Bizde sevgililer özel bahçelerde buluşur oralarda sarılırsın da öpüşürsün de...

Güncelleme Tarihi:

Bizde sevgililer özel bahçelerde buluşur oralarda sarılırsın da öpüşürsün de...
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2005 00:00

Kevkeb, 29 yaşında Iraklı. İsmi Arapça’da gezegen anlamına geliyor. Hangi gezegensin, diye sorduklarında ‘Güneş’in çevresinde 9 gezegen var, ben 10’uncusuyum’ diyor. Sıradışı bir kişilik: Konuşkan, dışadönük, komik ve dobra. Melis Birder’in bu yıl İstanbul Film Festivali’nde gösterilen ‘10. Gezegen’ belgeseli Kevkeb’in günlük yaşamını anlatıyordu: İşyeri, yürüdüğü sokaklar, kız kardeşleri, ailesi, türbansız hali, saçları, sırları. Irak’ta daha önce görmediğimiz bir kadın portresiydi bu. Kevkeb yeni eşi Şivan’ı da alıp bu hafta, 5 günlüğüne İstanbul’a tatile geldi.

Fotoğraf çekiminden önce makyajını yaptı ve konuşmaya başladı. Erkek kardeşini birinci Körfez Savaşı’nda kaybetmiş, kuzeni bu savaşta hapse atılmış, kocası Kürt olduğu için evlenirken zorluklar çekmiş bir kadın olarak bütün samimiyetiyle bugünkü Irak’ı anlattı. O kadar açık konuştu ki, kocası röportaj bitmeden ‘İnşallah bu röportajı peşmergeler okumaz da ülkeye geri dönebiliriz’ diye dua etmeye başlamıştı.

Melis Birder’in belgeselinin merkezine nasıl oturdunuz?

- Melis’in kocası elçilikte çalışıyordu, ben de onlara Arapça öğretiyordum. Bir gün ‘Senden bir şey rica edeceğim, Melis buraya film çekmek için gelecek, tercümanlık yapıp yardımcı olur musun’ diye sordu. Melis’le ilk anlaşmamız ona Iraklı kadınların hayatını göstermemdi ama sonra filminin kahramanı ben oldum. Rahatım ve komiğim. Benden sıkılmıyordu. O yüzden herhalde...

n İngilizce’yi nasıl öğrendiniz?

- Bağdat Üniversitesi’nde İngiliz dili edebiyatı okudum ama ondan önce de kendi çabamla öğrenmiştim. Altyazıyla Amerikan dizileri yayınlanırdı. Running Wild’da Pierce Brosnan, Downtown’da Johnny Depp İngilizceme çok faydalı olmuştur. Duyduğumla, alt yazıyı birleştirerek öğrendim.

GİZLERSEN, HER ŞEYİ YAPARSIN

n Filmde bir kuaföre giriyordunuz. Kadınlar evlilik ve bekaret üstüne konuşup kikirdiyorlardı. Iraklı kadınlar bu konularda ne diyorlar?

- Eğer gizli yaparsan istediğin her şeyi yapabilirsin. Evlenmeden bir erkekle beraber olan birçok arkadaşım var. Yeter ki aile büyükleri bilmesin. Kadınlar arasında bu konular gayet rahat konuşulur.

n Filmde aşık olduğunuzu söylediğiniz kişi şu andaki eşiniz mi?

- Hayır, bu başka. Filmde bahsettiğim, Irak’ı ve tabii beni de terk edip gitti. Şimdiki eşim Şivan’ın bundan haberi var. Açık görüşlü ve eğitimli biri olduğu için ses çıkarmadı.

n Şivan’la nasıl tanıştınız?

- Karate dersi almak üzere, öğretmenlik yaptığım okula başvurmuştu. Bir iki kere bana sorular sordu. Sonra bir baktım her gün kapımın önünde bekliyor, seni eve bırakayım Bayan Kevkeb diyor. Ben de birkaç kere kabul ettim ama ondan hiç hoşlanmadım.

n Niye?

- Çünkü hep ‘Vücudun ne güzel’ gibi şeyler söylüyordu. Bu tarz erkekten hiç hoşlanmam. O yüzden, git bir daha gelme, dedim. Son bir şans istedi. O gün buluştuk, arabaya bindiğimizde benim çok sevdiğim bir parça vardır Arapça, onu çalmaya başladı. Sonra da ‘Seni ilk gördüğümde çevredeki bütün insanlar ve eşyalar kayboldu. Sadece sen vardın. İşte rüyalarımın kadını diye düşündüm’ dedi. Benim de kalbim çarpmaya başladı.

n Evlenmeden önce iki sene flört ettiğinizi söylediniz. Aileniz açık fikirli demek ki.

- Hiç olur mu! Bir keresinde sabah kahvaltısı için bir lokantaya gitmiştik Şirvan’la, amcamın oğlu gördü. O sırada bir şey yapmadı ama sonra beni günlerce tehdit etti, bir daha görürsem seni alnının ortasından vururum, dedi. Ben de yeminler ettim yok aramızda bir şey, tanımıyorum onu diye uydurdum. Gizli buluştuk ondan sonra, daha dikkatli olduk.

n O zaman, sokaklarda erkek arkadaşla dolaşmak riskli bir şey?

- Evet, o yüzden bahçelerde buluşuluyor normalde. Eskiden ailelerin de gittiği bahçelerdi bunlar ama çiftler basınca aileler azaldı. Orada elele de tutuşursun, sarılırsın da öpüşürsün de.

n Nerede bu bahçeler?

- Şehrin çeşitli yerlerinde. Ama biz Şivan’la pek oralara gitmedik. Gerçekten seven erkek sevgilisini oralara götürmez çünkü ne de olsa tehlikeli, biri görebilir. Esas sorunlar ailelere evleneceğimizi söyledikten sonra başladı.

KOCAM KÜRT, BEN ARAP

Nasıl sorunlar?

-Ne benim ailem onu ne de onun ailesi beni istedi. Biz Sünni Arabız. Shwan ise Kürt. Benim bir Kürt’le evlenmemi istemediler. Ben de Kürt olmasının ne önemi var, bakın Sünni, Sünni olmaktan daha önemli ne var, deyip durdum. Biz Araplar evlenirken bir kontrat imzalıyoruz. Erkek kadına evlenmeden önce ve eğer boşanırsa belli miktar para vereceğini taahhüt eder. Babam, Şivan Kürt olduğu için normalden daha çok para istedi. Evlenmeden önce 5 milyon, boşanırsa 10 milyon dinar verecek bana. O kontratı da yanımızda getirmek zorunda kaldık çünkü Kürt sınırından geçerken illa bunu görmek istiyorlar. Çılgın Kürtler!

n Onun ailesi de siz Arap olduğunuz için mi istemedi?

-Yok canım. Onun annesi beni istemedi çünkü ben Şivan’dan 4 yaş büyüğüm. Şivan’a sürekli başka gelinler bulmaya çalışıyor, o da hepsini reddediyor, ben Kevkeb’i seviyorum diyor ama kadıncağızın kafasına bu bir türlü girmiyor. ‘Kevkeb’i unut, başka şey iste’ deyip duruyor. En sonunda bırak ben konuşayım, dedim. Bir hediye aldım ve evine gittim. ‘Benim yüzüme bak, ben senin oğlundan yaşlı duruyor muyum? Nerede yazıyor benim ondan büyük olduğum?’ diye sordum. Haklısın dedi, hem zaten başka hiçbir kızı da beğenmiyor. Peki evlenin ama benimle oturun dedi. Yok biz sık sık ziyarete geliriz dedim, hallettim.

SEN ÖNCE KENDİNİ KORU

n Savaş başladığında neredeydiniz?

-İlk bombalamadan bir gün önce Samara’ya gitmiştik. İki hafta kadar orada kuzenlerimde kaldık. Bağdat düştükten sonra Amerikan askerleri Samara’ya da girdi. Biz de bari evimize dönelim diye Bağdat’a geri döndük. Ama iki ay boyunca işe falan gidemedik.

n Son bir senedir hayat biraz daha kolaylaştı mı yoksa daha mı kötü?

- Giderek kötüleşiyor. Artık Arap ırkları birbirine girdi. Amerikan askerleri birbiriyle savaşan iki farklı etnik grubu gördüğünde ne yapıyor biliyor musunuz? Bir tanesine gidip size yardım ederiz, silah sağlarız diyorlar. Sonra diğerine de gidip aynı şeyi söylüyor. Sonra da yan gelip olanları izliyorlar. Herkes birbirini öldürsün, bol bol kan aksın diyorlar. İntihar bombacıları da onların yalanı. O patlayan bombalardaki teknolojiler hep Amerikan marifeti. Geçtiğimiz hafta El Kaide’nin 13 tane kamyonu Adamiye’ye gelmiş ve neredeyse 2 saat orada kalmış. Amerikan askerleri bunu görmesine rağmen hiçbir şey yapmamış. Şivan bunu kendi gözleriyle gördü. Hani en büyük düşmanları El Kaide’ydi?

n Birkaç senedir beraber yaşar oldunuz. Amerikan askerleriyle konuşuyor musunuz arada bir?

-Her akşam evimin önünden geçiyorlar ama hiç muhatap olmuyorum. Yalnız bir keresinde 12-13 yaşındaki bir kız gelip bana ‘Bu adamı çok beğeniyorum ona söyler misin’ dedi. Ben de ‘Kız seni beğenmiş’ dedim. O da ‘Aa ne tatlı’ falan dedi. Sonra beni kenara çekip onlarla çalışıp, tercümanlık yapmamı istedi. Kabul etmedim. Diğer bütün Iraklılar gibi ben de onlardan hoşlanmıyorum. Biz seni koruruz falan dediler, ben de siz önce kendinizi koruyun dedim ve gittim.

n Hiç direnişe katılmayı düşündünüz mü? Kadınlar arasında böyle fikirler dolaşıyor mu?

-Bir ara düşündüm ben. Ama kuzenim direnişçiydi. Bir gün Şiiler ihbar etti ve hapse atıldı. 1.5 senedir hapiste. Ben de böyle bir şey yaşamayı göze alamadım. Hapiste çok Iraklı kadın var. Mesela bir direnişçiyi aramak için bir eve giriyorlar. Evde adamı bulamayınca karısını ya da kız kardeşini alıyorlar. Böyle provoke ediyorlar bizi.

n Kadınların tecavüze uğradıkları haberleri de geliyor...

-Biz de duyuyoruz ama gerçek mi bilemem. Amerikan askerleri daha çok erkeklere tecavüz etmeyi tercih ediyor. Hapisten çıkınca da...

n İntihar ediyorlar?

-Hayır biz intihar etmeyiz. Tecavüze uğrayan erkekler rezil olmamak için onlara hizmet ediyor.

n 15 Aralık’ta seçim var. Oy verecek misiniz?

-Vereceğiz ama ümitli değiliz. Ben Ulusal Birlik listesine oy vereceğim. Kürtler Kürdistan yapacağız diyor, Şiiler herkes zengin olacak diyor. Ulusal Birlik herkesin bir arada olduğu bir Irak vaat ediyor.

n Eşiniz de o partiye mi verecek yoksa Kürtlere mi?

-O da bu partiye verecek çünkü Kürdistan fikri ona saçma geliyor.

n Elinizde olsa Saddam’ı mı isterdiniz tekrar?

-Tabii ki çünkü mesela bu oy vereceğimiz partinin işleri yoluna koyması yıllar alacak. Saddam geri dönse ve sadece 10 dakikalığına televizyona çıkıp konuşsa her şey sütliman olur, inanın bana.

n Saddam’ın delikten Amerikan askerlerince paket gibi çıkarıldığı meczup halini gördükten sonra hálá böyle bir etkisi olacağını mı düşünüyorsunuz?

-Bu kadar saf olma şekerim! O televizyonda gördüğün gerçek Saddam değildi. Ona uyuşturucu şırınga etmişti CIA. Yoksa asla o duruma düşmezdi.

n Herkes buna mı inanıyor Bağdat’ta?

-Evet, benim çevremdekiler öyle.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!