Ayten SERİN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 06, 2005 01:15
İstanbul Zeytinburnu Belediyesi’nin Merkezefendi Geleneksel Tıp Derneği ile birlikte gerçekleştirdiği Merkezefendi Geleneksel Tıp Festivali’nin altıncısı düzenleniyor. 12 Haziran’a kadar sürecek festivalin bu seneki en önemli yeniliği Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nin 300 çeşide yaklaşan bitkisiyle gezilebilir hale gelmesi.
Belediye Merkez Efendi Camii ve türbesinin bulunduğu bölgede süren festival alanıyla bahçe arasında lastik tekerlekli mini trenle seferler düzenlenecek.
Zeytinburnu, Osmanlı döneminden bu yana sağlık kurumlarının toplandığı bir yer. Balıklı Rum Hastanesi, Ermeni Hastanesi ve Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi ile Osmanlı’nın kozmopolit yapısını sağlık alanında da örnekliyor.
Zeytinburnu’nu geleneksel tıp çalışmalarının merkezi yapmak için çalışmalar yürüten Zeytinburnu Belediyesi ile Merkezefendi Geleneksel Tıp Derneği’nin birlikte oluşturduğu bahçe ve araştırma merkezinin temeli 2003’te atıldı.
Toplam alanı 14 bin metrekare olan bahçede bugün 280 şifalı bitki çeşidine ulaşıldı. Her bitkinin önünde hangi alanlarda kullanıldığını gösteren tanıtıcı tabelalar da bulunuyor. Bahçenin içinde bulunan araştırma merkezinde tıbbi bitkiler laboratuvarı ve herbaryum (bitki arşivi) oluşturma çalışmaları sürüyor.
Aynı kompleks içinde yer alan tropik bitkilerin yetiştirileceği sera, 240 metrekare genişliğinde. Burada kına kına, zencefil, muz, kahve, avokado ve tarçın yetiştirilecek. Belediye, önümüzdeki yıl için buraya 500 bin YTL bütçe ayırdığını belirtiyor.
Bahçenin Tıbbi ve Aramotik Bitkiler Teknikeri Nazım Tanrıkulu (24) bahçedeki bitkilerden bazı örnekler veriyor, ‘bunlar ne de olsa doğal’ deyip kafanıza göre kullanmamanız uyarısını da yaparak. Çünkü içlerinde şifalı olduğu kadar zehirli olanlar da var. Şimdi biz de bu bitkilerden bazılarına doğru küçük bir yolculuğa çıkalım:
Ekinazya: Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, antivirütik, kökleri ve toprak üstü kısmı ektsre halinde kullanılıyor.
Misk adaçayı: Çiçekli kısımlarından uçucu yağ elde ediliyor. Bu yağ parfümeri sanayiinde terlemeyi engelleyici olarak kullanılıyor. Aromaterapide de zindeleştirici olarak etkili.
Aynısafa (Tıbbi Nergis): İyileşmesi güç yaraları bile tedavi ediyor. Çiçekleri zeytinyağında bekletiliyor, bu yağla yaralar pansuman ediliyor. Çay şeklinde kullanımı ise ülser yaralarının tedavisinde etkili.
Tıbbi papatya: Dişlerdeki apselerde gargara yoluyla sökücü etkiye sahip. Sakinleştirici etkisi var. Suyuyla saç rengi açılıyor.
Keten: Tohum kabuklarında bulunan lignan maddesi hücre yenileme özelliğine sahip. Kolesterolü düzenliyor. Tohumları kullanılırken alınan miktarın en az üç misli sıvı alınması gerekiyor, yoksa bağırsaklarda şişme yapıyor.
Oğulotu: Sakinleştirici. Sinirsel başağrıları, kalp çarpıntılarına iyi geliyor. Eski kitaplarda ‘kalbin en iyi dostu’ olarak geçiyor. Uçucu yağı bazı limon kolonyalarında kullanılıyor.
Sarı Kantoron: O da sakinleştirici. Zeytinyağında çözülen yağı özellikle yanık yaralarında kullanılıyor. Mide ağrılarında hafif etkili.
Yünlü Yüksükotu: İçerdiği alkoloidler nedeniyle zehirli. Tedavi dozunda kullanılıyor. Kalp ritim bozukluklarında içindeki digitalin maddesi etkili.
Gümüşdüğme: Çiçekleri papatyaya benzemesine rağmen papatya değil. Standardize edilmiş (belirli oranda kapsüllenmiş) ekstresi migren tedavisinde kullanılıyor. Eczanelerde bulunuyor.
Kediotu: Bedensel ve zihinsel gerginliklerde sakinleştirici etkili. Ekstre ve çay olarak kullanılıyor. Çayını kullanırken iki hafta kullanımdan sonra bir hafta ara verilmesi tavsiye ediliyor.
Devedikeni: Ekstresi ya da balla tatlandırılmış tohumları yağlanma, siroz gibi karaciğer rahatsızlıklarında kullanılıyor.