Büşra BOZOK
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2006 00:00
Kanal D’nin sevilen yarışması "Benimle Dans Eder misin"in jürisinde yer alan Yonca Evcimik, uzmanlık alanı olan dans konusunda iddialı konuştu. Kendisinin Türkiye’de dans ile müziği en iyi buluşturan kişi olduğunu söyleyen sanatçı, assolistlerin sahne şovlarını ise ağır bir dille eleştirdi: "Assolistler dünyası ne yazık ki dans özürlüsü!"
- Yarışmada jüri üyeliği yapmanız için teklif kimden ve nasıl geldi?
Oğuz Koloğlu’ndan geldi teklif. Aslında o sıralar dans yarışması için başka bir kanalla flört ediyordum. Fakat Kanal D’deki yarışma daha ağır bastı.
- Seçmeler sırasında duygusal anlar yaşadınız mı?
Duygulandığım zamanlar oldu tabii... Adayların şahsi problemleri yüzünden zor anlar yaşadık. Aslında ben yarışmaktan ve yarıştırılmaktan hiç hoşlanmıyorum. Dolayısıyla vicdani problemler yaşıyorum. Uyuyamadığım günler bile oluyor. Sanıldığının aksine eğlenceli ve kolay bir iş yapmıyoruz.
- Yarışmacıları hangi kriterlere göre değerlendiriyorsunuz?
Yarışmada tek amacım doğru insanın ödülü alması... Hayatını dansa adayacak, bu işi profesyonel olarak seçecek biri olmalı...
- Diğer jüri üyeleri de sizinle aynı pencereden mi bakıyor, beklentiler konusunda uzlaşabiliyor musunuz?
Zaman zaman... Sevgili Uğurkan Erez ve Asena daha farklı pencerelerden bakıyor. Onlar bizim kadar akademik gözle göremiyor olabilirler. Ama jüri işte bunun için var. Herkes farklı fikirde...
- Onlar hakkında neler söylersiniz?
Uğurkan Erez, senelerdir tanıdığım ve çok değer verdiğim bir insan... Şimdi, ne kadar geç kalmışız dost olmakta diye üzülüyorum... Tan Sağtürk’ü öncelikle dansçı olarak tanıyorum. Onun da çok idalist olduğunu gördüm. Asena’ya gelince... Oryantal dansı izleyen biri değilim. Buna rağmen onun Burçin Orhon’dan sonra Türkiye’de oryantale yeni bir boyut kazandıran kişi olduğunu söyleyebilirim. Kendi kendine bir tarz yarattı.
- Bazen canlı yayında Tan Sağtürk’le atışıyorsunuz ama...
Özellikle yaptığımız bir şey değil bu. Fikir ayrılıkları sebep oluyor. Dört ayrı jüri üyesi varsa, mutlaka yaşanacaktır bunlar. Çok doğal yani...
- Jürinin en agresif üyesi diye anılmaktan korkmuyor musunuz?
Korkmam, çünkü agresif değilim. Yapı itibariyle olamıyorum. Ama kalbimdeki dilimdedir. Doğru olduğuna inanıyorsam, hiçbir kuvvet beni fikrimi söylemekten alıkoyamaz. Kimsenin hakkının yenilmesine tahamül edemem. Bu konularda çok hassasım.
- Daha önce benzer yarışmalarda jüride ciddi sorunlar yaşandığı oldu. Siz ekibiniz için ne söyleyeceksiniz?
Biz de kendi aramızda ciddi sorunlar yaşıyoruz. Aynı pencereden bakamamak ciddi bir sorun tabii... Ama ben bunu çok profesyonelce karşılıyorum. Yayın bittiği zaman herkesin yeri benim gönlümde farklıdır.
- Yarışmacıların performanslarını nasıl buluyorsunuz?
Türkiye’den bu kadar dansçı çıkacağını söyleselerdi, "800 kişi seyredeceksiniz" deselerdi, "Hadi canım" diye karşılık verirdim. Bu yarışma sayesinde Türkiye’nin bir gerçeğini gördüm; evet Türkiye dans ediyor ama Türkiye sadece göbek dansı yapıyor! Beline şıngırdak bağlayan kim varsa geldi. Aslında Türkiye’de dans kimsenin umurunda değil!
- Bu yarışmadan star çıkar mı sizce?
Eninde sonunda çıkacak. Bana göre star niteliğinde 3-4 kişi var içlerinde...
- Son yıllarda sanatçıların sahne şovları çok ön plana çıktı. Bunu yıllar öncesinden beri yapan biri olarak, mesela assolistlerin danslarını nasıl buluyorsunuz?
Mütevazı davranmayacağım, Türkiye’de dansla şarkıyı en iyi birleştiren isim benim. Assolistler dünyası ise ne yazık ki dans özürlüsü! Gülben Ergen, Hülya Avşar ve Petek Dinçöz’ün dansını beğenmiyorum. Açıkçası onlardan daha iyi dans eden birçok ev kadını var.
- Yonca Evcimik Kültür ve Sanat Merkezi’nde işler ne durumda?
Yola devam... Bu üçüncü yılımız...
- Kaç öğrenciniz var peki?
Öğrenci sayısı değişken. Bir öğrenci geliyor, ama tutup üçüncü ayında bırakabiliyor. Hobi gibi görüyor, devam edip de Milli Eğitim’den diplomamı alayım gibi bir kaygı taşımıyor. Ama genelde iyi... Bu yıl, iki yıllık hızlandırılmış sertifika programına başlıyoruz. Ayrıca konservatuarlara hazırlık programı gündemimizde... Üç yıl geçti ama ben hálá açılış kurdelesini kesemedim. Eylül sonunda açılış yapacağız.