Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2005 00:00
Efes Pilsen Blues Festivalleri’ndeki tek kiÅŸilik dans ÅŸovlarıyla ‘Blues Dede’ ünvanını kazanan 83 yaşındaki Åžemsettin Ãœnlü, hayata gözlerini bir dans pistinde yumdu. Yakınlarının ‘hiç yaÅŸlanmayan çocuk’ olarak tanımladığı Ãœnlü, vasiyetini ÅŸu ÅŸekilde açıklamıştı: ‘Cenazemin ardından müzikle dans edin. AkÅŸamına da bira için, çalın, eÄŸlenin!’ YeÄŸenlerinin sahibi olduÄŸu Pozitif Müzik Åžirketi’ne kuruluÅŸundan beri destek veren, hiçbir etkinliÄŸini kaçırmayan Åžemsi Amca’yı bluesseverler daha çok Efes Pilsen Blues Festivalleri’ndeki tek kiÅŸilik ÅŸovlarıyla tanıdılar. Dans pistinin açılışını hep o yapardı. Çünkü en cesur oydu. Pistin kenarında bekleyen gençler de yavaÅŸ yavaÅŸ kendisine katılır ve cesaret eÅŸiÄŸi aşılırdı. Pozitif’in ünlü caz kulübü Babylon’da düzenlediÄŸi konserlerde de danslarıyla seyircileri coÅŸturan yine Åžemsi Amca’ydı. EÄŸlenceye, dansa, kadınlara; kısacası yaÅŸama aşırı düşkünlüğü nedeniyle yüzbaşıyken askerlikten istifa eden Ãœnlü, kendinden menkul bilgeliÄŸi, sınırsız hoÅŸgörüsü, koÅŸulsuz sevgisi ve dizginlenemeyen yaÅŸam coÅŸkusu ile hem tüm sevenlerinin hem de Pozitif çalışanlarının ‘gizli gurusu’ydu.16 Mayıs Pazartesi günü, kaldıkları Ä°zmir Konak Subay Orduevi’nden, Harbiyeliler’in geleneksel baloları için eÅŸi Ãœlker’le birlikte Condrad Plaza’ya giden Ãœnlü, gece boyunca arkadaÅŸlarıyla dans edip pistten inmedi. Gecenin sonuna doÄŸru dans ettiÄŸi pistte fenalaÅŸan Blues Dede, oturdukları masaya gelerek eÅŸinin kucağına yığıldı. Saatler 00.00’ı gösterdiÄŸinde Harbiyeliler geleneksel Harbiye Marşı’nı söylemek için ayaÄŸa kalktıklarında Åžemsettin Ãœnlü kalp krizinden ölmüştü.ÅžEMSÄ° AMCA’YI ARIYORSAN BAÅžKASININ İŞİNDE BULURSUNÃœnlü, 1921’de, UÅŸak’ın merkezindeki Ä°slice mahallesinde dünyaya gelir. Küçük bir çocukken bile kendisinin dışında herkesin iÅŸine koÅŸan Ãœnlü, bu yüzden okuyamayınca ailesi tarafından ortaokulu bitirmesi için EskiÅŸehir’deki aÄŸabeyinin yanına gönderilir. Nerdeyse bir ömrü Åžemsi Ãœnlü ile birlikte geçiren kuzeni Åžahap UluÄŸ, ‘Bir gün mahallede bundan yoÄŸurt istemiÅŸler. Bulamayınca 40 dakika mesafedeki köye yürüyerek gidip alıp getirmiÅŸ. Yardım için yapamayacağı ÅŸey yoktu. Onu tanıyanlar ‘Şemsi Amca’yı arıyorsan baÅŸkasının iÅŸinde bulursun’ der’ diyor. Despot annesi tarafından ‘uçarı’ olarak nitelendirilen Ãœnlü, ortaokulun ardından ‘hiç olmazsa biraz disiplin’ kazanması için Bursa Askeri Lisesi’ne gönderilir. Burada, çok güçlü kuvvetli olduÄŸu ve çevresindeki anlaÅŸmazlıkları bu yolla çözümlediÄŸi için arkadaÅŸları kendisine ‘Ayı Åžemsi’ lakabı takarlar. UluÄŸ, ‘Bunu sınıf mümessili yapmışlar. Birbirleriyle kavga eden çocukları enselerinden tutup kafalarından tokuÅŸturuyormuÅŸ. Hálá sınıf arkadaÅŸları onu bu lakapla tanırlar’ diyor. Ãœnlü, askeri liseden hoÅŸlanmasa da vazifelerini yerine getirmiÅŸ, ancak çılgınlıklarına burada da devam etmiÅŸ. UluÄŸ; ‘Şemsi arkadaÅŸlarıyla en çok kaç ÅŸiÅŸe su içerim diye iddiaya girmiÅŸ. Ölmek üzereyken kurtarılmış’ diye anlatıyor. Askeri lisenin ardından Harbiye’ye devam eden Ãœnlü, mezuniyetinden sonra, annesinin ‘Evlen’ emriyle iÅŸaret ettiÄŸi Ãœlker hanımla evlenir. Meslekteki 10 yıllık mecburi hizmeti tamamlar tamamlamaz da, ‘istihkam yüzbaşısıyken’ askerlikten istifa eder. UluÄŸ; ‘Hayatını bir kez olsun planlamayan, eÄŸlence ve muhabbetten baÅŸka bir ÅŸey hedeflemeyen Åžemsi için askerlik fazla disiplinli bir meslekti. O, gün ne getirirse onu yaÅŸayan bir insandı. Hiçbir zaman kendini bu mesleÄŸe ait hissetmemiÅŸti’ diye anlatıyor. Åžemsi Ãœnlü, askerliÄŸi bırakınca Amasya Suluca Åžeker Fabrikası’nda çalışan kuzeni Åžahap Uluğ’un yanına inÅŸaat Fen memuru olarak girer. Daha sonra da onunla birlikte Malatya, Kastamonu ve Ankara’daki ÅŸeker fabrikalarında görev yapar. Kendisinden üç çocuk sahibi olduÄŸu eÅŸini sever ama gittiÄŸi her ÅŸehirde de platonik sevgililer edinmekten geri durmaz.Amerikalı Nancy’i bir türlü unutamadı Åžemsi Ãœnlü, Ankara’da görev yaptığı sırada tanıştığı Nancy adlı Amerikalı bir kıza aşık olur. Kuzeni Åžahap UluÄŸ anlatıyor: ‘Kız bunun arkadaşının evine kiracı olarak girmiÅŸ. Åžemsi evi boyadı, döşedi. Kızın Türk subay bir sevgilisi vardı. Adam Åžemsi’yi kıskanınca kız bunu bıraktı. Daha sonra ABD’ye döndü evlendi. Ama irtibatları hiç kesilmedi. Nancy iki günlüğüne bile olsa Türkiye’ye gelip Åžemsi’yi gördü. Åžemsi de onun daveti üzerine ABD’ye gitti ve kadının kocasıyla birlikte yaÅŸadığı evde 40 gün kaldı. Ãœstelik Ä°ngilizce de bilmiyordu. Bize çizdiÄŸi resimlerle anlaÅŸtıklarını anlatıyordu.’ Åžemsi Ãœnlü, özel günler için tüm sevdiklerine göndermek üzere kendi elyazısıyla özenle hazırladığı kartlardan Nancy’e de paskalya ve bayramlarda göndermeye devam eder...Cenazemde dans edin Åžemsi Bey, 1961’de Ä°stanbul’a müteahhitlik yapan kuzeni Åžahap Uluğ’la birlikte çalışmak için gelir. Yaptığı iÅŸlerde iyidir ama asla kariyer, baÅŸarı hedeflemez. O yüzden en büyük keyfi, yeÄŸenleri Ahmet ve Mehmet Uluğ’un 1989’da kurduÄŸu müzik ÅŸirketi Pozitif için çalışmaya baÅŸladığında alır. Yaptığı iÅŸin adı ‘İç Hizmetler Müdürlüğü’dür ama o konserlerde sahne arkasında da çalışır, sandviç de satar, seyircileri de coÅŸturur. Babylon’un en yaÅŸlı müşterisi ünvanına da sahip olan Åžemsi Amca, ‘Cenaze müziÄŸinde bile dans ederim’ der. Vasiyetini de ÅŸu ÅŸekilde açıklar; ‘Cenazemin ardından müzikle dans edin. Cenazenin akÅŸamına da bira için, çalın, eÄŸlenin!’ Â
button