Blender kuşağı obezite adayı

Güncelleme Tarihi:

Blender kuşağı obezite adayı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 16, 2010 00:00

Blender’lar çoktandır mutfakların demirbaşı. Bebekleri ek besinler almaya başlayan anneler de bu hızlı ve pratik öğütücüye sıkça başvuruyor. Sebze, meyve, çorba, et ne varsa içine atıp, saniyesinde bebeklere yemek hazırlamak kolay. Ancak ‘blender bebekleri’ denen bu yeni kuşaklarda çiğneme ve tat alma becerisinde körelme, hatta şişmanlık gibi sorunları giderek artıyor

Uzmanlar bebeklere ilk altı ay sadece anne sütü verilmesi gerektiğini savunuyor. Sonrasında ek gıdalara geçilince beslenmeyle ilgili sorunlar başlıyor. Bebekler bir yandan yeni tatlara, diğer yandan anne sütünden farklı formlardaki gıdalar alışmaya çalışıyor. E malum, bunun için de hem annenin hem de bebeğin biraz zaman ve sabra ihtiyacı oluyor.
Uzmanların önerisi ilk ek gıdalarla tanışan çocukların yiyeceklerinin çatalla ezilmesi ya da kevgirden geçirilmesi. Ancak birçok anne daha kolay bir yöntem olan blender’ı tercih ediyor.
Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar; “Teknolojinin mutfağımıza büyük kolaylıklar katıyor ama beslenmeye ilişkin en temel gerçekleri yeniden gözden geçirmemiz gerek. Örneğin tamamlayıcı besin dönemine geçen bebeklere blender’dan çıkmış yiyecekler verilmesi tat alma becerisini köreltiyor. Yine bu besinleri tüketen bebeklerin kan şekerleri hızla yükselip düşüyor. Dolayısıyla açlık-tokluk kontrollerini kaybediyorlar. Bu da obeziteye yol açıyor” diyor.

YUTAMAZ DİYE DÜŞÜNMEYİN

Bebeklere verilen ek besinlerin türü kadar kıvamı da önemli. Dikkat edilmesi gereken şey, bebeğin ağız içi gelişimine uygun besinlerin tercih edilmesi. Bu döneme mama kıvamında besinlerle başlanmalı ve yavaş yavaş püre kıvamına geçilerek bebeğin çene ve diş gelişimi desteklenmeli. Kanar, “Bebeğe sürekli blenderdan geçmiş karışımlar vermek sorunlara davetiye çıkarır. Tamamlayıcı beslenmeye yoğurt ve elma suyu gibi akışkan besinlerle başlayıp, yedinci aydan itibaren pütürlü besinlere geçilebilir” diyor.
“Bebeğim daha küçük, yutamaz” gibi düşünceler doğru değil. Bunun doğal bir süreç olduğu unutulmamalı. Bebeklerde ilk diş genellikle 5-10’uncu aylar arasında patlar. Aylar ilerledikçe de dişler tamamlanır. Aslında bebeğin dişlerinin çıkmaya başlaması ağız gelişiminin göstergesi. Kanar, “Yedinci aydan itibaren çiğneme refleksi de başlar. Bebek artık besinleri ağızda çevirebilme, diliyle yutağa aktarabilme yeteneğine sahiptir. Yedinci aydan itibaren blenderla vedalaşın! 1 yaşına bastığındaysa çok sert olmayan tüm besinleri çiğneyebilecek çene yapısına kavuşur” diyor.
Çiğneme faaliyeti önemli. Çünkü beyne tokluk sinyalinin de gitmesini sağlıyor. Bebek çiğnemeyi ne kadar çabuk öğrenirse, ileriki yaşlarında açlık-tokluk kontrolünü çok daha iyi yönetir.

DİŞLERİNİ TAKİP EDİN KIVAMLARI AYARLAYIN

* Bebeğin ilk altı ayı sadece anne sütüyle beslenerek geçirilmeli.
* Altıncı aydan sonra günlük beslenmesinde 1-2 küçük öğün şeklinde ek besinler yer almalı. Bunlar 6-7’inci aylar arasında yoğurt ve meyve suyu gibi akışkan, mama kıvamında, yutulması sorun olmayan besinler olmalı.
* Bu dönemde bebeğin hangi dişlerinin çıktığı izlenmeli. Ön dişler her zaman ilk çıkanlar olmayabilir. Dişlerin çıkması bazen onuncu aya kadar uzayabilir. Bu, bebeğinizin yemeğininin hangi kıvamda olması gerektiğini gösteren önemli bir ölçüt.
* Yedinci aydan sonra çoğalan dişler ve ağız içinde çevirme hareketi yapabilmesiyle, artık blender’ı bir kenara koyun. Çatalla ezilerek çiğneme kıvamına getirilmiş besinlere başlayabilirsiniz.
* Sonrasında fındık büyüklüğünde parçalı bir yemeği rahatlıkla yiyebildiğini göreceksiniz. Bebeğinizin yemek seçen bir çocuk olmasını önlemek için, daha bu aylardan besinlerin tatlarını ona tek tek öğretmelisiniz. Verdiğiniz yemekler bu nedenle karışım şeklinde olmamalı.

OBEZ BEBEK ALARMI

Altıncı aydan itibaren bebeğin ağız içi gelişimini desteklemek önemli. Bunun için de yedinci aydan itibaren blender’dan geçirilmiş, mama kıvamındaki besinlerden uzak durulmalı. Kanar, “Aksi taktirde 1 yaşına gelmiş ve çiğnemeyi öğrenememiş bir bebeğiniz olur. Daha da kötüsü blenderize edilmiş, mama kıvamındaki karışımlar mide ve bağırsakta hızla emilir ve yine hızla kana geçer. Hızlı yükselen kan şekeri hızlı düşer ve bu da bebeğinizin uzun süre tok kalmasını engeller. Bebeğin tokluk algısı değişir, besin tüketimi artar. Bu bebekler ileride obez olabiliyor” diyor.

ONLARIN DA DAMAK TADI VAR

Bebeklerin tat algısının bulunmadığını düşünmek büyük bir yanılgı. Anne karnındaki yaşamın 12. haftasından itibaren bebekler tatları ayırt edebilir. Annenin yediği besinlerin tadı amnion sıvısına geçer, bebek de bu sıvıyı yutarak tatları öğrenmeye başlar. Tamamlayıcı besin dönemi bebeklerin tat algısının oluşması açısından da önemli. Besin algısının oluşmaması ileride besinleri reddedebilme riskini artırır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!