Güncelleme Tarihi:
METİN ÜSTÜNDAĞ / PENGUEN DERGİSİ YAZAR VE ÇİZERİ
Bayramlarda elini öptüreceğimiz sorunlarımız var
- 32 yıldır çiziyorum. Kişisel olarak çok keyfini sürdüm ama memleketin dertleri değişmediği için çok da azap çektim.
- Bayramlarda bir kilo şöbiyet yaptırıp elini öpeceğimiz sorunlarımız var.
- Türbanlı kızlar çiziyorum ama yaşıyorlar. Hayalleri var, konuşuyorlar. Ben türbanın içindeki insanı görüyorum, onlarsa sadece türbanı görüyor.
- Dönem dönem tehdit alınır, korkmam. Mizaha sansür işlemez. Başka bir türlü anlatmanın yolunu mutlaka bulursunuz. Mizahçının eskisi olmaz, bakış açısı eskiyebilir.
- Çizmek bana bu ülkede hiçbir şeyin değişmeyeceğini de öğretti.
- Aynı problemleri çizmekten sıkıldım. “Yine mi Başbakan’ı çizeceğiz” diye rahatsız oluyoruz. Belki Başbakan çizilmekten sıkıldı ama biz daha çok sıkıldık.
- Tüm dergilerin kapağında Başbakan’ın olması iyi bir şey değil. Demek ki iyi yönetemiyor.
- Yandaş mizah olmaz. Ezen ve ezilen vardır. “Ne güzel eziyoruz” diye mizah yapılmaz. Tabuları da olan mizah da olmaz. Kafalar özgür olmalı. Şu da doğru: Eskiden mizah daha sorumlu, daha işlevsel, daha vicdana yönelikti.
- Mizahçılar rock yıldızları gibi karşılanıyor. Ancak öyle bir hayat sürme lüksleri yok. O küçücük köşeler üç günlük çalışmayla ortaya çıkıyor.
- Kadın hayranlarım var tabii. Ama şimdi genç
kızların, dul ve yetimlerin sevgilisinden biraz baba, abi mertebesine çıktım.
- Bizim dergide Tarkan yok. MFÖ var. Tarkan’ın gördüğü ilgiyi gördüğümüz zamanlar oldu.
- Yeni karikatürist zor yetişiyor. Bu biraz kenar mahalle çocuklarının sanatı.
- Penguen Dergisi ortalama 65-70 bin satıyor.
CEM DİNLENMİŞ / PENGUEN DERGİSİ ÇİZERİ
Atatürk çizmek de sıkıntılı bir şey
- Yedi yıldır Penguen’deyim.
- Yaptığım köşe, masadan kalkmadan aralıksız 15 saat gibi bir sürede çıkıyor.
- Haftanın bütün konularını ortaya seriyorum, aralarındaki ilişkilere bakıyorum. Her şey olur bir kompozisyon. İşleyeceğim motifleri bulduğumda ona göre çiziyorum.
- Mizahçılardan her hafta aynı performansı sergilemeleri isteniyor. Tabii herkesin buna dayanmıyor, dayanabilen de çizer oluyor.
- Karartma, sansür, baskıyı konuşmak için mizah dergileri örneği hafif kalıyor. O kadar gazeteci cezaevindeyken bizim üzerimizdeki baskıyı konuşmak istemem.
KOYU İKLİMDE OTOSANSÜR
- Yaratılan koyu bir iklim var. Artık otosansür uygularken insanlar farkına varmıyor bile.
- Çizer arkadaşlarımızla birbirimizi sert eleştiririz. Derimiz kalınlaştı bu anlamda.
- Benden apayrı zihniyet dünyasından bir kişi, benimle benzer yapıda bir iş üretiyorsa merak ederim.
- Salih Memecan ne çizmiş diye bakıyorum. İşin niteliği ve bana ne verdiği önemli. Karikatürün iktidarın dağıttıklarını sürekli arkadan toplaması komik mesela.
- Türkiye’de iktidar dışında da dalga geçilecek çok şey var. Muhalefetteki veya iktidardaki abuk sabuk şeylerin arkasında ne yazık ki toplumsal bir basınç mevcut.
- Türkiye’de Atatürk çizmek de sıkıntılı bir durum.
- Karikatüristler göz önünde değildir. İşimizi yaparken kulağımıza kulaklık takıyoruz, kimse bizimle ilgilensin istemiyoruz.
BARIŞ UYGUR / UYKUSUZ DERGİSİ YAZARI
Başbakan’ın mizah konusunda hakkı yenmemeli
- 16 yıl önce mizah yazmaya başladım.
- Aceleci bir toplumuz. Değişimler bizi yeterince tatmin etmiyor. Bütün eksikler, gedikler, sorunlar bir an önce giderilsin istiyoruz.
- Mizah yazarı olmadan önce, iyi bir mizah okuyucusuydum.
- Mizahçı eskir, bu kaçınılmazdır. Elbette klasikler vardır. Ama Deep Purple gibi müzik yapamazsınız. Bugün yapmak isteseniz anakronik bir durum olur.
- Türkiye, mizah yapan ülkeler arasında bence ayrıcalıklı bir yerde. ABD ise bu konuda çok özel bir yere sahip.
ÖZAL İNANILMAZ DAVALAR AÇIYORDU
- Mizahın siyasetle ilişkisi ciddi dönüşümler geçirdi. 1950 öncesinde iktidarla sıkı fıkı, onaylayan bir perspektifteydi. 1960’larda askeri iktidarı onayladı. Bugün adını koyduğumuz anlamda politikleşmesi Mikrop dergisinin kurulmasıyla oldu.
- Mizahçılar orta alt sınıf çocuklarıdır. Okuru da genellikle öyledir.
- Başbakan da alt orta sınıftır. Ben tahammül konusunda yanılsama olduğunu düşünüyorum. Birçok konuda son derece tahammülsüz, sorgulamaya ihtiyaç duyulan söylemleri olabilir ama mizah dergileri konusunda hakkı yenilmemeli.
- Özal’ı unutmamak lazım, inanılmaz davalar açılıyordu. Leman Dergisi uzun süre Turgut Özal’ın adını T.Ö. diye yayınladı.
- Yandaş mizah olur. Zaten mizah, yandaş olarak başlamıştır Türkiye’de. Bir mizahçının illa ki aydın muhalefetine sahip olmasını beklemek çok doğru bir şey değil.
- Vedat Özdemiroğlu’nun söylediği gibi biz cinselliğin neticesinde dünyadayız. Bende asıl rahatsızlık yaratan çini mürekkebiyle kağıda yansıtılmış bir kadın figüründen rahatsız olma duygusu.
- En çok Uykusuz satıyor. 60-65 bin civarında. Penguen ile yarışıyoruz.
RIDVAN BAĞIŞ VE GIRGIR EKİBİ
Alkışlanan krala da yazık
- Mizahçıyla okur beraber eskir. Yani yepyeni bir mizah anlayışı çıkıyor ve yıllar evvel keyifle mizah dergisi okuyan ve mahallenin fırlaması bir baba, oğlunun güldüğü şeye aynı iştahla gülememeye başlıyor.
- Bizim Başbakan’la kişisel bir derdimiz varmış gibi algılanıyor. Halbuki bütün meselemiz zihniyetle. Bu yeri gelir Başbakan olur, muhalefet lideri olur, Fethullah Hoca olur, Ordu olur, PKK olur… Kim kendi tutarsızlığını utanmadan savunuyorsa, kim bir başkasını ötekileştiriyorsa odur hedefimiz, bir nevi kral çıplak demek… Ayrıca krala da yazık: Alkışlaya alkışlaya günün birinde delirtiverirsin ‘civanım delikanlıyı’, Allah muhafaza!
- Mizahçılar herhangi bir otoriteye yandaş olamayacak kadar zeki insanlar. Hatta yandaş tabir ettiğiniz kesimin de dayanamayıp muhalefet etmek zorunda kaldığı işler gördük. Çokseslilik her zaman iyidir.
- Popüler mizahçılar varmış, kulağımıza geliyor böyle şeyler. Hatta rock şarkıcısı mizahçılar bile varmış, ona da eyvallah ama kızlar çoğunluktadır diye bir şey ne duyduk ne işittik arkadaş…
- Sosyal medyada sevgi dolu mesajların yanı sıra hakaret dolu tepkiler de alıyoruz. Henüz bomba aşamasına gelmedik şükür olsun ki…
- Youtube’da eski sevgilinizi özleyip dinlediğiniz Sezen şarkısı altında Kürtlük, Türklük, Alevilik, Suriye meselesi, Türban, 4+4+4, askeri vesayet rejimi, darbe anayasası hakkında 50 bin küfürlü yorum görünce “Aynı bağın gülüydük ya lan, ne ara n’oldu?” diyesi geliyor insanın.
- Ustalarımızdan öğrendiğimiz kadarıyla güçsüzleri, mazlumları ve manevi değerleri sarakaya almamak bu işin kırmızı çizgisi. Ayrıca gülmek için yaratılmış gözlerde yaşlar niye diyelim mi?
- Ortalama 12 bin satıyoruz.
KEREM ABADİ / CAFCAF DERGİSİ YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
İslami değil Müslüman mizah dergisiyiz
- Cafcaf İslamcı mizah değil, Müslüman mizah dergisi. Altı yıldır çıkıyor, üç ayda bir yayınlanıyoruz. 10 bin satıyoruz.
- Pek çok üniversitede araştırma konusu olduk. Kimine göre yandaşız; kimine göre Fethullah Hoca, kimine göre Adnan Hoca tarafından destekleniyoruz. Hükümet yandaşı da değiliz. Aleyhine 65 kadar karikatür çizdik.
- Toplumsal değerleri ti’ye almak, kişilerin kutsallarıyla dalga geçmek istemiyoruz. Bunları yapmak istemediğimiz için diğer dergilerden ayrışıyoruz.
- Cafcaf Müslüman mizah dergisi diye bütün çizerleri de belli bir tarikatten değil. Aramızda Marksistler de var.
ÇEKİNDİĞİMİZ TEK KONU FENERBAHÇELİLER
- İstediğinizi yazın çizin diyoruz. Ama bir tane güzel şeye işaret edin. Hadis olabilir, anneannenizin sözü olabilir. Mizah illa pislik yapmalı şartı yok.
- Penguen çıktığında Leman’la arasında fark vardı. Leman’ın neredeyse yüzde 90’ı cinsellik üzerineydi, cinselliğin suiistimali gibi.
- Bizi mütedeyyin gençler okuyor. En çok Kılıçdaroğlu’nu eleştiren kapaklar sattı.
- Siyasi mizah iyi bir şey değildir. Biz mümkün olduğunca iktidarı ve muhalefeti domuz, eşek gibi çizmemeye çalışıyoruz.
- Penguen ya da Leman gibi, otobüste otururken, sayfanın yarısını katlamak istemiyoruz. Sayfanın tam yarısında çok fena bir sahne var. Bunu dünyanın hiçbir yerinde hiç kimse açmazz.
- Ciddi bir tehdit ya da tepki almadık. Küfür edenler oluyor. Çekindiğimiz tek konu Fenerbahçeliler.
1970’ler altın dönemdi
- Türkiye’de mizah dergiciliğinin ilk önemli dönemi 1920 ile 1950 arasındaydı. Marko Paşa, Akbaba gibi dergiler bu erken dönemin önemli örnekleriydi.
- Mizah dergilerinin altın dönemi ise 1970’lerdi. Oğuz Aral ve kardeşi Tekin Aral öncülüğünde çıkan Grırgır dergisi, televizyonun lüks sayıldığı, bilgisayarın henüz ortada olmadığı bu yıllarda haftalık 250 bin satış rakımı geçiyordu.
- 1980’lerin sonunda ise Gırgır ekolünden yetişen yeni çizer ve yazar grubu yeni Hıbır, Limon ve sonra da Leman gibi yeni dergilerler yoluna devam etti.
- Son 10 yılın en popüler dergileri ise haftalık 60 ila 70 binlik haftalık satış rakamıyla Penguen ve Uykusuz oldu.
MEHMET ÇAĞÇAĞ / LEMAN DERGİSİ ÇİZERİ
İşimiz kutsamak değil
- 35 yıldır çiziyorum. Çizmek, yaşamak istediğim hayat doğrultus
İPEK ÖZSÜSLÜ / BAYAN YANI DERGİSİ ÇİZERİ
Mizah güçlüyü sıradanlaştırmak için var
- Sekiz yıldır çiziyorum. Kesin bir rakam veremem ama epey takipçimiz olduğunu biliyorum.
- Bugün mizahçıların özgürce iş yapabildikleri tek yer mizah dergileri.
- Çağa ayak uyduramayan mizahçılar var. Espriler bayatlıyor, dil ve jargon değişiyor. Her dönemin
kendine has bir dili var.
Kendini yenilemezsen bayatlaman kaçınılmaz.
- Hoşgörü az evet ama hükümetler açısından baktığımızda bu eskiden de böyleymiş. Biz eleştiri hakkımızı kullanıyoruz ve bunu mizahla yapıyoruz.
- Yandaş mizah olamaz, güçlüden yana mizah yapılamaz çünkü. Mizah gücü devirmek, güçlüyü sıradanlaştırmak
için var.
- Hayranlarım demek biraz tuhaf geldi kendi kendime
ama evet, takipçilerim, sevenlerim var.
- Mutlaka hepimizin korkuları vardır ancak buna rağmen çiziyoruz. Sağlam bir espri bulmanın büyüsü tüm korkuları siler atar, hemen çizip okuyucuyla buluşturmak istersin.
- Türkiye’de yeterince kadın mizahçı olmadığı söylenir ama o kadar da az olmadığını Bayan Yanı’yla göstermiş olduk. Artık kızlara yabancı futbolcu muamelesi yapılmasın lütfen. Kızların tüm esprilerini aile içinde yapmaları, arkadaş toplantılarına saklamaları bekleniyor.