Güncelleme Tarihi:
BALIK AVLAMA NOKTALARI
İstanbul’da balık tutma keyfi sadece balıkla değil manzarayla da doğru orantılı. Hele havalar da iyiyse, Boğaz’ın sunduğu beleş lezzet öyle böyle değil. Birkaç örnekle ne demek istediğimizi anlatalım: Avrupa yakasında; Arnavutköy Akıntı Burnu, Rumelihisarı, Sarıyer, Galata ve Unkapanı Köprüleri, Sarayburnu... Anadolu Yakası’nda; Kuzguncuk, Kuleli Askeri Lisesi önü, Kandilli, Çubuklu, Beykoz... ‘Birkaç örnek’ buysa varın gerisini siz düşünün.
Kayıkla balık keyfiyse başka bir ikram. Lakin bu konuda yasal bir düzenleme olmadığından, öneri yapamıyoruz. Hem teknenin güvenliği de mühim. Mazallah hava bozarsa, kötü bir tekne çok fena sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, bir balıkçı reisine yanaşıp onunla açılmaktan gayrısı aklımıza gelmiyor.
Hangisini nasıl pişirmeli
İSTANBUL’UN BALIKLARI
-Neredeyse yılın her ayı, iyotlu keyfe katkı yapan istavriti bir kenara yazalım.
İstavrit ve gümüş tazeyken tavaya iyi gelirler. Tavadaki yağ oranına dikkat.
-Zargana için buğulama seçeneğini de devreye sokabiliriz. Ama öncelik ızgarada.
-Uskumru ve palamut için tekneye çıkmak lazım. Bu ikisinin etleri sıkıdır, tavada da diri durur, dağılmaz. Yağa mesafeliyiz, yine ızgara seçeneğini önceleyip, palamut için fırın opsiyonunu özellikle ekliyoruz.
-İskorpit ve gelincik beyaz etli lezzetler. Hemen çorbaya kaçmayın. İskorpit fileto fırında enfes olur. Gelincik için Sefarad mutfağına başvurabilrsiniz.
-Kefalde lezzet için katkı şart: Fırında sebzeli buğulama.
-Lüfer için fazla söze ve sosa gerek yok. Kendisinden yağı da hazır: Izgara lütfen!
-Çupra ve levreğin deniz ürünü olanı tercih edilmeli. Fena lezzetli, fırın veya ızgarası yapılsın.
-Eşkina, tuzda balık için iyi bir seçenek. Olmadı, tam halinde fırın veya parçalı halde ızgara.
OLTA MALZEMELERİ VE FİYATLARI
Mevzu balıkçılık olunca, işin ustalarına, yani balıkçı barınaklarına uğrayıp, çıraklık etmek, pancar motor koklamak çok önemli. Biz de boş durmayıp, olta takımımızı geleneksel balıkçılık konusunda hayli kafa patlatan Kenan Kedikli’nin tavsiyeleriyle derliyoruz.
Makul, kullanışlı bir seti şu şekilde toplayabilirmişiz: Kamış 80 TL, makine 80 TL, ana beden 15 TL, çapari 2 TL, kurşun 1 TL ve tabi yedekleme (iğne, misina, kurşun, fırdöndü için) 15 TL. E tabi bir de bunlara, kova, portatif sandalye, termos, yağmurluk, şapka, vs gibi konforlu aksesuarları eklemek lazım.
YEMDE YENİ KEŞİF: TAVUK GÖĞSÜ
Yemli tarifeye girecekler için en basit öneri, midye. Hem bol hem taze. Sonra kefal için kurt, ki seyyar balık malzemesi tedarikçilerinde bulunabilir. Dahası da var: Yeni keşif tavuk göğsü. Sütle yapılanı değil, kendisi. Tabii, yem tutulacak balık ve tutulan bölgeye göre değişir. Bu tarife İstanbul tarifesi.
KAĞITTA FENER BALIĞI
Normalde balık pişirme konusunda sekteriz. Olabildiğince az müdahaleden yanayız. Lakin bu seferlik şımarıp, bir bilene danışıyor ve oltaya gelmesi çok zor olan bir balığın tarifini veriyoruz. Sula Bozis’in, İstanbul Rumlarından Yemek Tarifleri (YKY Yayınları) kitabından:
Tarif için, temizlenip fileto yapılmış bir kiloluk fener balığı, iki patates ve iki domates (yuvarlak dilimli), bir çarliston biber (jülyen kesilmiş), ince kesilmiş bir kuru soğan, iki diş sarmısak, dört çorba kaşığı maydanoz, yarım limon suyu, defne yaprağı, tuz ve karabiber gerekecek.
Yağlı kağıdın ortasına patates, üstüne domates dilimlerini, soğan ve sarmısakları koyduktan sonra iki kaşık ince kıyılmış maydanozu serpin ve üstüne balık filetolarını yerleştirin. Defne yapraklarını, limon suyu ve zeytinyağını ekleyip tuzu ve karabiberi ekleyin. Kağıdı paket gibi dörde katlayıp fırın tepsisine oturtun, önceden ısıtılmış fırında ,180 derecede, takriben 40 dakika pişirin. Servis ederken üstüne iki çorba kaşığı maydanoz serpin.