Güncelleme Tarihi:
Gülden AYDIN
Anayoldan uzakta, dağların ve ormanların ortasındaki düzlüğe kurulmuş. Kendi halindeki bu kasabada hayatın acelesi yok. Her şey bisiklet hızında.
Ev kadınları, dedeler, gençler, çocuklar, esnaf, memur, yönetici; herkes bisikletli. İster üç, ister 85 yaşında olsun farketmiyor. İlçede insan nüfusu 5 bin 270, bisiklet nüfusu 5 bin. Ula bisiklet cumhuriyetinin tarihi, 70 yıl önce sarı bir bisikletle başlıyor.
Yıl 1940. O zamanlar nahiye olan Ula’nın zengin çocuğu Hayati Öztürk, üniversite eğitimi için İzmir’e gidiyor. Yaz tatilinde, İngiliz malı sarı bir bisikletle çıkageliyor. Kasabanın gençleri, bakmaya, dokunmaya doyamadıkları bisikletle arada bir nahiyeyi turlama ayrıcalığı elde ediyor. Hali vakti yerinde olanlar, sarı bisikletin büyüsüne kapılan oğullarının isteğini yerine getiriyor, onlara birer bisiklet alıyor. Bisiklet tutkusu herkese sirayet ediyor. Nahiyenin tek marangozu Cemil Çatalak, meslek değiştirip bisiklet kiralamaya başlıyor. Ali Karaarslan (81), o günleri ayrıntılarıyla hatırlıyor:
“Salgın hızla yayıldı. Benim gibi fakir rençber çocukları, kiralık bisikletle bir tur atabilmek için folluktaki tavukların başında beklerdi. Yumurtayı kaptığımız gibi Cemil Amca’nın yanına koşardık.”
Ama 1945’te Sabri Acarsoy öyle afili bir şey yapıyor ki, bütün nahiye yıkılıyor. Muğla’dan bir değil, iki bisikletle dönüyor. Aylar boyu gündeme oturuyor. Ali Karaarslan, gözleri parlayarak anlatıyor o şaşaalı günleri. “Biri Ralli, diğeri Phillips markaydı. İkisi de İngiliz malı, siyah ve koyu yeşildi.”
OBEZİTE YOK HERKES FİT
Küçük bir ovanın ortasındaki kasabanın verimli topraklarında sebze ve meyvenin en güzeli yetişiyor. Kıraç arazide ise zeytin ağaçları. Bir uçtan diğer uca 10 kilometre olan bu topraklarda ulaşım bisikletle sağlanıyor. Gündelik hayatla coğrafi koşulların 70 yıl önce bisikletle birleşmesi, Ula’yı sağlıklı bir kasaba yaptı. Hava sahasında karbonmonoksit, yollarında trafik ve park sorunu yok. Bisiklet, spor değil ulaşım aracı. Düzenli olarak çocukluktan itibaren günde ortalama 5 kilometre yol gidiyorlar. Bu nedenle Ulalılar’da obezite yok. Herkes fit. Bisiklet, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam getirmiş. Ekonomik katkısını da yabana atmamak gerekiyor. Otomobili zorunlu haller ve mesafeler nedeniyle kullanıyorlar. Benzin, çok az tüketiliyor.
30 yıl öncesine kadar birkaç kadının dışında bisiklet, Ula’da sadece erkeklere tanınan bir ayrıcalıktı. Bisikletli o birkaç kadın da yadırgamaları umursamayacak kadar varlıklı ya da üst düzey yönetici ailelere mensuptu. 1980’lerden itibaren üniversiteli kızlar yasağı delmeye başladı. Sonra liseliler, ortaokul ve ilkokullu kızlar ve 2000’lerden sonra da anneleri. Şimdi her on bisikletliden biri kadın. Yani Ula’da 500 kadın bisikletli var.
40 YILDIR YARIŞ DÜZENLENİYOR
Ula’da bisiklet yarışları 40 yıldır ağustosun ilk haftası düzenleniyor. Yüzlerce yaşlı genç, çocuk kadın; hepsi aynı kategoride yarışıyor. Bugüne kadar hız yarışması yapılırken bu yıl yavaşı da yapılacak. Bisikleti durmadan en yavaş kullanan birinci olacak. Kasaba tarihinde yarışma birincilerinin ödülü hiç değişmedi: Bisiklet. Değişen tek şey, kadın yarışmacıların yıldan yıla artması oldu.
Ali Karaarslan (81)
Plaka, ruhsat mecburiydi
Kendimi 15 yaşındaki çocuğa değişmem. Bisiklet sayesinde bacak kaslarım çelik gibi. 65 yıldır pedal çeviriyorum. 1965’e kadar plaka ve ruhsat mecburiydi. Muğla yolunda polis durdurup ikaz ederdi plakası ruhsatı olmayanları. İki çocuğum ve 5 torunumla birlikte yaşıyorum. Evimizde 8 bisiklet var. Bisiklet hırsızlığı hiç olmuyor. Bu yüzden kapı önlerine bırakıyoruz. O an ihtiyacı olan alır, işi bitince getirip yerine bırakır.
Nurten Ölmez (49)
Özgür ve sağlıklıyım
Ev kadınıyım. Bisiklet, çocukluğumdan beri vazgeçilmezim. Otomobilim de var ama bisikletin yeri ayrı. Onun sayesinde daha özgür ve sağlıklıyım. Kendimi kuş gibi hissediyorum. Evim kasabaya bir kilometre ötede. Günlük işlerimi, alışverişlerimi bisikletimle hallediyorum.
Mehmet Kutluca (Atatürk İlköğretim Okulu Müdürü)
Bisiklet beni Ulalı yaptı
2005’ten beri buradayım. Amasyalı’yım ama Ulalı gibi hemen bisiklet aldım. Öğrencilerimle birlikte okula bisikletle gelip gidiyorum. Erkeklere göre bisikletli kız öğrencilerin sayısı daha az ama günden güne çoğalıyorlar.
Salih Deveci (Zabıta memuru)
Seyyar satıcıları bisikletle kovalıyorum
Belediyedeki görev aracım bisiklet. Kaçak seyyar satıcıları bisikletle kovalıyorum. Uçakta bir kadın 28 yaşında olduğumu öğrenince çok şaşırdı. Meğer beni 18 yaşında sanmış. Bisiklet insanı gençleştiriyor. Ula’da ömür uzun olur.
Mehmet Baka (Belediye Meclis Üyesi)
Bisiklet parkları yapacağız
İlk bisikletim 8 yaşındayken alındı, 32 yıl kullandım. 12 yıl önce de şimdiki bisikletimi aldım. Evimizde 7 bisiklet var. Ula’da bebeklere de bisiklet alınıyor, üç tekerlekli. Erken öğreniyorlar. Bugüne kadar bisiklet parkımız olmadı. 2011’de Avrupa ülkelerindeki gibi bisiklet parkları yapmayı hedefliyoruz.
Ülkü Gürbüz (Petrol istasyonu sahibi)
Aldırtmak için çok ağlardık
1940-50’li yıllarda yedek lastik bulunmadığı için jant üzerinde giderdik. Çocukluğumuzda bisiklet çok pahalıydı, aldırtmak için çok ağlardık. O zamanlar en popüler markalar Alman Miele, Atlantic, Bauer, Fuji ve Jump’tı. 70’lerde yerli velespit Bisan çıktı.