Boğaz’da üç boyutlu lazer şov
Güncelleme Tarihi:
Barış AKPOLAT
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2010 00:00
Elektronik müzikte dünyada çığırlar açan, birçok müziği başarıyla harmanyalıp yıllardır sunan ve müziğini konserlerindeki zengin görsel şovlarla sunan Jean Michel Jarre (62) salı günü İstanbul Kuruçeşme Arena’da. Önceki yıllarda İstanbul’a birçok defa gelmesi planlanan fakat organizasyonların son dakika iptal olmasıyla sürekli ertelenen efsane konseri sonunda seyredebileceğiz. Lazer gösterileri, ışıklar, çeşitli efektler ve gelişmiş teknolojilerin kullanıldığı bir şov gerçekleştirecek olan Jean Michel Jarre’ı Paris’te yakalayıp sorularımızı sorduk.
Altmışiki yaşındaki Jarre ilk albümünü çıkarttığında 24 yaşındaydı. İlk albümünden bu yana geçen 38 yıl içinde İstanbul’a birçok kez gelmeye kalktıysa da rüya konser bir türlü gerçekleşemedi. Neyse ki 15 Haziran’da kendisini nihayet izleyebileceğiz. Elektronik müzikle arası çok iyi olmayanların bile görmesi gereken bu konser hayal edebileceğinizden de öte bir görsel şova dönüşecek. Elektronik, synth-pop ve ambient müzik türlerinin öncüsü Jarre bu konuda alçak gönüllü değil ama haksız da sayılmaz. “Kimse yapmıyorken başladım elektronik müziğe. Benim ardımdan bir yol açıldı ve birçok kişiye öncülük etmiş oldum. Yaratıcılık neredeyse hep orada oldum. Her albüm benim için yeni bir mücadele” diyen müzisyen karşısına çıkabilecek tüm zorluklar karşısında güçlü durduğunu, başarılı olmak isteyen herkesin de kendine güveninin tam olması gerektiğini ekliyor.
Şimdiye kadar piyasaya çıkarttığı 21 albümü olan sanatçı sürekli yeni şeyler keşfetmeye ve yeni enstrümanlar denemeye açık olduğunu söylerken kendisine en önemli başarıları getirmiş Oxygene albümünü soruyoruz. 34 yaşındaki bu albüm çok kısa bir sürede dünya çapında 12 milyon kopya satmış ve müzisyene inanılmaz bir başarıyı ardından getirmişti. Jarre, “Oxygene’den beri müzikal bakış açımda hiçbir şey değilmedi. Sadece kendimi çok geliştirdim” diyor.
Müziğinde sürekli yeni müzikal denemeler yapan Jarre’a Türkiye’yi sormamıza gerek kalmadı çünkü her iki lafından biri Türk müziği ve kültür zenginliği. İstanbul konserinin rüyalarının konseri olacağını söyleyen Jarre, “Rüyam gerçek oluyor çünkü uzun süredir Türkiye’ye gelmek istiyordum. Son anda iptal olan konserler beni üzse de önümüzdeki günlerde Türk izleyicilerimle buluşabilecek olmak beni çok heyecanlandırıyor.” diye de ekliyor. Tasavvuf müziği ve Türk kültüründen çok etkilendiğini de söylüyor. İstanbul Kültür Başkenti organizasyonun çok ilgisini çektiğini de söyleyen ünlü müzisyen İstanbul’dan yeni müzikler keşfetmeye çalışacağını söylüyor.
KUDSİ ERGÜNER’LE ÇALIŞTI
Müzik çevrelerinde Jean Michel Jarre ve Kudsi Ergüner’in ortak çalışmaları yıllardır konuşulur. Fransa’da dünya müziği üzerine uzmanlaşan bir ortak arkadaşları sayesinde tanışan ikili birlikte de önemli bir işe imza attılar. Jarre’ın 1988’de çıkarttığı Revolutions albümü Ergüner’in Ney üflemesiyle başladı. Ergüner’li bölüm albümün ilk baskısında bulunurken ikinci baskısından itibaren bu bölüm çıkartılmış yerine Arap motifli yaylılar eklendi. Bunun nedenini şöyle açılıyor: “Ergüner ile çalışmak çok keyifliydi. Albümde ney sesinin olması çok güzeldi çünkü çok sevdiğim bir enstrüman. Albümün ikinci baskısından itibaren firmalar arasındaki bir telif sorunu yüzünden şarkıda değişiklikler yapmak zorunda kaldık.”
70 FARKLI ENSTRÜMANLA GELİYOR
Kuruçeşme Arena’da vereceği konserin de manzarasını kendisine hatırlattık. “İstanbul’un Avrupa tarafında Boğaz’ın yanında konser verip karşıya bakınca Asya’yı görebilmek müthiş birşey. Bu gerçekten benzersiz bir deneyim olacak. İstanbul’u ve Türk kültürünü zengin kılan Asya, Avrupa ve Ortadoğu kültürlerinin karışımından çok etkileniyorum ve bugüne kadar okuduğum, duyduğum herşeyi haftaya yaşayacak olmak muhteşem bir his. Haftaya gerçekleştireceğim konsere 70 farklı enstrümanı yanımda getiriyorum. En yeni video efektler ve milyonlarca rengi bir araya getirebilen lazerler kullanacağım. Seyirciler, 3D’ye hissiyatına yakın bir konser deneyimi yaşayacaklar. Konserlerimin ana fikri, teknolojiyi sürreal ve gerçekçi yönleriyle harmanlayıp artistik bir şekilde paylaşabilmek” diyen Jarre, son günlerde Daft Punk, Air, Chemical Brothers gibi elektronik müzik gruplarını dinlediğini anlatıyor. Jean Michel Jarre izleyicilerine son olarak “Oraya geleceğim için çok mutluyum. Bu benzersiz gösteriyi izleyen herkes konser sonrasında büyülenecek. Kendimi Türklere çok yakın hissediyorum” dedikten sonra Türk dinleyicilerine de selam söylememizi tembihledi.
GUINNESS REKORLU KONSERİ VAR
Büyük babası Obua çalan bir bilim adamı, Jean-Michel’in tanımıyla en ilkel Turntable olan ses miksaj masasını icat edip ilk taşınabilir Fonogram’ı geliştirdi. “Ben teknolojinin içine doğdum. Büyük babam Andre Jarre, bu gibi icatlarını bana hediye etmişti. Ben de, onun açtığı yoldan ilerleyip teknolojiyle iç içe işler yapmak istedim” diyor. Verdiği tüm konserlerde inanılmaz görsel şölenlere imza atıyor. Örneğin Mısır Piramitleri’nin arasında verdiği konser hala hafızalarda. 1987’de Houston’da verdiği Rendez-vous (Buluşma) konseri gelmiş geçmiş en kalabalık konser olarak Guinness Rekorları’na girmeye hak kazandı.
Şimdiye kadar piyasaya çıkarttığı 21 albümü olan sanatçı sürekli yeni şeyler keşfetmeye ve yeni enstrümanlar denemeye açık olduğunu söylerken kendisine en önemli başarıları getirmiş Oxygene albümünü soruyoruz. 34 yaşındaki bu albüm çok kısa bir sürede dünya çapında 12 milyon kopya satmış ve müzisyene inanılmaz bir başarıyı ardından getirmişti. Jarre, “Oxygene’den beri müzikal bakış açımda hiçbir şey değilmedi. Sadece kendimi çok geliştirdim” diyor.
Müziğinde sürekli yeni müzikal denemeler yapan Jarre’a Türkiye’yi sormamıza gerek kalmadı çünkü her iki lafından biri Türk müziği ve kültür zenginliği. İstanbul konserinin rüyalarının konseri olacağını söyleyen Jarre, “Rüyam gerçek oluyor çünkü uzun süredir Türkiye’ye gelmek istiyordum. Son anda iptal olan konserler beni üzse de önümüzdeki günlerde Türk izleyicilerimle buluşabilecek olmak beni çok heyecanlandırıyor.” diye de ekliyor. Tasavvuf müziği ve Türk kültüründen çok etkilendiğini de söylüyor. İstanbul Kültür Başkenti organizasyonun çok ilgisini çektiğini de söyleyen ünlü müzisyen İstanbul’dan yeni müzikler keşfetmeye çalışacağını söylüyor.
KUDSİ ERGÜNER’LE ÇALIŞTI
Müzik çevrelerinde Jean Michel Jarre ve Kudsi Ergüner’in ortak çalışmaları yıllardır konuşulur. Fransa’da dünya müziği üzerine uzmanlaşan bir ortak arkadaşları sayesinde tanışan ikili birlikte de önemli bir işe imza attılar. Jarre’ın 1988’de çıkarttığı Revolutions albümü Ergüner’in Ney üflemesiyle başladı. Ergüner’li bölüm albümün ilk baskısında bulunurken ikinci baskısından itibaren bu bölüm çıkartılmış yerine Arap motifli yaylılar eklendi. Bunun nedenini şöyle açılıyor: “Ergüner ile çalışmak çok keyifliydi. Albümde ney sesinin olması çok güzeldi çünkü çok sevdiğim bir enstrüman. Albümün ikinci baskısından itibaren firmalar arasındaki bir telif sorunu yüzünden şarkıda değişiklikler yapmak zorunda kaldık.”
70 FARKLI ENSTRÜMANLA GELİYOR
Kuruçeşme Arena’da vereceği konserin de manzarasını kendisine hatırlattık. “İstanbul’un Avrupa tarafında Boğaz’ın yanında konser verip karşıya bakınca Asya’yı görebilmek müthiş birşey. Bu gerçekten benzersiz bir deneyim olacak. İstanbul’u ve Türk kültürünü zengin kılan Asya, Avrupa ve Ortadoğu kültürlerinin karışımından çok etkileniyorum ve bugüne kadar okuduğum, duyduğum herşeyi haftaya yaşayacak olmak muhteşem bir his. Haftaya gerçekleştireceğim konsere 70 farklı enstrümanı yanımda getiriyorum. En yeni video efektler ve milyonlarca rengi bir araya getirebilen lazerler kullanacağım. Seyirciler, 3D’ye hissiyatına yakın bir konser deneyimi yaşayacaklar. Konserlerimin ana fikri, teknolojiyi sürreal ve gerçekçi yönleriyle harmanlayıp artistik bir şekilde paylaşabilmek” diyen Jarre, son günlerde Daft Punk, Air, Chemical Brothers gibi elektronik müzik gruplarını dinlediğini anlatıyor. Jean Michel Jarre izleyicilerine son olarak “Oraya geleceğim için çok mutluyum. Bu benzersiz gösteriyi izleyen herkes konser sonrasında büyülenecek. Kendimi Türklere çok yakın hissediyorum” dedikten sonra Türk dinleyicilerine de selam söylememizi tembihledi.
GUINNESS REKORLU KONSERİ VAR
Büyük babası Obua çalan bir bilim adamı, Jean-Michel’in tanımıyla en ilkel Turntable olan ses miksaj masasını icat edip ilk taşınabilir Fonogram’ı geliştirdi. “Ben teknolojinin içine doğdum. Büyük babam Andre Jarre, bu gibi icatlarını bana hediye etmişti. Ben de, onun açtığı yoldan ilerleyip teknolojiyle iç içe işler yapmak istedim” diyor. Verdiği tüm konserlerde inanılmaz görsel şölenlere imza atıyor. Örneğin Mısır Piramitleri’nin arasında verdiği konser hala hafızalarda. 1987’de Houston’da verdiği Rendez-vous (Buluşma) konseri gelmiş geçmiş en kalabalık konser olarak Guinness Rekorları’na girmeye hak kazandı.