Oluşturulma Tarihi: Aralık 13, 2004 00:00
Özellikle ABD’den mesaj gönderenler bazı unvanlarını öne çıkarmaya pek meraklılar. Mesajlarına örneğin “Ben şu anda ABD’nin Nebraska Üniversitesi’nde doktora yapmakta olan bir TC vatandaşıyım” diye başlıyorlar. Ya da bir başka üniversitede doktora yapmış olduklarını belirtiyorlar.Görmemişin bir oğlu olmuş!Bunlardan, “Dr”luğuyla pek öğünen biriyle epeyce uğraştım. Sonunda adam olmasından umunu kesip mesajlarına engel koydum.Sanki herhangi bir unvan insan zekâsının garantisiymiş gibi... Hiçbir unvan zekâ, bilgi, kültür ve uygarlığın garantisi olamaz.Eski zaman insanının dediği gibi “Oğlum ben sana vezir olamazsın demedim, adam olamazsın dedim!” misali...***Bunun bir örneğini Ramazan ayında ortaya çıkan bazı tersliklerle ilgili yazılarıma tepki gösterenlerde gördüm.Bu türden yazılar yazdığım için benim İslâm dinine karşı olduğumu sanıyorlar. Ben herhangi bir dine karşı olunamayacağını bilecek bir yaş, akıl ve kültürde bir adamım.Bazı Müslümanların zihniyet ve uygulamalarına karşı olanlara, sahurda davul çalınmasından rahatsız olanlara sözcülük yaptım. Çalar saat var, uyanmak için birden fazla elektronik ve teknik olanak var. Adamlar bir de her hafta kapınıza dayanıp davulcu haracı istiyorlar.***Gelelim Ezan okunmasına. Ezan’ın karşısına Hıristiyanların Çan olgusunu örnek olarak çıkartıyorlar. Benim gittiğim, gördüğüm, yaşadığım Hıristiyan ülkelerde 03 ile 05 saatleri arasında kesinlikle kilise çanları çalmıyor. Yaşadığınız kasabanın bütün kilise çanlarının sabaha karşı 04’te çaldığını düşünün? Bazı ülkelerde ve kentlerde sadece Pazar ayinleri için çan çalar. Bazılarında saatleri
haber veren çanlar vardır. Ama bütün kiliseler aynı anda saati haber vermek için çan çalmazlar. Belki çok özel günlerde...Ayrıca, benim düşünceme göre, hiçbir ülke bir başka ülkeye zararlı gelenek ve görenekler için örnek olmamalı.Ezan kuşkusuz beş vakit okunacak Müslüman cemaatin topluca yaşadığı kent ve ülkelerde. Ama hoparlördeki ısrar neden? Hazret-i Muhammed’in zamanında ezan hoparlörle mi okunuyordu?
Namaz vakti için de elektronik olanaklar var. Hoparlörsüz okunan ezanları Allah kabul etmiyor mu?***“Dr” ünvanı meraklıları, Ramazan ayına karşı Noel ve Şükran Günü, Paskalya örnekleri vererek beni köşeye sıkıştırdıklarını sanıyorlar. Kardeşim, mukayeselerin ancak aynı kategoriye ait öğeler için geçerli olduğunu bilmiyorsanız ben ne yapayım? Elma ile armudun toplanmayacağını bilmiyorsanız, yaptığınız doktora palavra bir doktora!İlkin şu sorunun yanıtını bulalım: Fazla ya da az demiyorum ama hangi dinde İslâm dininde olduğu gibi bir ay süren Oruç yükümlülüğü var? Mukayese Hırıstiyanlık ile yapıldığı için yanıtımız olumlu olamaz. Demek ki Müslümanların 30 gün süren Ramazan ayının karşılığı hiçbir Hıristiyanlık ülkesinde yok. Demek ki Ramazan Ayı’nı Noel, Şükran Günü ya da Paskalya ile mukayese etmek, onlarla bir tutmak kara cehalettir. Noel, Şükran Günü ve Paskalya yasal dayanakları olan resmi tatil günleridir.Belki İslâmi yasalarla (Şeriatla) yönetilen ülkelerde Ramazan Ayı’nın yasal dayanağı vardır, ama laik devletlerde herhangi bir yasal dayanak yok.***Noel tatilinin karşılığı Türkiye’de Yılbaşı tatili olabilir. Şükran Günü ile Paskalya yasal tatillerinin karşılıkları ise Şeker ve Kurban bayramları olabilir.Şeker ve Kurban bayramlarında şu dükkanlar, bu lokantalar kapalı diye şikayet eden var mı?Son olarak: ABD’den mektup yazan tur operatörünün ve bana telefon eden avukat arkadaşımın gözlemlere dayalı tanıklıklarına karşı şiddetli tepki sadece yurt dışında, özellikle ABD’de yaşayan ve Fethullah cemaatinden olduğunu sandığım okurlardan geldi. Doktora meraklıları da sanırım Fethullah cemaatinden...Ama Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesinde yaşayan okurlardan herhangi bir olumsuz tepki gelmedi. Bu da, özel eğitim faslından olmak üzere, muhterem “Dr”ların bilgisine sunulur!
button