Biz orta sınıf Türk erkeğine hitap ediyoruz

Güncelleme Tarihi:

Biz orta sınıf Türk erkeğine hitap ediyoruz
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 2004 00:05

Genellikle markalar, sahiplerinden daha çok tanınır. Ama Ramsey için bunu söylemek zor. Remzi Gür’ü mü tanıyorsunuz Ramsey’i mi? Başbakan’a olan yakınlığı nedeniyle medyada sıklıkla haber olan Remzi Gür’ün 1985’te Londra’da kurduğu Ramsey bugün Türkiye’de 152 noktada satılıyor. İngiltere, İtalya, Almanya gibi ülkelerde 18 mağazası var.

Herkes ısrarla A sınıfına hitap etmenin peşinde koşarken Ramsey Genel Müdür Yardımcısı Sadettin Üçeyler ‘Biz B ve C sınıfına hitap ediyoruz. 200 milyona da takım elbisemiz var, 800 milyona da... Ortalama fiyat 500 milyon lira’ diyor. 35 yaş ve üstüne hitap eden Ramsey, yalnızca takım elbise değil, bir erkeğin ihtiyaç duyduğu her şeyi üretiyor. Ayakkabı da var tişört de.

Üretimde kullanılan kumaşların yüzde 90’ı İtalya’nın Biella bölgesinden alınıyor. Yüzde onluk bölümü ise İspanya, Portekiz ve Almanya’dan temin ediliyor. İtalya’daki üreticiye istedikleri deseni ısmarlıyorlar.


KİP MARKASI DA ONLARIN

Bugünkü Ramsey’in kökeni, Remzi Gür’ün İngiltere’de aldığı siparişleri yerine getirmek için Merter’de şimdiki merkez binanın olduğu yerde kurduğu bir atölye. Remzi Gür bu atölyeyi üç yıl içinde Karabük’e taşıdı, orada ufak bir deneme tesisinin ardından Kastamonu’nun Araç kazasında 4500 metrekarelik bir alanda ilk Ramsey fabrikası kurdu. 10 bin metrekare kapalı alana sahip ikinci fabrika ise Safranbolu’da açıldı. İki fabrikada bugün 1050 kişi çalışıyor ve günde 2400 takım elbise 4000 adet pantolon üretiliyor.

Ramsey, Gürmen Grup şemsiyesinin altındaki markalardan sadece biri. Örneğin grup KİP markasını da üretip pazarlıyor. Sadettin Üçeyler ‘İsmini veremem ama İtalya’nın en gözde markasının bütün takım elbiselerini biz üretiyoruz mesela’ diye anlatıyor. ‘Yerli markalara da dikiyoruz. Rakiplerimize yani... O kadar çok markaya mal dikiyoruz ki yurtdışından sürekli Kastamonu’ya misafirimiz geliyor. Onlar kalsın diye iki tane Safranbolu evini restore ettirip konuk evi yaptırdık. Takım elbise teknolojisinde çok iddialıyız. Bunu son 10 yılda geliştirdik. İtiraf edeyim 10 yıl önce bu işi bilmiyorduk.’

REMZİ GÜR RAMSEY’İ NASIL KURDU?

Ramsey’in Genel Müdür Yardımcısı Sadettin Üçeyler patronunun hayat hikayesini şöyle özetliyor:

‘Remzi Gür bir gurbetçi çocuğu. O Türkiye’de okurken anne ve babası Kuzey İngiltere’de işçi olarak çalışıyor. Lise biter bitmez Remzi Bey de dil öğrenmek için yanlarına gidiyor. Bir yandan dil okuluna devam ederken diğer yandan annesinin ve babasının çalıştığı konfeksiyon atölyesinde işe başlıyor. Dili söktükten sonra atölyeye müdür oluyor. Üç beş yıl içinde de atölyeyi satın alıyor. İşleri büyütüyor. Marks &Spencer gibi markalara fason üretim yapmaya başlıyor. Kısa sürede ikinci atölyeyi açıyor. Belli bir süre sonra işçilik ücretlerinin altından kalkamaz hale geliyor ve üretimi Türkiye’ye taşıyor.’

TÜRKLERE RENKLİ GİYMEYİ BİZ ÖĞRETTİK

Tasarım ekibi 2004-2005 sonbahar kış koleksiyonunu şöyle anlatıyor: ‘Koleksiyonu tasarlamaya başlamadan önce sezonun ilk fuarına gidiyoruz. Kumaşları seçip, renkleri belirliyoruz. Ramsey olarak uluslararası birçok markaya mal diktiğimiz için itiraf edelim onların koleksiyonlarından da etkileniyoruz. 2004-2005 sonbahar-kış koleksiyonumuz üç ana renk üzerine kurulu: Fuşya, turuncu ve kırmızı. Takım elbiselerin içine bu üç renkte gömlekler, kazaklar tasarladık. Takımların renkleri ise klasik gri, siyah, kahve... Çizgili takım elbiseler bu sene de var. Ama çizgiler eskisi gibi keskin hatlı değil, daha gölgeli. Gri takım elbiselerin içine siyah gömlekler veriyoruz. Paçalar bollaştı, kalıplar daha fit. Ayakkabı burunları ise sivri ile yuvarlak arasında bir yerde.’

Selhan Tezerken’e göre Ramsey Türk erkeğine renkli giyinmeyi öğreten bir marka. ‘Bizim tanımladığımız Ramsey erkeği ile bizden alışveriş yapan erkek profili biraz farklı. Ama biz müşterimizi zorluyoruz. Her geçen yıl modaya daha uygun, daha trendy ve daha renkli giyiniyorlar.’

DÖRT KİŞİLİK TASARIM EKİBİ

Tasarım konusunda İtalya’da bir ofisten destek alan Ramsey’in tasarım ekibi dört kişiden oluşuyor. Sadettin Üçeyler tasarım ekibinin bağımsız çalıştığını söylüyor: ‘Onlar yaratıyor, satış ekibi seçip ürettiriyor. Satışın tasarıma baskısı yok.’ İşte ekip (soldan sağa):

Ahmet Kupal (29) Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun. Profesyonel çalışma hayatına Altınyıldız Network’de başlamış. 5 ay önce Mehmet Akın’la birlikte Collezione’dan Ramsey’e transfer olmuş.

Mehmet Akın (33) aslında İşletme mezunu. Ama Deniz Giray özel moda okulunda tasarım eğitimi almış. 5 yıl OXXO’da 2 yıl Collezione’de çalışmış. Ramsey’e geleli beş ay olmuş.

Selhan Tezerken (24) ekibin en eskisi. Mimar Sinan Üniversitesi Tekstil Tasarım Bölümü mezunu. 5 yıldır Ramsey’de çalışıyor. Erkek tasarımı yapmaya okuldayken karar vermiş. ‘Çok zevk alıyorum. Erkek tasarımı çok bakir. Yapılacak çok şey var’ diyor.

Yasemin Yakut (22) Mimar Sinan Üniversitesi Moda Tasarım Bölümü mezunu. 1.5 yıldır Ramsey’de çalışıyor.

Takımlarımızı yeni TL’ye uyarladık, bozuk para çok kullanılacak diye bozuk para cepleri yapıyoruz

Üç yıldır ‘sartorial’ (terzi işçiliği ile üretilen) takım elbiseleri üretiyoruz. Bu elbiselerde klasik ürünlerin aksine az miktarda ve esneyebilen tela kullanılıyor. Ürün kişinin formunu alıyor ve kilo alma durumunda bile vücuda uyum sağlayabiliyor. (Başbakan Tayyip Erdoğan da Ramsey’in bu hizmetinden faydalanıyor, özel terzi işçiliğiyle üretilen kıyafetleri giyiyor.)

Yıkanabilir takım elbise ürettik. İçeriğinde kullandığımız malzemenin tamamı yıkanabiliyor. Ürünü çamaşır makinesine koymadan önce özel bir fileye koyuyor ve tek başına yıkıyorsunuz. Kumaşta buruşmazlık apresi varsa ütüye de gerek yok.

Buruşmayan kumaşlarla ürettiğimiz takım elbiselere Travel Suit (seyahat takımı) diyoruz. İşadamı rahatlıkla bavuluna koyup seyahate çıkabiliyor. Travel Suit koleksiyonunun buruşmayan mont ve pardesüsü de var.

Takım elbiselere cep telefonu gözü koymak yeni bir şey değil. Ama biz telefon ceplerini radyasyon etkilerini azaltan özel bir kumaşla kapladık.

Terletmeyen, anti bakteriyel, nefes alabilen, anti alerjik, anti stres kumaşları kullanıyoruz. Azor boyaları kesinlikle kullanmıyoruz. Nikel alaşımlardan uzak duruyoruz.

Ürettiğimiz bütün elbiseleri dedektörden geçiriyoruz. Çünkü içinde iğne kırığı olan elbise başımıza iş açıyor. Yurtdışında sırf bu yüzden 5 bin sterlin tazminat ödeyen firmalar var. Bizim her terzimizin bir tek iğnesi vardır. Kırılan iğneleri parçalarıyla getirir öyle yeni iğne alır. Buna rağmen son halini dedektörden geçiriyoruz.

Son yeniliğimizin ismi süper crease pantolon. Bu pantolonda ütü izini bir kimyasalla sabitliyoruz. Pantolon 50 kere kuru temizlemeye gitse bile ütü iz kaybolmuyor.

Son zamanlarda bütün pantolon ve ceketlerimizi yeni Türk Lirası’na uyumlu üretiyoruz. Bozuk para çok sık kullanılacak diye hepsine bozuk para cepleri yapıyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!