Dilek DALLIAĞ
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2006 00:00
"Unut Beni" şarkısıyla çıkış yapan Gece Yolcuları, yeni albümü ile müzikal yolculuğuna devam ediyor. Adlarından dolayı bir müzik grubu değil de korku filmi sanıldıklarını anlatan grup elemanları, Beatles olma hayalleri yüzünden aldıkları eleştirilerden şöhretin etkilerine kadar her şeyi Kelebek’e anlattı.
- "Gece Yolcuları 2" adı, korku filmi serisini çağrıştırıyor. İlk klibinizde de fantastik öğeler var...
Uğur Arslantürkoğlu: Evet, fantastik... Klibimizi çeken Neslihan Yeşilyurt, genç ve bizi iyi gözlemleyen bir yönetmendi... Bu teknikleri de iyi biliyordu. Dolayısıyla istediklerimizi aynen bulabildik o çalışmada...
- Ne kadar ara verdiniz ilk albümden bu yana?Edis İlhan: Bizim ilk albümümüz 2004 yılının mayıs ayında çıkmıştı. Ama bu arada boş durmadık, Türkiye’nin birçok yerinde konserler verdik. Dönüşte hemen stüdyoya girdik.
- Peki neden ismi yok albümün? Bunun devamı 4, 5 gibi mi gelecek?
Edis İlhan: Keşke öyle devam etse... Biz arşiv gibi düşünüyoruz zaten.
Uğur Arslantürkoğlu: Geleneksel ve yere sağlam basan grupların çoğunda bu tavır vardır. Biz de o tavrı devam ettiriyoruz .
Edis İlhan: Numaralandırma durumu hoş geliyor gerçekten bize. Hiç sakıncası yok, böyle devam edebilir.
- Peki bu korku filmleri reyonu hikayeniz nedir?
Uğur Arslantürkoğlu: İlk albümümüz çıktığında, Bülent gidip müzik marketleri dolaşıyor ve "Gece Yolcuları var mı" diye soruyordu. İnsanlar "O
film yok, başka bir korku filmi verelim ağabey" diyorlardı.
Bülent E. Albayrak: Kolay değil grup adını oturtmak... Gerçi bizim "aman isimlerimizle tanınalım" gibi bir çabamız hiç olmadı, olmaz da... Mesela ben Stephen King hayranıyım, bütün kitaplarını okudum. Onun da Gece Yolcuları kitabı var.
- Grup ismi senden mi çıktı yoksa?
Bülent E. Albayrak. Yok, grup 1993’te kuruldu, kitap 2000 senesinde yazıldı. O bizden almış, dava açalım!
-
İkinci albümle ve şöhretle birlikte hayatınızda neler değişti?
Edis İlhan: Aslında kişisel olarak pek bir şey değişmedi. Arkadaşlarımızla yine aynı ilişkilerimize, hayatımıza devam ediyoruz. Bülent "Artık bakkala giderken bile üstüme başıma çekidüzen vermek zorunda kalıyorum. Eşofmanla bile gidemiyorum" diyor ama...
Uğur Arslantürkoğlu: Sonuçta hayatın size getirdiği bazı yenilikler tabii ki oluyor. Öğrendiğimiz çok şey var. Hatta bizimle birlikte bütün kurumlar da bazı şeyler öğrendi. Radyolara gidiyoruz mesela; haliyle radyoda çalışanlar da 5 kişiyi beraber ağırlamanın zorluklarını öğreniyor. TRT’ye gittik, onlar bile "Bu kadar tam gelen grupla karşılaşmadık, rekor" dediler. Kişisel kaprisleri olan bir grup da değiliz. Koltuk yerine tuğla üzerinde oturup röportaj verebiliriz.
- Türkiye’nin Beatles’ı olma durumunuz nedir? Köşe yazarları sizi topa tuttular da...
Edis İlhan: Aslında biz orada bir hayalden bahsetmiştik, sözümüz yanlış anlaşıldı. En başında sound’u ve duruşuyla Beatles’dan ayrı duran bir grubuz. Beatles çok önemli bir örnektir tabii.. Büyük pop ödüllerinde adamlar çıkıp da Beatles’a laf edemiyorlar. Çünkü grup olayını dünyada oturtanlar onlar...
- Bu anlamda söylediğiniz yanlış değil...
Edis İlhan: Hayır yanlış değil ama bazı insanlar onu ilk okuduğunda "Ya kardeşim, siz ilk albümünüzü çıkarttınız. Ne diyorsunuz" dedi. Ben de çok eleştiri yapan biri olduğumdan bu tarz yaklaşımlara kızmıyorum. Ama zaten sanatçılar kafasında yeller esen, ayakları yerden kesik insanlardır.
Uğur Arslantürkoğlu: Biz bunu hayal olarak görebiliriz. Evet, Gece Yolcuları’nın böyle bir hayali vardır ama bu tavır olarak vardır sadece. Beatles olmak diye bir hayali yoktur... Kimi Beatles, kimi Metallica der. Bütün grupların mutlaka hayal ettikleri bir grup olur. Ayrıca o söyleşide sadece Beatles değil, Elvis-Tarkan örneğini de vermiştik. "Solist anlamında Tarkan, Elvis’in yakaladığı starlık duygusunu yakalamıştır herhalde" demiştik. Müzik üreten sanatçıların hayal kurmasına engel olmak çok yanlış. Zaten engel de olamıyorlar. "Türkiye’de niye üretim yok" deniyor ama birileri bir şey yaptığında, hatta hayal kurduğunda bile "in bakalım aşağı" tavrı konuyor sonra.
Bülent E. Albayrak: Bizim böyle bir hayalimiz vardı ve o hayale yavaş yavaş yaklaştığımızı bu albümle ortaya koyduk. Kurduğumuz bütün hayallerin peşinden kanımızla, canımızla, ter, gözyaşı içinde çalışarak koşuyoruz. O söylemin ve hayalin boş laf olmadığı artık ortadadır. Biz Türkiye’nin Beatles’ı değil, Türkiye’nin Gece Yolcuları olduk. Bir anlamda hayalimizi bile aştık. Öbür türlü zaten kalbiniz kan pompalamaz, durağanlaşırsınız. Olduğunuz yerden memnun kalırsanız, giderek şişirme işler yaparsınız. O hayallerle ileri gideceğimizi biliyorum.
Edis İlhan: Bu hayali kurduğumuz zaman "Unut Beni" klibini çekiyorduk ve bir makyözümüz bile yoktu. Ama biz şu an istediğimiz klipleri çekebilecek duruma geldik.
Biz de olgunlaştık müziklerimiz de- İlk albüm "Hayat Bilgisi" dizisinin şarkılarına da yer verildiği için biraz teenage kitleye hitap eder gibiydi. Bu sanırım daha olgun bir albüm oldu...
Murat Arslantürkoğlu: Sonuçta hayat geçiyor, hepimiz olgunlaşıyoruz. Müziklerimiz de öyle haliyle...
Uğur Arslantürkoğlu: Ben buna katılmıyorum aslında. Albüm çıktıktan ve konserlerimize ilgi arttıktan sonra fark ettik ki, toplumun her kesiminden ve her yaştan dinleyicimiz varmış. Bizim şarkımızı bilen 16 yaşındaki gençler, evlerinde anneleriyle beraber kliplerimizi izlemeye başlamış. Yelpazemiz inanılmaz genişledi. Sadece tek bir albüm yaptığımız halde konserlerimize ilgi çok büyüktü. İkinci albümde de Gece Yolcuları tarzını hiç bozmadan sound’umuzu, kalitemizi koruduk. Albüm bizim, şirketin ve dinleyenlerin çok içine sindi....
Doğallığımızı koruyoruz- Sahnede nasıl buluyorsunuz kendinizi?
Uğur Arslantürkoğlu: Biz sahne üzerinde enerjik ve sempatik görünen bir grubuz. Hepimizin ayrı özellikleri var. Bir de her şeyden önce biz iyi arkadaşız. Bu özelliklerimizi muhafaza etmeye çalışıyoruz. Bizim için en önemli şey şarkılarımızın bu 2 yıl içinde bütün Türkiye’de hep bir ağızdan söylenmesi oldu.
Edis İlhan: Mesela birimizin utangaç olması o kadar iyi tepki alıyor ki! Doğallığı korumakta fayda var.