Oluşturulma Tarihi: Eylül 07, 2008 00:00
Bodrum’da bu yıl yaz mevsimiyle birlikte İlhan Berk’i de uğurladık. Kadere inanmak gerek. Alın yazımda, tatilimin son gününde İlhan Berk’in cenazesine katılıp öyle dönmek varmış İstanbul’a.
Böyle bir son görev, onun gidişiyle buruklaşan kalbime bir nebze de olsa teselli oldu.
İlk defa katılıyorum Bodrum’da bir cenaze törenine. Herhangi biri değil, kaybettiğimiz Türk şiirinin "uç beyi" olunca doğal olarak tanıdık pek çok sima vardı edebiyat dünyasından.
İstanbul’dan, Ankara’dan, İzmir’den ve yakın tatil yörelerinden gelmişti pek çok edebiyatçı.
Bodrum’un tam orta yerinde Adliye Camii. İlhan Berk’in tabutu merdivenlerin önüne konmuştu ve oğlu Ahmet Berk taziyeleri kabul ediyordu. Yanında da İlhan Berk’in çocukluk arkadaşı ressam Turan Erol. Öncesinde yapılacak anma toplantısından haberim olmadığı için ne yazık ki oraya yetişememiştim.
İstanbul’dan gelenler arasında Lale Müldür, Leyla Erbil, İnci Asena, Oruç Aruoba, Ülkü Tamer, Cem Selcen, Ertan Mısırlı, Sezai Sarıoğlu ve Ahmet Güntan vardı.
Şair Yaydar Ergülen Didim’den gelmişti tatilini kesip. İlhan Berk’in kitaplarını yayınlayan YKY’nin Yayın Yönetmeni Raşit Çavaş ve şair Hüseyin Alemdar ise Datça’dan.
HİLMİ YAVUZ YANLIŞ YAZAN GAZETENİN KURBANI OLDUİlhan Berk gibi sürekli yaşamak için Bodrum’u seçen Latife Tekin ev sahibi gibiydi adeta. Yarı zamanlı Bodrumlu olan Özdemir İnce, Hürriyet’te yazdığı kısa bir veda yazısıyla bildirmişti cenazeye katılamayacağını ve oradan vedalaşmıştı dostuyla.
Duyduğuma göre yazlarını Bodrum’da geçiren Hilmi Yavuz ise yanlış bilgi veren bir gazetenin kurbanı olduğu için katılamamış cenazeye. Gazete cenazenin öğlen kaldırılacağını yazınca Hilmi Yavuz da o saatte gelmiş camiye. Ancak bakmış ki ortalıkta kimse yok, tanıdıklarını arayıp cenazenin ikindide kaldırılacağını öğrenince 35 dereceyi bulan sıcakta daha fazla dayanamayıp dönmüş evine.
Adliye Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Gümbet’teki Türbe Mezarlığı’nda eşinin yanında toprağa verildi İlhan Berk.
Uzman mezarcı reklamını nasıl yaparDaha önce görmemiştim, İlhan Berk’in Türbe Mezarlığı’nda toprağa verilişi sırasında dikkatimi çekti. Mezarcı kendisine özel tişört yaptırmış ve adını, telefon numarasını yazdırmış sırtına. Mekan da reklamını yapmaya uygun.
SEVGİLİSİ DEĞİL ÖĞRENCİSİİlhan Berk’in cenaze haberi verilirken şair Gonca Özmen’in on yıllık sevgilisi olduğu bilgisi de araya sıkıştırılmış, bu da yetmemiş gibi manşetlere çekilmişti. Hatta 90 yaşındaki İlhan Berk’in on yıldır tanıdığı Özmen’le yaş farkının hesaplanmasına kadar vardırılmıştı iş.
Gonca Özmen’in usta olarak bellediği bir isimdi İlhan Berk. Son yıllarında şiiriyle ilgili çeşitli toplantılara giderken yaptığı yolculuklarda ona eşlik ediyordu. İlhan Berk de ona şiir yazması konusunda yol göstericilik yapıyordu.
Şiir bir bilgi ve birikim işidir. Pek çok şairin, edebiyatçının çevresinde genç hayranları, öğrencileri olur. Bu çok iyi bilinen bir durumdur, hatta bazılarına dalga geçercesine ’mürit’ dendiği bile vakidir.
Şimdi o ünlü şairlerin ve yazarların çevresindeki kadın ve erkek müritleriyle ilişkisi olduğunu mu öne süreceğiz?
Bodrum’da yaşayan galerici Zerrin Ulusman’ın anma töreni sırasında yanlış anlaşılacak bir anonsu neden olmuş buna.
Şimdi Gonca Özmen haberi bu şekilde veren gazetelere dava açmaya hazırlanıyormuş ve olayı kınamak için bir de imza kampanyası başlatılmış durumda.
İKİ CAMİ ARASINDAKİ DÖRT FARKİstanbul’da hayatını kaybeden sanatçı ve yazarların cenazeleri genelde Teşvikiye Camii’nden kaldırılır. İlhan Berk merkezden kaçmış ve yaşamak için Bodrum’u seçmişti. Cenazesi de oradaki Adliye Camii’nden kaldırıldı. Yine merkezden uzakta. İşte Teşvikiye ve Adliye Camii’nde düzenlenen cenaze törenleri arasındaki dört fark...
1. Teşvikiye Camii’ndeki cenaze törenlerinin ayrı bir riüteli oluşmuştur zamanla. Kimin nerede duracağı, nasıl haraket edeceği bellidir.
Adliye Camii’ndeki törende ise her şey doğaçlamaydı. Kim nerede duracağı konusunda acemiydi.
2. Ünlü birinin cenazesi olduğunda Teşvikiye Camii’nin avlusu kendini göstermek isteyen, oradaydım demek için gelenlerle dolup taşar.
İlhan Berk’in cenazesinde ise onu tanımayanların sayısı neredeyse yok denecek kadar azdı, daha samimi bir insan topluluğu vardı. Herkes gerçekten son bir görev için oradaydı.
3. Teşvikiye Camii’ndeki törenlere katılırken insanlar kılık kıyafete biraz daha özen gösterir.
Adliye Camii’ndeki ise sayfiye havası hissediliyordu. Şort ve sandaletle katılanlar bile vardı.
4. Teşvikiye Camii’nde cenaze namazını kıldıran imamlar ölen kişinin önemine göre mesaj veren bir konuşma yapmaya dikkat eder.
Adliye Camii’nin imamı ise çok samimiydi. İlk anışında merhum İlhan Berk dedikten sonra hep İlhan Abi diye bahsetti.