Biz böyle değildik

ŞU yaşadığımız ülkenin haline bir bakın. Terör yeniden hortladı. Güneydoğu’da her gün askerimiz, polisimiz şehit ediliyor, İstanbul’da oteller bombalanıyor, ‘kınama mesajlarını’ duydukça göğsümüz kabarıyor! Diyarbakır’ın tüm belediye başkanları, öldürülen teröristin ailesini ziyaret edip destek veriyor, adamlar halen görev başında. Soruşturma açılmış, oh ne güzel!Genelkurmay Başkanı dün bu konu kendisine sorulduğunda tek cümle ile yanıt veriyor: ‘Uygun olmayan bir hareket tarzı uygulanmıştır.’ Demek ki bu kadarcık! İnsan Hakları Derneği isimli kuruluş adeta PKK’nın şubesi gibi çalışıyor. Dün yaptıkları açıklamada ‘bu insani bir meseledir’ deniliyor. Pusular, mayınlar, bombalama eylemleri gırla gidiyor ve işin ilginç yanı, bunları yapanların şakşakçıları bülbül gibi şakıyıp milyonlarca insanımızın tepesini attırmaktan utanmıyor.Abdullah Öcalan, İmralı Adası’nda her avukat ziyaretinde konuşuyor, direktifler verip terör çağrıları yapıyor. Bu çağrılar Alman devletinin koruması altında Almanya’da yayınlanan PKK gazetesinde yer alıyor. AB pazarlığı nedeniyle gıkımız çıkmıyor. Adam yakında gazetecileri İmralı’ya çağırıp açıktan basın toplantısı yapacak!Kuzey Irak’ta kamyon şoförlerimiz rehin alınıyor, başları kılıçla kesiliyor, Türkiye hiçbir şey yapamıyor. Tam tersine, ‘aman ticaret sürsün, para kesilmesin’ anlayışıyla insanlarımızı ölüme göndermeyi sürdürüyoruz. ***Van olayında devlet rezil duruma düşürülmüş, Vali Bey CHP ile polemiklere girişiyor, aşiret reisi basın toplantısı düzenleyip ‘gerekirse hesap sorarız’ diye CHP’ye posta koyabiliyor. Vali yerinde!Adamına göre muamele. Yargı, Kızılay yönetiminin yasadışı olduğunu karara bağlamış. Kim takar yargı kararını! Yasadışı yönetim geçtiğimiz günlerde hem de Ankara’da kongre topluyor, kendi kendini yeniden seçiyor... Çünkü onlar AKP’nin kadrosu. Hızlandırılmış tren cinayeti oluyor, rezalet belgeleriyle ortaya çıkıyor, Ulaştırma Bakanı ile TCDD Genel Müdürü makam koltuklarında oturmayı sürdürüyor. Herhalde dünkü kazadan sonra da sürdürürler.Adına ‘istifa’ denilen kavram Türkiye’de kalmadı. Bay Patrik, Reuters Ajansı’na demeç verip ‘Türkiye’de bize din özgürlüğü yok. AB baskı yapsın’ diyor. Sözleri tepki görünce yalanlama yapılıyor, durum bu yolla kurtarılmaya çalışılıyor. ***İstanbul’a yağmur yağacak. Meteoroloji günler öncesinden bildirip önlem alınmasını istiyor... Çünkü biliniyor ki, bir yağmurda İstanbul felç olacaktır. Yağmur yağıyor, insanlar ölüyor! Kar yağınca neler olduğunu geçen kış görmüştük. ‘Böylesine başarılı’ olmuş İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden transfer edilen Tayyip Erdoğan kadroları, kendisinin önderliğinde şimdi devleti yönetiyor!Son 6 ayda cari açık 10 milyar dolara ulaştı. Yıl sonunda 20 milyar dolar olması bekleniyor. Korkunç bir rakam. Akaryakıt, tüpgaz, doğalgaz, çay, şeker vesaire zamları birbirini izliyor. Buna karşın enflasyon eksi (!) çıkmayı sürdürüyor. Enflasyona bir ‘sihirli değnek’ değiyor, ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet yöntemiyle arkadaş her ay düşüş gösteriyor! Devlette kadrolaşma olanca hızıyla sürüyor. Aklınıza gelen her kuruluşta uzman kadrolar sürülüyor, yerlerine torpilli eş dost ve AKP takımı getiriliyor. Yargı kararları uygulanmıyor. Yasalar yanlış, eksik ve Anayasa’ya aykırı çıkıyor. Cumhurbaşkanı bunları geri çevirdikçe ‘kötü adam’ ilan ediliyor!..Ve bu inanılmaz gidişe tepki gösteren yurtsever insanlara İslamcı-şeriatçı-Kürtçü-entel-liboş kesim tarafından çamur atılmaya kalkışılıyor: Dinozor!.. Taş kafa!.. AB düşmanı!..Ama Türk milleti gidişin farkında. Nasıl bir oyuna düşürüldüğünü, nasıl kandırıldığını şimdi -olayları yaşadıkça- görüyor. Biz böyle değildik, bir şeyler oldu. Bizim toplumsal jetonumuz geç düşer ama düşünce iyi düşer. Uysal atın çiftesi fena olur. Jeton düştü düşüyor. Ötesini iktidar düşünsün.