Bitkisel ürünleri doğru kullanın
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2009 10:50
Doğru kullanılmayan veya büyük miktarlarda alınan bitkisel ürünler ciddi sağlık problemlerine neden oluyor.
Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Yavuz Baykal, ilaç gibi düşünülerek, doğru kullanılmayan veya büyük miktarlarda alınan bitkisel ürünlerin ciddi sağlık problemlerine neden olabildiğini bildirdi.
Baykal, yaptığı yazılı açıklamada, bitkisel ürünlerin ilaçlardan daha güvenli olmadığını, ticaretini yapanların, kullanıcılara bu bitkisel ürünlerin çoğunun natürel olduklarını söylemesine rağmen büyük bölümünün zararlı etkiler gösterdiğini ileri sürdü.
Bitkisel ürünün üzerindeki doğal olduğunu belirten etiketin, onun güvenli olduğunu göstermeyeceğini vurgulayan Baykal, “İlaç gibi düşünülerek, doğru kullanılmayan veya büyük miktarlarda alınan bitkisel ürünler, ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Bazı bitkisel ürünler ilaç gibi etki gösterdiğinden, kullanılan ilaçlarla etkileşerek zararlı olabilmektedirler” görüşünü dile getirdi.
Yavuz Baykal, bitkisel kaynaklı ürünlerin içerisindeki aktif maddelerin bilinmediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Tedavi veya destek amacıyla kullanılmakta olan yüzlerce bitkisel ürün mevcuttur. Bunlar içerisinde en çok bilinenler, sinameki, bitkisel çaylar, papatya türleri, yosun hapları, kondriotin sülfat, ekinezya, efedra, garlik, ginkgo biloba, ginseng, kava, glukozamin, melatonin ve fitoöstrojenlerdir. Sık kullanılan ilaçlardan biri olan sinameki, vücuttaki suyun atılmasını hızlandırıcı etkiler içermektedir. Kullanılan diüretik çaylar (zayıflama ve form çayları) bağırsaklarda bulunan 'mikrovillus' adı verilen tüycüklerin kısalmasına ve düzleşmesine, dolayısıyla kabızlığa yol açmaktadır. Sinameki kullanıldığı durumlarda besin ögelerinin emilimlerinde sıkıntılar yaşanabilir. Mesela potasyum emilimi azalınca kalp kaslarına olumsuz yönde etki eder. Sonuç, kalp hastalığına kadar gidebilir.”
“PAPATYA, ZEHİRLENMELERE YOL AÇABİLİR”
Baykal, özellikle zayıflamak için kullanılan yosun haplarında ciddi yan etkiler bulunduğunu ileri sürerek, “Gerçekte insanlar yosunla değil, sentetik bir madde ile zayıflıyorlar ve madde kontrolsüz kullanıldığı için birçok kişinin ölümüne yol açmıştır” değerlendirmesinde bulundu.
Doğadan toplanan ve demlenerek içilen papatyaların da kimi zaman ciddi zehirlenmelere yol açabildiğini ifade eden Baykal, çok çeşitli papatya türlerinden bazılarının böcek öldürücü, bir başkasının migren, bir diğerinin ise soğuk algınlığı tedavisinde kullanıldığını anlattı.
Bitkisel kaynaklı ürünleri, “Kanama problemi olanların, kanserli hastaların, şeker, prostat, sara, göz tansiyonu, kalp, hipertansiyon, psikiyatrik, parkinson, karaciğer, felç, tiroit hastalığı ile bağışıklık sistemi yetmezliği olanların kullanırken çok dikkatli olması gerektiğini” vurgulayan Yavuz Baykal, bitkisel ürünleri kullanan ve cerrahi müdahale geçirecek kişilerin durumu doktoruna belirtmesini istedi. Bitkisel ürünlerin, kanama ve anestezide bazı sorunlara yol açabildiğini belirten Baykal, bu durumlarda bitkisel ürünün iki hafta önceden kesilmesinin önemine işaret etti.
Baykal, bitkisel ürünlerin özellikle böbrek ve diyaliz hastalarında, kan basıncı, kan şekeri ve pıhtılaşma üzerine tahmin edilemeyen etkileri ve elektrolit dengesizlikleri nedeniyle zararlı olabildiğini kaydetti.
Baykal, yaptığı yazılı açıklamada, bitkisel ürünlerin ilaçlardan daha güvenli olmadığını, ticaretini yapanların, kullanıcılara bu bitkisel ürünlerin çoğunun natürel olduklarını söylemesine rağmen büyük bölümünün zararlı etkiler gösterdiğini ileri sürdü.
Bitkisel ürünün üzerindeki doğal olduğunu belirten etiketin, onun güvenli olduğunu göstermeyeceğini vurgulayan Baykal, “İlaç gibi düşünülerek, doğru kullanılmayan veya büyük miktarlarda alınan bitkisel ürünler, ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Bazı bitkisel ürünler ilaç gibi etki gösterdiğinden, kullanılan ilaçlarla etkileşerek zararlı olabilmektedirler” görüşünü dile getirdi.
Yavuz Baykal, bitkisel kaynaklı ürünlerin içerisindeki aktif maddelerin bilinmediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Tedavi veya destek amacıyla kullanılmakta olan yüzlerce bitkisel ürün mevcuttur. Bunlar içerisinde en çok bilinenler, sinameki, bitkisel çaylar, papatya türleri, yosun hapları, kondriotin sülfat, ekinezya, efedra, garlik, ginkgo biloba, ginseng, kava, glukozamin, melatonin ve fitoöstrojenlerdir. Sık kullanılan ilaçlardan biri olan sinameki, vücuttaki suyun atılmasını hızlandırıcı etkiler içermektedir. Kullanılan diüretik çaylar (zayıflama ve form çayları) bağırsaklarda bulunan 'mikrovillus' adı verilen tüycüklerin kısalmasına ve düzleşmesine, dolayısıyla kabızlığa yol açmaktadır. Sinameki kullanıldığı durumlarda besin ögelerinin emilimlerinde sıkıntılar yaşanabilir. Mesela potasyum emilimi azalınca kalp kaslarına olumsuz yönde etki eder. Sonuç, kalp hastalığına kadar gidebilir.”
“PAPATYA, ZEHİRLENMELERE YOL AÇABİLİR”
Baykal, özellikle zayıflamak için kullanılan yosun haplarında ciddi yan etkiler bulunduğunu ileri sürerek, “Gerçekte insanlar yosunla değil, sentetik bir madde ile zayıflıyorlar ve madde kontrolsüz kullanıldığı için birçok kişinin ölümüne yol açmıştır” değerlendirmesinde bulundu.
Doğadan toplanan ve demlenerek içilen papatyaların da kimi zaman ciddi zehirlenmelere yol açabildiğini ifade eden Baykal, çok çeşitli papatya türlerinden bazılarının böcek öldürücü, bir başkasının migren, bir diğerinin ise soğuk algınlığı tedavisinde kullanıldığını anlattı.
Bitkisel kaynaklı ürünleri, “Kanama problemi olanların, kanserli hastaların, şeker, prostat, sara, göz tansiyonu, kalp, hipertansiyon, psikiyatrik, parkinson, karaciğer, felç, tiroit hastalığı ile bağışıklık sistemi yetmezliği olanların kullanırken çok dikkatli olması gerektiğini” vurgulayan Yavuz Baykal, bitkisel ürünleri kullanan ve cerrahi müdahale geçirecek kişilerin durumu doktoruna belirtmesini istedi. Bitkisel ürünlerin, kanama ve anestezide bazı sorunlara yol açabildiğini belirten Baykal, bu durumlarda bitkisel ürünün iki hafta önceden kesilmesinin önemine işaret etti.
Baykal, bitkisel ürünlerin özellikle böbrek ve diyaliz hastalarında, kan basıncı, kan şekeri ve pıhtılaşma üzerine tahmin edilemeyen etkileri ve elektrolit dengesizlikleri nedeniyle zararlı olabildiğini kaydetti.