Güncelleme Tarihi:
* Yeni projeniz hayırlı olsun. “Kötü Yol”un oyuncularını sizin cümlelerinizle okura aktaralım desem... Rol arkadaşlarınız için neler söylersiniz?
- İlker Aksum’la daha önce “Küçük Kıyamet” dizisinde birlikte çalışmıştık. Onun da işin içinde olması olaya bambaşka bir boyut kattı.
* Neden?
- Hani derler ya oyunculuk bekleme işidir diye... Sürekli beklersin; set hazır olsun, senin çekim sıran gelsin... Ama İlker’leyken zaman çok çabuk geçiyor. Çünkü komik, eğlenceli ve kültürlü... Şükran Ovalı’yla ise burada tanıştık. Karşımda gerçekten iyi bir oyuncu buldum. Ezgi Mola’ya gelince, onunla oynamayı kim istemez? Oyunculukların hepsi ayrı ayrı şahane. Herkes çok doğal oynuyor.
* Siz dizide nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?
- Ben Kenan Yılmazer adında bir yönetmeni oynuyorum. Hayalperest ve hep aklına estiği gibi hareket ediyor. Çocukluğu iyi geçmemiş. 15 yaşındayken babasının intikamını almak için birini öldürmüş, sonra annesiyle beraber İstanbul’a gelip köşke yerleşmiş. Böyle acı bir geçmişi var.
BİRAZ AYHAN IŞIK BİRAZ CLARK GABLE
* Bu kıyafetler ve kurulan dekor içinde kendinizi gerçekten o döneme ait hissettiniz mi?
- Kostüm, dekor ve bıyıkla beraber evet...
* Bıyığınıza alışabildiniz mi peki?
- Gerçek hayatta unutuyorum bıyığı, ama aynanın önünden geçerken “Bu ne böyle” dediğim çok oluyor.
* Karakteri yaratırken, o dönemden örnek aldığınız bir yönetmen ya da oyuncu var mıydı?
- Biraz Ayhan Işık, biraz Clark Gable, biraz da Tim Burton filmlerindeki Ed Wood karakteri...
* Ayhan Işık filmlerini izlemiş miydiniz?
- Tabii, internetten izledim.
* Sizin canlandırdığınız Kenan ile Şükran Ovalı’nın oynadığı Nuran nasıl karşılaşıyor?
- Kenan, bir filmin tecavüz sahnesi çekilirken olayı gerçek sanıp Nuran’ı kurtarmaya kalkışıyor. Sözde tecavüzcüye odunla saldırıyor. Tabii herkesten fırça yiyor. Devamında Kenan kıza bir filmde oynaması için teklif sunuyor. Nuran önce “hayır” diyor.
* Sonra?
- Sonrasında olanları hep birlikte izleyeceğiz.
DÜĞÜN GÜNÜ RÜYADA GİBİYDİM
* Gelelim özel hayatınıza... Geçtiğimiz hafta Pınar Apaydın ile evlendiniz... Düğününüz de çok güzel olmuş, herkes öyle diyor.
- Gerçekten mi? Ben dışarıdan bir göz olarak bakamadım tabii... Bir de inanılmaz heyecanlıydım. O gün her şey rüya gibiydi benim için.
* Pınar Hanım’la ne zamandır beraberdiniz?
- İki senedir beraberdik, bir senedir de birlikte yaşıyorduk. Birbirimizi çok iyi tanıyorduk, artık evlenme zamanı gelmişti. O özel günde en yakın arkadaşlarımızın ve ailemizin yanımızda, bir arada olmalarını istedik. Onun için küçük bir davetli listesi hazırladık. Huzur dolu bir düğün planlamıştık, öyle de oldu. Çok mutlu ve çok rahattık sevdiklerimizin yanında.
* Peki onda sizi en çok çeken özellik neydi?
- Pınar sade zevleri olan, konuşmasını bilen, huzur veren ve gerçekten beni seven biri. Bunu onun gözlerinde görebiliyorum. Bir de çok güzel (gülüyor).
BABALIK GÜZEL BİR DUYGU OLSA GEREK
* Bu arada düğününüzün olduğu gece hayranlarınız da sosyal medyada sizi en çok konuşulanlar listesine sokmak için epey çaba sarf etti...
- Hayranlarıma çok şey borçluyum. Beni hiçbir zaman yalnız bırakmıyorlar. Biraz moralim bozulsa onların desteğiyle kendime geliyorum. Hepsine teşekkür ederim, iyi ki varlar.
* Bana “Dur bir, daha yeni evlendik” diyebilirsiniz ama yine de sormak istiyorum, çocuk düşünüyor musunuz?
- Düşünebilirim tabii ki, çocukları çok seviyorum. Babalık çok güzel bir duygu olsa gerek.
* Dizi çekimleri ile düğün çakıştı. Sanırım balayı için zaman bulamayacaksınız.
- Balayını sene sonunda yapmayı düşünüyoruz. Zaten biz birlikte çok gezdik, birçok ülkeye gittik. Sorun yok.
FRANSIZ BİR YÖNETMENLE SENARYO YAZMAYA BAŞLADIM
* Ufukta bir sinema filmi görünüyor mu?
- Fransa’dan bir yönetmen arkadaşımın senaryosu var. Aslında senaryoyu birlikte yazıyoruz demek daha doğru.
* Türü nedir bu filmin?
- Aksiyon komedi... Başı belaya giren genç bir adamın hikayesi. Her sabah kalkıp para peşinde koşarken her şeyini kaybeden bir adamın hikayesi. Modern dünya eleştirisi biraz...
* O adam siz misiniz?
- Evet, ben oynamak istiyorum. Zaten arkadaşım da senaryoyu benim üzerime yazıyor. Birlikte geliştiriyoruz. Ama çok yeni daha... Hayata geçmesi için çok vakti var.