Bitkilerin perisi kansere yenildi

Aromaterapist Lale Utar, yakınlarına göre aynı dili konuÅŸtuÄŸu bitkilerin ‘perisi’ydi. Kanserle mücadelesinde de onlardan destek aldı ama bir yıl gördüğü tedaviden sonra yaÅŸamını yitirdi.LALE Utar’ı hayattan ve çok sevdiÄŸi bitkilerinden, tam iki yıl mücadele ettiÄŸi rahim aÄŸzı kanseri, henüz 32 yaşındayken kopardı. Aromaterapiye, yani bitkilerle tedaviye merak saldığında Ege Ãœniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde okuyordu. Tek istediÄŸi bitkilerle haşır neÅŸir olmaktı. Fakülteyi üçüncü sınıfta bırakıp Bodrum’a yerleÅŸti. Annesi Meliha Utar, ‘Bodrum’daki evinin bahçesi onun cennetiydi’ diyor. Bahçesine ektiÄŸi onlarca çeÅŸit bitkiyle haşır neÅŸir olmak, onun için gerçek mutluluktu. Doktora inanamadILale Utar, 6 yıl önce Londra’daki London School of Aromatherapy’de bir yıl ders aldı. Sonra da Bodrum’da kendi adını verdiÄŸi bir aromaterapi merkezi açtı. Artık Neyzen Tevfik Caddesi’ndeki Lale Aromaterapi, bedensel ya da psikolojik pek çok sorununu doÄŸal yollarla çözmek isteyenlerin adresi olmuÅŸtu. Ä°ki yıl önce halsizlik ve kanama ÅŸikáyetiyle bir hastaneye kontrole gidene kadar. Doktor, rahim aÄŸzı kanserini telaffuz ettiÄŸinde inanamadı. ‘BuÄŸday’ dergisindeki bir yazısında, ‘SakinleÅŸmek, güzel bir uyku uyumak, çeÅŸitli rahatsızlıkları tedavi etmek için sevgili bitkilerinize baÅŸvurun, onlar sizi iyileÅŸtirecek’ diye yazmıştı. Hastalığını öğrenince, kanser ve benzeri hastalıklarda tıbbi tedaviye destek olarak uygulanan makrobiyotik beslenme konusunda Alman bir uzmandan yardım aldı. Bir yıl boyunca özel diyet uygulayarak, tahıllar ve sebzelerle beslendi. Annesi, tıbba karşı olmadığını, sadece hastaneleri sevmediÄŸini söylüyor. Kanaması ve aÄŸrıları artana kadar bir yıl hiç doktora gitmedi. Lale Utar, Hacettepe Tıp Fakültesi Jinekoloji Bölümü’nde 6 ay kemoterapi ve radyoterapi gördü. Rahmindeki tümör kaybolmuÅŸtu. Umutlar tükendi Kanser, tedavisi bittikten 10 gün sonra da karaciÄŸerini yokladı. Doktorlar bu sefer ümitsizdi. Ama o, buna aldırmadan çıkaracağı aromaterapiyle ilgili kitabının eskizini hazırlıyordu. Tedavi süresince bedeni yorgun düşen Lale Utar’ın önce, annesinin ‘OkÅŸamaya doyamazdım’ dediÄŸi saçları döküldü. Acıbadem Hastanesi’nden, ‘Son günlerini evinde geçirsin’ denilerek taburcu edildikten iki gün sonra da konuÅŸamamaya baÅŸladı. Annesi ve yakınları, ‘Bitkilerin Perisi’nin güzel sesini en son 4 Haziran’da duydular. 6 Haziran’da da, iki ay önce düzenlediÄŸi annesinin evindeki yatağında sessiz sedasız ölümüne tanık oldular. Bitki kokularıyla bize ulaÅŸacakArkadaşı Tijen Ä°naltong, ölümünden 6 gün sonra Radikal Gazetesi’ndeki yazısında Lale Utar’ı anlattı. BuÄŸday Dergisi’nin temmuz-aÄŸustos sayısında da yayınlanan yazıda Tijen Ä°naltong ÅŸunları söyledi:‘...Lale’den sıkça dinledim, bitki ÅŸekline bürünmüş meleklerin mucizelerini. Hepsinin kendine has özellikleri vardı. Lale evinin her köşesini güzelim kokularıyla insanlara sevgi sunan, yaÅŸam enerjisi veren, iyileÅŸtiren bitkilerle donatır, onlarla çaylar demler, buhar banyoları, yaÄŸlar hazırlardı. ...Ondan ne çok ÅŸey öğrendim. Ä°ki yıl boÄŸuÅŸtu kanserle. Bir an önce iyileÅŸip çalışmak istiyordu. ...Sadece hastalığı yaÅŸayanlar deÄŸil, yanındakiler de büyürler bu süreçte. ‘Hastalık, iyileÅŸmeye giden yoldur.’ Belki senin hastalığın ve hastalıkla mücadelen bizleri iyileÅŸtirecek Lale. Sen de böyle isterdin. Seni anmak istediÄŸimde, sevgili bitkilerinden çaylar, banyolar, tonikler hazırlayacağım kendime. Biliyorum, sevgin onların kokularında ulaÅŸacak bana ve iyileÅŸtirmek istediÄŸin tüm insanlara.’ Kitabını bitiremediLale Utar’ın ömrü, hasta yatağında yazmaya baÅŸladığı, kansere inat eskizlerini tamamladığı aromaterapiyle ilgili kitabı bitirmeye yetmedi. Annesi Meliha Utar ve arkadaÅŸları ÅŸimdi el ele verip, Lale Utar’ın kitabını tamamlamaya çalışıyorlar. Kitabın adı tabii ki, ‘Bitkilerin Perisi’olacak.Lale bahçesinde yatacakAilesi, tüm yaÅŸam enerjisini bitkilerden alan Lale Utar’ın mezarını lalelerle donatmaya hazırlanıyor. Hayat dolu kızını 32 yaşında topraÄŸa veren Meliha Utar (yanda), ‘O hastalığı boyunca hiç isyan etmedi. Hep neÅŸeliydi’ diyor. Â