Güncelleme Tarihi:
Sigara ve diğer bağımlılık yapıcı maddelerin zararları konusunda çeşitli araştırmaları bulunan CÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne bağlı Sigara ve Nikotin Bağımlılığı Tedavi Merkezi'nin sorumlusu olan Prof. Dr. Erol Sezer, yaptığı açıklamada, Türkiye'de sigara, tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının azaltılması konusunda önemli mesafeler alındığını ifade etti.
Kapalı alanlarda sigara yasağının uygulanmasının önemine dikkati çeken Prof. Dr. Sezer, “Biz sigarayla bu kadar etkili mücadele ederken, gençler bir konuda hazırlıksız yakalandılar, nargile salgını ortaya çıktı” dedi.
Özellikle kafelerde gençlerin nargile kullanımına alıştığını ifade eden Prof. Dr. Sezer, “Şunu belirtmek gerekir, nargile kullanımı en az sigara kullanımı kadar zararlı, öldürücü hastalıklara neden olan, bağımlılık yapıcı bir nesne. Nargileden uzak durmak gerekir. Gençlerin bu konuda farkındalık kazanmasına katkı sağlayacak programlara önemli öncelik vermeliyiz. Çünkü gençlerimizin bu işe hızla katıldığını görüyoruz, bu konuda önemli bir tehlike var” diye konuştu.
Bitkisel nargile tehlikesi
Kanunla kapalı yerlerde, kahvelerde, kafeteryalarda da sigara içiminin yasak olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sezer, şunları kaydetti:
“Bu yasağı etkisiz kılabilmek için şimdi içinde tütün ürünü olmayan, bitkisel nargile adı altında bir yeni nargile tipi çıktı. Bitkisel nargilede de zehirle maddeler çok yüksek karışımlarda bulunuyor, çünkü bitkisel nargilede de yanan kısım içinde bitki özlerine, şeker melasınlı gliserine ve onları yanmayı sağlayan üstteki kömürü ve kömür dumanını içeriyor.
Kömür dumanı zehirli maddelerden çok zengin, kanser yapıcı zehirli maddelerden zengin, karbonmonoksitten zengin ve solunum yollarını bozucu zehirli maddelerden zengin. Gliserin çözüldüğü zaman çok önemli zehirli maddelere yol açıyor, tütün melası çözüldüğü zaman, yani ısıyla değişime uğradığı zaman, fermantasyon ürünleri ortaya çıktığı zaman önemli zehirlere yol açıyor. Öyleyse bu maddelerin hepsi bitkisel nargilede var, bitkisel nargileyi önemli bir zararlı gibi düşünmek gerekir.”
Bitkisel nargile de yasak kapsamına alınmalı
Prof. Dr. Erol Sezer, “Bitkisel nargile şu anda yasak kapsamında değil ama zararı nedeniyle bir an önce, önce yerel düzenlemelerle, daha sonra bir büyük düzenlemeyle kapsam içine alınması gerektiğini düşünüyorum, yani gençlerimizi bitkisel nargileden de korumalıyız” dedi.
Bitkisel nargilenin kullanıldığı ortamın diğer nargilenin kullanılmasına da çok uygun bir zemin sağladığını anlatan Sezer, “Her iki nargilede de bulunan ve sigaraya başlamayı kolaylaştırıcı bir madde var, aset aldehit denen bir madde. Aset aldehit, alkolün hoşa gidici etkisinden de sorumlu olan bir madde, bitkisel nargilede de, diğer nargilede de etkisi en iyi düzeyde olacak şekilde ayarlanmış durumda bulunuyor, yani nargile aset aldehit maddesi nedeniyle de bağımlılık yapıcı özelliği çok kuvvetlendiriyor” diye konuştu.
Tüm dünyada başlayan “bitkisel nargile salgınının” gençleri etkilediğini belirten Sezer, gençlerin zararsız olduğunu düşündüğü bu bitkisel nargilenin çok zararlı olduğunu vurguladı. Bitkisel nargilenin farklı ürün özelliklerinin olduğunu anlatan Sezer, tadı, kokusu ve içindeki pekiştirici maddelerle bitkisel nargilenin de bağımlılık yaptığını kaydetti.
Nargilenin, gençlerin sigaraya alıştırılmasında da rol oynadığını, sunulduğu ortam nedeniyle gençlerin nargile ve sigarayı bir arada içebildiğini belirten Sezer, bu bitkisel salgınının, sigara ve tütün sektörünü yeniden canlandırmak amacını taşıdığını ifade ederek, “Nargilenin, aynı sigara içimi gibi hiç olumlu bir yanı yok. Bütün zehirli maddelerden çok zengin. Nargile, kanser yapıcı, hastalık yapıcı maddelerden çok zengin bir karışım” dedi.
Bir nargilenin içiminin 50-60 dakikada sürdüğünü ifade eden Sezer, bir sigaradan çekilen zehrin, karbonmonoksitin çok daha fazlasının nargile içimi sırasında solunduğunu söyledi.
Bitkisel nargilenin sağlığa zararsız gibi tanıtıldığını ve sunulduğunu anlatan Sezer, gençlerin böylelikle yanıltıldığını belirterek, bitkisel nargilenin içimine de kapalı alanlarda izin verilmemesi gerektiğini savundu.