Hakan GENCE
Oluşturulma Tarihi: Nisan 03, 2010 00:00
15 - 18 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek Dünya Ralli Şampiyonası Türkiye ayağında yarışan tek kadın yarışçılar bizden: Burcu Çetinkaya ve co-pilotu Çiçek Güney. Fotoğraflarına baktığınızda, bu iki bakımlı ve güzel kadının pistlerde erkeklere kök söktürdüğünü tahmin edemeyebilirsiniz. Hatta, Hürriyet Pazar’ın Aralık 2009’da yaptığı ankette, Burcu Çetinkaya en seksi kadın sporcu seçilmişti. İkili bugüne kadar 40’ın üzerinde yarışa katıldı, dereceler aldı.
Onların hikayesi, birlikte snowboard yaptıkları yıllarda başladı. Şimdi yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor. Dünya Şampiyona’sının ardından, Kıtalararası Ralli Şampiyonası’na katılacaklar. Biz daha yarışlar yapılmadan onları zirveye çıkardık, İstanbul’un en yüksek binası Sapphire’ın 54. katında, yarışacakları otomobille fotoğrafladık.
İkiniz de snowboard yapıyordunuz. Hatta bir dönem rakiptiniz. Nasıl biraraya geldiniz?
Burcu: Çiçek’i uzaktan takdir ediyor ama hafiften gıcık oluyordum.
Çiçek: Bir arkadaşımla katılacağımız yarışa geç kalmıştık. Yetkililer “Eğer sizden önce yarışan kızlar, yarışa dahil olmanızı kabul ederse buyrun yarışın” dedi. Bu kızlar arasında Burcu da vardı ve sadece o yarışa girmemizi kabul etti. Bu olaydan sonra yakınlaştık ve dost olduk.
Ralli birlikteliği nasıl başladı?
Burcu: Pist yarışlarına 2005’te başladım. Ardından ralliler geldi ve 2007 başında co-pilot arayışına girdim. Adrenalini çok sevdiği ve sporcu olduğu için önce bu işi Çiçek’e teklif ettim. Çiçek, yarışları Formula 1 gibi sanıyordu. Toz toprak olacağını, lastik değiştireceğini bilmiyordu!
Çiçek’in ilk ralliye kırmızı oje ve makyajla gittiğini duydum...
Burcu: Bu biraz abartı, şehir efsanesi ama oje durumu gerçek. Kırmızı ojelerini hala mutlaka sürüyor. Ama bizi sadece fotoğraflardan tanıyanlar, yarışlarda görünce hayal kırıklığı yaşayabiliyor. “Normalde bu kızlar daha güzel gözüküyor, o kızlar bunlar mıymış!” diyenler oluyor.
Co-pilotun sizin için önemi ne?
Burcu: Çok önemli, çünkü co-pilot sizin gözleriniz oluyor. Onun söylediklerine göre hareket ediyorsunuz. Çiçek sağ yerine sol derse yanlışlıkla uçabiliriz bile. Tabii arabanın içindeki enerjisi de çok önemli. Bunu biraz tango yapmaya benzetiyorum. Çiftlerin uyumu önemli.
Ben bir kadınım bari co-pilotum erkek olsun dediğiniz hiç olmadı mı?
Burcu: Erkek co-pilot fiziksel olarak güçlü. Lastiği daha hızlı değiştirip arabayı itebiliyor ama dediğim gibi uyum önemli. Bir de başarı kazanınca yanınızdaki erkekse bu başarı ona mal ediliyor. Ama Çiçek’le birlikte yarışırken kazandığımız başarılar tamamen kadınların başarısı olarak gözüküyor.
HAVA REZALET ÜSTÜMÜZ ÇAMUR TIRNAKLARIMINIZIN İÇİ SİMSİYAHTI
Hiç bu toz toprağın içinde ne işimiz var dediğiniz oldu mu?
Burcu: Bu sene İngiltere rallisinde start verilmesini bekliyorduk. Hava rezalet, üstümüz başımız çamur içinde, tırnaklarımızın içi simsiyahtı. O sırada birbirimize baktık. “Biz manyak mıyız?” diye düşündük. Ama bu durumumuz çok sürmedi.
Neden sizce bu spora kadınların ilgisi az?
Çiçek: Bence ortada çocukluktan gelen bir durum var. Erkekler araba, kızlar bebeklerle büyütülüyor. Kadınlar, adrenalini yüksek bir spor olduğu için de tercih etmiyor olabilir. Bir yandan da ileride evlenip çocuk sahibi olmak için kendilerini kısıtlıyorlar. Bir erkek, eşi hamile olsa da pilotluk yapıyor. Kadın hamile kalınca spor hayatı bitiyor. Ancak hayatla ilgili bu tarz planları kafanızda ileri bir tarihe atarsanız işiniz kolaylaşıyor.
Burcu: Sponsorlar da öyle düşünebiliyor. Aynı seviyede bir kadın ve erkek pilot varsa kadın aşık olur, çocuk yapar diye düşünüp erkekleri tercih edebiliyorlar. Ama Peugeot’nun bize bu sene destek vermesi çok önemliydi.
Bu sporda kadın olmanın avantaj ve dezavantajları neler?
Burcu: Erkeklerin yakaladıkları başarının çok azını bile yakalasanız insanlar sizi daha çok destekliyor. Ama hata yapınca da “Kadın işte, ne olabilir ki” diyorlar.
YARIŞLAR SIRASINDA TİPİMİZ KAYIYOR
Hiç kazaların veya hızın sizi korkuttuğu olmuyor mu?
Çiçek: Yok. Ben herhalde korkuyu bir yerlerde bırakmışım.
Burcu: Her yarıştan önce dua ediyor ama korkmuyorum. Sadece kazaların sebebini kendi içimde çözmeye çalışıyorum. Birlikte 40’ın üzerinde yarışa girdik ve iki kez kaza geçirdik. Bu kazalardan da sadece biri ciddiydi.
Peki sizi hayatta ne korkutur?
Çiçek: Ailemi kaybetmek.
Burcu: Ben sadece arıdan korkarım.
Bu spor para kazandırıyor mu?
Burcu: Beş yılda bu iş için çok para harcadım. Bankadan kredi çektiğim bile oldu. Ama sonuçta şu anda televizyon programı yapıyor, projelerde yer alıyorum. Bunlar da harcadıklarımın geri dönüşü oldu. Kısaca biz bu işi profesyonel olarak yapıyoruz.
Özel hayatınızda bakımlı mısınız?
Burcu: Evet. Ben hafta beş gün kuaföre gidiyorum. Yarış sonrası da kendimi kuaföre atıyorum. Çünkü yarışlar sırasında tipim kayıyor. Bu erkeksi bir iş. Kendimi daha kadınsı hissetmek için güzel bir elbise, topuklu bir ayakkabı giyip makyaj yapıyorum.
Bu sporu yapıyor olmak size yaklaşacak erkekleri korkutuyor mu?
Burcu: Evet. Bizden mümkün olduğunca uzak duruyorlar. Son bir senedir bu konuda şansım yok. Demek insan bir yerden kazanınca bir yerden kaybediyor.
Çiçek: Hayatımız yarışlarda geçiyor. Bu yüzden ilişki yaşamak zor oluyor.
HER SABAH KOŞUYORUM
Onlar için kas gücü ve kondisyon çok önemli. Burcu Çetinkaya her gün spor yapmaya çok özen gösteriyor: “Her sabah Belgrad Ormanları’nda sekiz kilometre koşuyorum. Yediğime içtiğime dikkat ediyorum. Çiçek bana göre daha rahat yaşıyor.”
TRAFİKTE SAKİNİZ
Özel hayatımızda hız yapmayı artık sevmiyoruz. Bunda ralli yapıyor olmanın etkisi büyük. Sonuçta hız tutkumuzu pistlerde atıyoruz. Bir de trafikte sürücülere mesaj vermek istiyoruz. “Bu kızlar pistlerde ne kadar hızlı” deseler de trafikte sakin araba kullandığımızı görmelerini istiyoruz.