Biz ürünü yaparız müşteriler meşhur eder

Güncelleme Tarihi:

Biz ürünü yaparız müşteriler meşhur eder
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2011 00:00

Hermes geçen hafta Roma’daki ikinci mağazasını açtı. Aynı anda tüm dünyayı dolaşacak deri sergisinin açılışı da yapıldı. Sergiyi gezdikten sonra Hermes’in Dünya Başkanı Guillaume de Seynes-Hermes ve İtalya, Yunanistan ve Türkiye’nin Genel Müdürü Francesca di Carrobio ile bir öğle yemeği yedim. Çantalarının nasıl bu kadar meşhur olduğunu sordum, yanıtladı: Biz sadece ürünleri yaparız. Onlara can ve kan veren, meşhur eden müşterilerdir

Haberin Devamı

Francesca di Carrabio İtalyan asıllı. Roma’da yaşıyor ama İtalya’nın dışında Türkiye ve Yunanistan’ı da yönetiyor. Sohbete bu üç ülkenin Hermes müşterisini karşılaştırarak başlıyor: “Dışarıdan baktığınızda Türk, Yunan ve İtalyan kültürleri birbirine yakın Akdenizlilikte birleşen kültürler. Ama kadınları lüks alımında ayrışıyor. İçlerinden modaya en düşkün olan Türkler. Ve kendileri için satın alıyorlar Hermes ürünlerini. Mesela tüm dünyada çok popüler olan Kelly ve Bikrin değil son zamanların trendy çantası Jypsiere’in peşindeler. Geçen yıl çok sattık. Yunanlılar çok klasik. Hermes’in en klasik olanını tercih ediyorlar. Ve genellikle hediye alıyorlar. İtalyanlara gelince Türk ve Yunanlıların karışımı gibi. Hem kendileri için satın alıyorlar hem de hediye olarak. İtalyanlar klasikle moderni karıştırıp kendilerine ait stiller yaratabiliyor.”

Haberin Devamı

Francesca di Carrabio’yu bulmuşken Türkiye hakkında da değerlendirme yapmasını istiyorum. Anlatıyor: “Hermes mağazalarının her birinin müşteri profili farklı. Semtten semte, ülkeden ülkeye farklılıklar gösteriyor. Mağaza müdürü müşterisinin beğenisine ve zevkine göre alımlar yapıyor. Her mağazada farklı giyim ve aksesuvar ürünlerini görebilirsiniz. Abdi İpekçi’deki mağazanın müşterisinden çok memnunuz. Mağaza müdürümüz müşterilerini çok iyi tanıyor ve onları nelerin mutlu edeceğini biliyor. İstinye Park’taysa yeni yıla girmeden ikinci mağaza açılacak. Oraya gelecek olan müşterinin profili Abdi İpekçi’den çok farklı olacak.”

HAYRÜNNİSA GÜL ÇANTASI

Bu kadar modayı takip etmeyen ve trendlerden uzak duran bir markanın dünya üzerindeki en meşhur iki çanta efsanesini yaratması çok şaşırtıcı. Üstelik kriz zamanında bile satışlarını artırıyorlar. Bunu röportaj sırasında Guillaume de Seynes’e sorduğumda bana büyük büyük dedesi Emile Hermes’in bir sözünü hatırlatıyor: “Biz sadece ürünleri yaparız. Onlara can ve kan veren, meşhur eden müşterilerdir”. Gerçekten öyle. Kelly isimli çantanın, Grace Kelly hamileliğini gizlemek için kullanıp paparazziler tarafından fotoğraflanana kadar, uzun ve hiç de kulağa hoş gelmeyen bir ismi vardı. ‘Hanımefendiler için uzun yol çantası’ gibi bir şey. Grace Kelly çantayı bu kadar meşhur edince izin alarak onun ismini verdiler. Aynı şekilde Birkin çantada Jane Birkin’in sağlam ve ağzı kolay kapanan bir çanta arzu etmesiyle doğdu.”
Belli modellerin bazı dönemlerde çok tutulması bazı dönemler ortadan kaybolması da müşterilerin beğenileriyle ilgiliymiş. Mesela Constance isimli çanta. İlk yaratıldığı yıllarda yani 70’lerde çok moda oldu. Herkes bu çantayı istedi. Sonra yıllarca ortadan kayboldu. Ta ki, geçen yıl moda dünyasındaki bazı önemli isimler tarafından yeniden taşınmaya ve tercih edilmeye başlayana kadar. ?u sıra bu çanta o kadar popüler ki geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün tercih ettiğini bile gördük.

Haberin Devamı

HERMES VE LVMH SAVAŞI 

Gelelim ekonomi dünyasının en sıcak dedikodusuna... Dünyanın en büyük lüks tüketim grubu LVMH’ın geçen yıl Hermes’in yaklaşık yüzde 17.1 hissesini satın aldığını biliyor muydunuz? LVMH’ın bu satın almaları başka şirketler aracılığıyla gizlice yaptığının ortaya çıkması sonucu ekonomi dünyası birbirine girdi. Hermes aile üyeleri bu duruma büyük tepki gösterdi. LVMH’ın patronu Bernard Arnault, “Bizim herhangi bir düşmanca niyetimiz yok, biz Hermes’in uzun süreli bir ortağı olmak istiyoruz ve yönetimde gözümüz yok” açıklamasına, Hermes CEO’su Patrick Thomas, “Eğer niyetiniz kötü değilse, lütfen geri çekilin, bir kadını elde etmek istiyorsanız flört etmenin yolu bu değildir” diyerek sert çıkmıştı. Böylece, Hermes ailesinin birbirine ne kadar bağlı olduğunu ve markalarını namuslarını korur gibi koruyacaklarını gösteren mesajını vermişti. Geçen yıldan bu yana LVMH hisselerini neredeyse yüzde 24’e varan bir orana çıkardı. Hermes ailesi hâlâ şirketin yüzde 70’ini elinde tutuyor. Bu arada elbette Hermes boş durmadı ve mahkemeye başvurdu. Fransa’nın şirket satın almalarını kontrol eden kurumu Hermes ailesinin üyelerinin ayrı bir holding kurarak şirket hisselerine belli bir süre satamama kuralı getirebileceğine karar verdi. Bu karara göre Hermes çok yakında sadece aile üyelerinden oluşan bir holding kuracak ve 15-20 yıl süreyle hisselerini hiçbir şart altında dışarıya satamayacak. Hermes yönetim kurulu aile üyesi Guillaume de Seynes-Hermes’in konuyla ilgili görüşü şöyle: “Bunu yaparak Hermes markasının ruhunu koruyacağız. Çünkü aile değerleri ve çalışma stili ancak aile üyelerinin kontrolünde yaşatılabilir.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!