅŸan bir hekimdi. BoÄŸaz hastalıkları konusundaki maharetiyle çevreye ün salmıştı.Sivas çevresindekiler paganizmi reddedip Hıristiyanlığı seçmeye baÅŸladığında önde gelenlerden biri de Vlas oldu. Roma’nın Sivas Ermenileri’ne yönelik hışmı sonucunda binlerce kiÅŸiyle birlikte piskopos öldürülünce halkın talebi üzerine, yerine aday gösterildi. ‘Gencim, tecrübesizim, layık deÄŸilim’ dedi önce. Halkın ve din adamlarının baskısı üzerine görevi kabul etti.ROMALILAR BAÅžINI KESTÄ°Ä°mparator Diocletianus’un elinden kurtulması gerekiyordu. Erciyes Dağı’ndaki bir maÄŸaraya yerleÅŸti. KeÅŸiÅŸ gibi yaÅŸamaya baÅŸladı. Rivayete göre onu daÄŸdaki geyikler, kuÅŸlar besliyordu. Hastalandıklarında önünde diz çöküp tedavi oluyorlardı. Bir gün ava çıkan Romalı askerler bir geyiÄŸin ardından girdikleri maÄŸarada Vlas’ın önünde dizilen hayvanları gördüklerinde ÅŸok geçirdiler. TelaÅŸla koÅŸup Roma Bölge Valisi’ne anlattılar durumu. Büyük bir birlik oluÅŸturuldu. MaÄŸaraya gittiklerinde Vlas onları bekliyordu. ‘HoÅŸ geldiniz çocuklarım, görüyorum ki Tanrı beni unutmamış’ dedi onlara. Vlas’ı ÅŸehre indiren kafilenin önüne bir kadın çıktı. BoÄŸazına kılçık takılan oÄŸlunu önüne koyup, hayatını kurtarması için yalvardı. Vlas çocuÄŸun hayatını kurtardı.Hapse atılan Vlas bir süre sonra hükümdarın huzuruna çıkarılacaktı. Pagan tanrılarına biat etmezse öldürüleceÄŸi söylendi. Reddedilince göle atıldı. Fakat Vlas suyun üstüne haç iÅŸareti yaptı, göl kurudu. Onu almaya gelen 65 asker, suların yeniden geri dönmesi üzerine boÄŸuldu. Vlas ise başı kesilerek öldürüldü. Vlas’ın mezarı Selçuklular’ın ÅŸehre girmesinden sonra türbeye dönüştü. Aziz Vlas ise ‘BoÄŸaz Evliyası’ adlı bir eren oluvermiÅŸti. BoÄŸazında sorun olan türbeye koÅŸuyordu. Aynı dönemde Aziz Vlas efsanesi Güney Avrupa ve Rusya’ya ardından tüm Avrupa, Amerika ve dünyanın dört bir yanına yayıldı. Aziz Vlas’ın mezarı yüzyıllar boyunca ÅŸifa arayanların uÄŸrak yeri oldu, ÅŸehir onun sayesinde şöhret kazandı. Sivas’tan geçen Marco Polo bile günlüğüne ‘Tanrı’nın sevgili kulu Aziz Blasius’un ÅŸehit olduÄŸu yer burası’ diye not düşecekti.14 KİŞİ 3 YIL ÇALIÅžTI1527’de azizlik sıfatını Vatikan resmen onayladı. Cerrahların, baÄŸcıların, balıkçıların, mimarların hamisi olarak Hıristiyan mitolojinde yerini aldı Aziz Vlas. Bugün Fransız kültüründe Snt Blaise, Ä°talyanlar arasında San Biagio, Polonya’da Blasej, Rusya’da Vlasi, Yunanistan’da Ayios Blasios adıyla biliniyor. Ermeniler ise ona Surp Vlas diyor. Fransa’daki her 5000 çocuktan biri onun adını taşıyor. 3000 ailenin üyeleri Blaise soyadına sahip. Sadece Avrupa’da 1200 kilise, manastır ona ithaf edilmiÅŸ. Ä°ki ayrı tür ÅŸarap, ekmek ve çöreÄŸin adı Vlas’tan geliyor. Ayrıca Dubrovnik kentinin koruyucu azizi.Ãœnlü tarihçi ve coÄŸrafyacı Äžugas Ä°nciciyan, 19. yüzyılın başında Sivas’ta Vlat kültünün yaÅŸadığını yazıyor. CoÄŸrafya adlı kitabın Asya cildine bakılırsa, o zamanlar Medrese Mahallesi’nde, Surp Vlas adındaki küçük bir kagir ÅŸapel vardı. Yapı BerberoÄŸlu Ailesi’ne ait evin bahçesinde kalmıştı. İçindekinin BoÄŸaz Evliyası olduÄŸuna, mezar taşındaki çukurda bu evliyanın ilaç karıştırdığına inanılıyordu. BoÄŸazından rahatsız Hıristiyan ÅŸapeli, Müslüman türbeyi ziyaret ediliyor, ÅŸifa dileniliyordu. Bir baÅŸka gözlem, 1847’de Sultan Abdülmacid’in fermanını BaÄŸdat valisine teslim etmeye giden heyetteki Parunak Feruhan’dan. Güncesine yazdıklarından kentte Surp Vlas adlı bir kilise bulunduÄŸunu, baÅŸka kaynaklardan ise lahtin bekçiliÄŸini bir Türk kadının yaptığını öğreniyoruz. Aziz Vlas hakkındaki ilk derli toplu araÅŸtırma dört yıl önce Fransa’da yayımlandı. Arman Çuhacıyan’ın Aziz Vlas adlı kitabını okuyan Türkiye Ermenilerinden Arsen Yarman, Kirkor Döşemeciyan, Anahit CoÅŸkun, Arsin Arşık ve 10 araÅŸtırmacı biraz daha ayrıntı bulabilmek amacıyla çalışmaya baÅŸladı. Vatikan arÅŸivlerinden Fransa ve Ä°talya’daki azize adanmış kilise, manastır ve hastanelere kadar uzandılar. Ä°stanbul’da Ermeni ve Rum Patrikhaneleri’ndeki kayıtları incelediler. Ardından Arman Çuhacıyan’ın kitabı Arusyak Özfuruncu tarafından Türkçe’ye çevrildi, elde edilen bilgilerle geniÅŸletilip Aras Yayınları tarafından geçen ay yayımlandı. Kitabın yayımlanmasına yardımcı olan ekipten iÅŸadamı Arsen Yarman, Aziz Vlas kültünün ülkemize yüzbinlerce turist kazandıracağına inanıyor : ‘Bu aziz, inanç turizmi ve dinlerarası diyalog açısından çok önemli bir aktördür’. Bir de dileÄŸi var: ‘Kitabın, hem bu topraklardan çıkmış bir azizin bu ülkede yaÅŸayanların bilgisine sunulmasını, hem de dünyanın her yanına yayılmış Aziz Vlas severlerin dikkatinin ülkemize çevrilmesine hizmet edeceÄŸini umuyorum...’Sivasta’ki lahti atıldı, kırıldı, eksildi, ÅŸimdi parçalanmış halde Kongre Müzesi bahçesinde Ä°nciciyan’ın güncesinde sözünü ettiÄŸi Aziz Vlas ÅŸapelinin yerinde bugün yeller esiyor. Sivaslılar mezar kapağındaki oyuk nedeniyle ÅŸapele Göz Baba Türbesi adını takmıştı. Göz hastaları etrafında dönüp dua ediyordu. 1947’deki kent düzenlemeleri sırasında türbenin üstünden otoyol geçti. BaÅŸucu taşı, mezar kapağı ve ayakucu taşından oluÅŸan lahit o günlerde müze olarak kullanılan Gök Medrese’ye taşındı. Aziz Vlas’ın Türkçe çevirisinin hazırlandığı 2003 Mayısı’nda Sivas’a giden bir grup araÅŸtırmacı lahti, Buruciye Medresesi’nin giriÅŸinde buldu. FotoÄŸraflarını çekti. Onlardan 15 ay sonra aynı yere gittiÄŸimizde lahit yerine tuhaf bir öyküyle karşılaÅŸtı. Ermeni araÅŸtırmacılarca fotoÄŸrafı çekildikten sonra lahit Sivas Müzesi’nin deposuna kaldırılmıştı. Müze yetkilileri lahtin bir yıl önce çok sayıda mezar taşıyla birlikte Jandarma Alay Komutanlığı’nca teslim alındığını, ÅŸehrin 20 kilometre dışına kurulan Kültür Parkı’na yerleÅŸtirildiÄŸini anlatıyordu. Altı ay önce park Ä°l Özel Ä°daresi’ne devredilmiÅŸti. Bunun üzerine Sivas ValiliÄŸi, müze müdürlüğünden taÅŸların müzeye taşınmasını istemiÅŸ, lahit Kongre Müzesi’nin bahçesinde boÅŸ bulunan bir yere konulmuÅŸtu. Taşıma sırasında baÅŸucu taşı düşüp iki parçaya bölünmüştü... Soner KAVAK (Sivas DHA)Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!